BİR DEVRİN SONU

Okuduğunuz Yazı
BİR DEVRİN SONU

İçerik

Tarihi günlere tanıklık ediyoruz. Aslında bir devrin kapanıp yeni bir devrin kapılarının aralandığı sancılı günler. Sancılı çünkü yıllarca gücüne güç katmış kirli ve karanlık yapının çökertilmesinden söz ediyoruz. Kolay değil bu mücadele. Sadece Türkiye ile de sınırlı değil. Sınırların ötesini de kapsayıp “Dünya beşten büyüktür” sloganıyla bayraklaştırılan “mazlumun zalime”, “haklının güçlüye” “insanlığın küresel adaletsizliğe” başkaldırısı.

Ülkemizin uzun yıllar boyunca mahkum edildiği eski Türkiye’nin kirli, kanlı ve milletle kavgalı günlerini bir daha yaşamamak için verdiğimiz beka mücadelesi.

Her olay birbiriyle o kadar bağlı ki.
Yeter ki görmesini bilelim.
Yıllarca hep o gücün gösterdiklerini doğru bildik.
Aksini söylemek ya da gerçeği görüp haykırmak affedilmeyen bir suç olarak kabul edilip ceza kesildi acımasızca.
Bazen bir lider oldu cezalandırılan bazen de topyekün millet.

Darbelerin demokrasiye katkısı olduğu yalanını utanmadan ders kitaplarına sokacak kadar fütursuzlardı.
PKK’nın bölge halkı için mücadele ettiği yalanını söyleyen de, bu terör örgütüyle mücadele ediyormuş gibi davranan da yine onlardı.
Çukur ve hendeklere devleti gömmeyi düşünüp bu çukurlar mezarları olunca “insan hakları” teraneleriyle yeri göğü inletmeleri de bu yüzden.
GEZİ’ de masumiyet maskesi takıp, 17-25 Aralık’ta adalet timsali göründüler.

FETÖ’ yü Allah ve Peygamber yolunda hizmet eden masum bir cemaat maskesiyle en mahremimize kadar sızdıran da, 15 Temmuz’da milletin kanını akıtıp, darbenin başarısız olması karşısında utanmadan darbecilere sığınma hakkı verip kollayan da başkası değil.

Amerika’nın Türkiye’nin bölgesel bir güç olmasını stratejik ortak olarak hep desteklediği aşağılık yalanını da hala dillendirmekten çekinmiyorlar.
NATO’nun üye ülkelerin sınırlarını koruduğuna
Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin ekonomik olarak güçlenmesi için çalıştığına inanmamızı da gözümüzün içine baka baka söylemekten utanmıyorlar.

Tıpkı bu gün Afrin’ de yaptığımız terör harekatından rahatsızlık duyup siviller öldürülüyor yalanını her türlü algı operasyonuyla dünyaya servis etmeleri gibi.
İçeriden ve dışarıdan el birliğiyle yürütülen ve hedefi Türkiye olan cephesi belli olmayan bir savaş var.
Bunun için kirli oyunlarını bozup, yüzlerine karşı haksızlıklarını haykıran Erdoğan’a düşmanlar.
Bunun için binbir algı operasyonuyla itibarsızlaştırmak istemeleri.

Geçmişten gelip elden ele bayrak yarışı gibi taşınan terör, darbe ve kaos koşusunun dış mihrakları ve yerli işbirlikçileri.
Ülkeye çelme takmak için kıvranan, Afrin‘de terörü ezip geçmemizden rahatsızlık duyacak kadar şuur kaybı yaşayan ihanet cephesi.
Saflar ne kadar da belli oldu değil mi?
İşte bunun için her şey birbiriyle bağlantılı.
FETÖ ‘yü çamurdan terör heykeli gibi şekillendiren eli tanıyoruz.

Ama videolarla, kurgu fotoğraflarla, hapishane kaçkını sakallı figüranlarla DAEŞ filmini dünyaya servis eden de aynı el.
İyi, kötü, çirkin diye bir karakter yok bu filmde. Verilen rolü oynayan figüranlar var.
Sözde kafa kesen katiller sürüsüne dur demek için yarattıkları sanal kahramanın adıdır YPG.
Kötü adam kafa kesip ülke işgal eder, Müslümanlık gibi hoşgörü dinini lekeleye lekeleye yayılır virüs gibi.
İyi adam kötülerle savaşır ve kovar onu işgal ettiği topraklardan. Demokrasi der, halkların kardeşliği der Suriye Demokratik Gücü görevine soyunur.
Böylesine göz boyayan yalanlarla, paçalarından kan damlayan teröristlere her türlü destek olmanın bahanesi yaratılır.

Her fırsatta Marksist ve Leninist bir örgüt olduklarını gururla bahsetmekten çekinmeyen PKK/YPG ile varlık sebebi Komünizmle mücadele olan ve bu amaçla NATO’yu kuran bir devletin nasıl olup da işbirliği yapabildiğini neden kimse sorgulamaz?
Kaşla göz arasında dünyanın vicdanını kanata kanata, masum insanları bozuk para gibi harcayıp bölgeyi dizayn etmek isteyen kirli gücün 100 yıl öncesinden oynadığı oyunu tekrar güncelleme macerasıdır bu.
Sadece bölgeyi terör devletleri kurdurmakla kalmayıp Türkiye’yi de bölüp parçalamayı planlayan bu kirli plana dur dedik.

15 Temmuz darbe ve işgal girişimi başarılı olsaydı!
Düşünmesi bile korkunç.
Atatürkçü ve laiklik maskesiyle yönetimi ele geçirmiş FETÖ nün, El Bap’a Afrin’e terör operasyonu yapacağını ya da Amerika’ya kafa tutacağını hayal edebilir misiniz?
Sınırlarımızın dibinde hatta sınırlarımıza da tecavüz edecek devletleşme sürecine dur demeyi bırakın, hızlandırmak için var güçleriyle çalışacaklardı.
Güçlü bir Türkiye’yi engellemek için yazılan ve hala uygulamaya çalışılan bir senaryodan vaz geçmişler değil.

Artık kendi gücünün farkında olan bir ülke var karşılarında.
Geriye dönüş yok bu yolda. Alın teriyle, şehit kanıyla bedel ödeyerek ilerliyoruz.
Sağcısı, solcusu, alevisi, sünnisi, Türkü, Kürdü, Lazı Çerkesi yok bu mücadelenin.
Yanımızda olup omuz verenler ve karşı cephede ülke düşmanlarıyla aynı fotoğraf karesinde poz verenler!
İşte bunun için Milli mutabakata “Cumhur ittifakına” gözümüz gibi bakıp üzerine titremeliyiz milletçe.
Ülkesini seven, devletin bekasını korumak isteyen, 2023 hedeflerine koşar adımlarla yürüyen bir Türkiye ortak hedefimiz.

Bu amacı gerçekleştirmek için 2019 seçimlerinin nasıl bir önem taşıdığını hiç unutmayalım.
Birbirinden ayrı ve alakasız gibi görünen tüm olay ve örgütleri ve yaşadığımız acılara bir de bu gözle bakın.
Bu gerçekler ışığında izin vermeyelim ülke düşmanlarının bir daha canımızı acıtmasına.

Eski Türkiye’nin günahlarının yeni Türkiye’nin temiz sayfalarını kirletmesine canımız pahasına izin vermeyelim.
Tahsin Yıldız
 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Tahsin YILDIZ