Bill Gates, Dünya Sağlık Örgütü ve Batı Uygarlığı
Covid-19; bize küresel sistemde olup bitenleri, daha geniş çaplı okumamız gerektiğini de öğretmekte. Özellikle Dünya Sağlık Örgütü ve finansörlerinin menfaat alanları, bizim bir çok konuda fikir edinmemize yardımcı niteliktedir.
Bill Gates ve eşinin kurduğu vakıf ilgimi çekti. Çalışmalarını, açık sayfalarından irdeledim. Özellikle gıda ve sağlık sektöründe, tam net olarak Afrika üzerine, çocuk felci üzerine, aşı çalışmaları üzerine faaliyetleri dikkat çekici. Afrika özelinden bakıldığında çocuk felcine neden olan Poliomyelit virüsünü ortadan kaldıracak aşının Afrika’da kullanılması, hastalığı ciddi oranda azaltmış durumda. Lakin bu meseleye daha da ileri giderek baktığımızda, ilginç konular çıkmakta!
Bill Gates’in; ilaç sektöründeki farmokolojik küresel firmaların başını yöneten kişi olduğunu biliyoruz. İlaç sektörü, özellikle yardıma muhtaç ülkelere giriş için iyi bir görüntü.
Dünya Sağlık Örgütü’nün en büyük sponsoru da Bill Gates Vakfı ve bu vakıf olmasa bir gün bile dayanamaz örgüt. Örgütün büyük yöneticilerinden uzmanına ve araştırmacı kadrolarına kadar, direk olarak Bill Gates Vakfı’nın bağladığı maaşla çalışmakta. Bu vakfın tüm bağışçıları yani ilaç sektörü baronları, bu vakıf üzerinden Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık politikalarını yönetmekte.
“Dünyadaki virüs saldırılarının çıkış nedenleri üzerine, bundan sonra daha fazla konuşulacak” diye yazmıştım. Görünen o ki ileride ithamlar ve suçlamalar devreye girecektir. Hatta suçlamalar başladı bile.
Şimdi geçelim küçük detaylarda saklı parçalara. Çünkü parçalardaki fotoğrafı göremezsek, geneldeki tabloda neyin çizildiğini anlayamayacağız!
Dünya Sağlık Örgütü artık şirketlerin ve ilaç şirketlerinin inhisarında olduğu açıktır. Bugün Bill Gates dese ki “bundan sonra artık eğitimle veya ekoloji ile uğraşacağım”, sağlık örgütü iflas eder!
Afrika’ya bu kadar heves gösteren Bill Gates ve ekibinin, bunca paralar harcayıp aşı üreterek çocukları felçten kurtarma çabasını, iyi niyet olarak okuyabilirdik tabii ki, ama “bu paralardan daha azını harcayıp, bu hastalıklara neden olan temel gıda sorunu ve temiz su ihtiyacını giderebilseydi, daha verimli sonuç olmaz mıydı” sualini vermek durumundayız!
Bu coğrafyada mevcut durumun nedeni, Batı’nın bu coğrafyaya vahşice saldırmasıdır. Yeraltı ve yer üstü zenginliklerine el koymasıdır. Hatta Bill Gates’in vakfının sponsorları olan ilaç firmalarının “ilaç alanı açma çabasıdır” bu duruma sebep!
Temiz su ihtiyacı ve gıda yetmezliği olmazsa, zaten coğrafyada çocukların bu virüse yakalanması oran olarak azalacak bile.
Dünya Sağlık Örgütü ise sadece Bill Gates Vakfı’nın menfaatleri istikametinde yıllık raporlarını yazmakta ve devletlere bunu empoze etmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü diyor ki; “bir çok sponsor olmak isteyen şirket olmasına rağmen onlardan para almıyoruz. Mesela silah sanayisi sektörü ile uğraşan şirketlerden!” Açık kaynaklara baktığımda Sağlık Örgütü’nün sponsorları içinde Airbus ve Boing şirketlerinin olduğunu görmek mümkündür.
Bu şirketlerin projelerine açık kaynaktan baktığımda ise, nükleer santral ve savaş uçakları dahil bir çoğu silah sektörüne ait olan projenin ya ortağı yada tek başına üreticisi olduğunu da görebilmek mümkündür. Demek ki Dünya Sağlık Örgütü bir başına gözükse de, dolaylı olarak silah sektöründeki sponsorlardan da para desteği almaktadır. Şu anda parçaları anlamak ve bunu yerelden genele yayarak sonuçta nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalacağımızı anlamamız lazım. Pazılları ayrı ayrı okuduktan sonra birleştirince resmi göreceğiz. Şimdilik ise kafamı karıştıran; ilaç firmaları, Bill Gates ve hatta öldürücü virüsleri düşünen, sonra da onları ortadan kaldıracak ilaçları devreye soktukları iddiasını irdelemek, hem de bu bela üzerinden para kazanmaya devam eden “Batı uygarlığının” perde arkasına yönelmekte yarar vardır. Bunu anlayabilirsek Bill Gates’in çip taktırma teşvikinin arka planını da anlamak zor olmayacaktır.