BİR LEŞMİŞ MİLLETLER
Kadınların cadı diye yakıldıkları, insanlara dehşet verici işkencelerin yapıldığı Orta Çağ’da değil, teknolojinin son derece geliştiği bir dönemde yaşıyoruz. Gelişmiş ülkelerin siyasetçilerinin dilinden “demokrasi, özgürlük, insan hakları” tabirleri eksik olmuyor. Ancak gel gör ki Orta Çağ’da bile mevcut olmayan bir ikiyüzlülük ve barbarlık ile karşı karşıyayız. Bugünleri öngörmüş olacak ki “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” der Mehmet Akif Ersoy.
ABD “demokrasi getireceğiz” diye diye ve kimyasal silah barındırdığı yalanıyla Irak’ı talan etti. Yüz binlerce sivilin hayatını kaybettiği savaşın sonunda CIA hiç utanıp sıkılmadan Saddam’ın aslında kitle imha silahlarına sahip olmadığını bildiklerini itiraf etti. Daha sonra hiçbir şey olmamış gibi, “Irak’ın özgürlüğü için yaptığımız operasyonlar sona erdi” diye müjdeleyen Barrack Obama’ya ise Nobel Barış Ödülü verildi.
Bugün aynı ikiyüzlülük ve yalanlar devam ediyor. Ukrayna savaşı sürerken Rusya’ya karşı her türlü suçlamayı yönelten Batı ülkeleri, İsrail’e “koşulsuz destek” sağlamaktan çekinmiyorlar. Çünkü Rusya’yı rakip olarak görürlerken, ortakları İsrail ile ise, Orta Doğu’daki kirli emellerini gerçekleştirmek adına birlikte çalışabiliyorlar.
Sözde üye ülkeler arasında barış ve güvenliği sağlamak amacıyla kurulmuş ancak Güvenlik Konseyi’nde sadece beş daimi üyesi bulunan Birleşmiş Milletler ise bu süreçte yine son derece etkisiz bir duruş sergiliyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, her açıklamasında İsrail’in katliamlarını “kınamaktan” öteye geçemiyor. Hatırlarsınız ki 1995 yılında Bosnalı Sırplar, Srebrenitsa’da Birleşmiş Milletler tarafından korunan, sözde “güvenli” bir bölgeyi ele geçirerek binlerce Müslümanı katletmişti. Srebretnitsa soykırımından çeyrek asır sonra tarih tekerrür ediyor ve yine Birleşmiş Milletler kılını bile kıpırdatmıyor.
İşte o yüzden Birleşmiş Milletler değil, “Bir Leşmiş Milletler” diyoruz. Dünyaya adalet diye sundukları “güçlü olan kazanır”dan başka bir şey değil. Adalet yok. Hukuk yok. İnsanlık yok.
Bizlerin de böyle bir düzende, birey olarak da toplum olarak da ülke olarak da güçlü olmaktan başka çaresi yok.
(Öznur Sirene)