Bizim gençler ABD’nin nesinden korkuyor?
ABD’de demokrasiden söz edeceksek, birlikte basit bir veriye dikkat etmemiz gerekiyor. ABD, dünyada en az oy verilen demokrasi. İnsanlar oy kullanmıyor ve oran her seçimde giderek daha da düşüyor.
Niye böyle?
Amerika’daki ilk seçimlerde öyle herkes oy kullanamıyormuş. Zengin olacaksın, erkek olacaksın ve “Beyaz” olacaksın. Bu sebeple ilk zamanlarda sadece zengin olan birkaç bin beyaz erkek oy verebiliyordu. Daha sonra oy lazım olunca zenginlik sınırını aşağı çekmişler, daha az sığırı olan beyaz erkekler de oy verebilmiş. Aradan yıllar geçmiş “Fakir beyazlar da oy kullanabilir” demişler. Kadınlar hâlâ oy kullanamıyormuş.
1920’den sonra kadınlara oy atma hakkı verilmiş; ama aday olamazlar. Beyaz erkek ve beyaz kadınlar uzun yıllar oy verdiler ama siyahiler verebildi mi? 1955 yılında Rosa Parks adında siyahi bir kadın, otobüste beyazlara ait koltukta oturduğu için tutuklandığı bir ülkeden söz ediyoruz; ne oyu, ne seçimi… 1965 yılında kazandılar siyahiler oy hakkını. Amerika’da reklamlarda demokrasiden söz edebilirsiniz; ama gerçekten yaşandığını iddia etmek için FOX’tan çok iyi maaş alıyor olmanız gerekir.
Amerika’da insanlar oy kullanmaya alışık değiller; bazıları böyle bir haklarının olduğunun bile farkında değil. Ancak asıl dert bu değil. Her Amerikalı kesin olarak biliyor ki Washington yozlaşmış durumda ve bütün yetki şirketlerin elinde. Bu durumda zaten oy kullanmanın bir anlamının olmadığını düşündükleri için sandığa gitmiyorlar. İşte böyle bir ülke, kendini dünyanın demokrasi bekçisi olarak anlatıyorsa bu durum ancak Mısır mitolojisinde rastlanan ezoterik süsleri olan bir trajedidir…
Gelelim bugüne; Çin artık ABD’den daha fazla patenti olan bir ülke. Çin, ABD’den daha hızlı süper bilgisayarlar yapan bir ülke. Çin, ABD’den daha fazla araştırma ve teori yayınlıyor. Çin, matematik konusunda bütün sıralamalarda ABD’nin önünde. Çin, ABD’den fazla silah teknolojisi geliştiriyor. Çin, artık uzay teknolojisinde ve uzak uzay araştırmalarında ABD’den ileride. ABD’ninse elinde, “Eşcinsellik yaygınlaşsın” demekten başka hiçbir şey vadetmeyip ölü bir adamdan kalan duygusal mirasla geçinen Apple’dan ve bir de Google’dan başka hiçbir şey yok. Üstelik o Apple bilgisayar ve telefonları da zaten Çin üretiyor.
Hal böyleyse biz niye Amerika’ya yeniliyoruz?
Aslında bu memleketin hiçbir evladı, ne Amerika’sına ne Rusya’sına ne NATO’suna ne de Avrupa Birliği’ne yenik düşer. Biz onlara yenilmiyoruz, biz içimizdeki korkuya yeniliyoruz. Onlardan korkan, onlarla kıyaslanan; sonunda onlara özenip onlara benzemeye çalışan nesiller, göğüslerinde bir hastalık gibi taşıdıkları korkularına yeniliyor. Korkak kızlar büyütmeyin. Korkak erkekler büyütmeyin…
Bu Çin-Amerika mukayesesine bakıp “ABD’den değil Çin’den korkalım” sonucu çıkaran olursa, tam sözünü ettiğim aşağılık kompleksinin en kesin belirtisini göstermiş olur. Allah şifa versin. Mesele; ABD artık bir süper güç falan değil, ABD şımarık bir zenginin ellerinde can çekişen bölünmeye namzet bir hasta adam…