Bölgede HDP/ YSP’nin oy kaybı ne anlama geliyor?
24 Haziran 2018 seçimlerinde Türkiye genelinde HDP yüzde 11,5 oy alırken 14 Mayıs 2023 seçimlerinde yüzde 8,8 oy alarak oyunu yüzde 2,5 oranında düşürmüştür. Bu düşüş aslında bir şekilde partinin terör örgütü PKK ile ilişkisi sebebiyledir. Yani bazı seçmen gruplarında bu ilişkiden kaynaklı uzaklaşmalar yaşanmıştır. Ayrıca, bu düşüş Güneydoğu Anadolu bölgesinde yüzde 3,8’lik bir kayıp olarak karşımıza çıkmaktadır ki bu da oldukça anlamlıdır. Zira, HDP/ YSP siyasal yapısının en yüksek oy aldığı bölge hep Güneydoğu Anadolu bölgesidir.
Son dönemde terör örgütü PKK’ya yönelik devletin etkin mücadelesi neticesinde Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki HDP’nin oy oranlarında belirgin bir şekilde düşüş olmuştur. Bunun birçok sebebi vardır. En başta gelen sebebi ise Terör örgütünün silah zoruyla cebren bölge halkına kendileri lehine oy kullandırmasının önüne geçilmiş olmasıdır.
Diğer bir sebep ise bölge halkının 7- 8 Ekim Olaylarından – bazıları Kobani olayları olarak da adlandırılıyor. Oysa Kobani diye bir yer yok. PKK Terör Örgütünün Ayn El Arab’ın adını değiştirerek kendi kitlesine kimlik kazandırmak için kullanmasıdır- sonra Selahattin Demirtaş’ın terörize edilmesine öncülük ettiği bir süreç gelişti. Bu gelişen süreçte, Kürtler kendilerini tehdit altında görmüş ve bunun için de siyasal olarak tercihlerini HDP’den yana kullanma eğiliminde olmuşlardır. Bu süreci kendisi için bir kalkışmaya çevirmek isteyen örgüt bu sefer Hendek Kalkışmalarını organize etmiştir. Bu kalkışmalara katılanlar olmakla birlikte bunun aynı zamanda Kürtlerin ölümüne sebep olması sebebiyle de sorgulamaya başlamışlardır. Ancak, siyasal anlamada belli ölçüde kırılma yaşamış olan Kürt seçmen oy verme davranışlarında AK Parti’ye büyük oranda geri dönmemiş lokal artışlarla kısmi bir dönüş de olmuştur.
Bununla birlikte Optimar Araştırma’nın 2017’den beri yapmış olduğu Türkiye’nin Nabzı araştırmalarında ‘Türkiye’de yeni bir partiye ihtiyaç var mı?’ sorusuna HDP tabanında yüzde 25 ile 35 oranında ‘evet’ cevabı verilmiştir. Bu sonuç da göstermektedir ki uzun süredir HDP tabanı yeni bir parti arayışı içindedir.
2023 seçimlerine giderken HDP, kapatılma ihtimaline karşı yedekte tuttuğu YSP (Yeşil Sol Parti) ile seçime girdi.
24 Haziran 2018 seçimlerinde Türkiye genelinde HDP yüzde 11,5 oy alırken 14 Mayıs 2023 seçimlerinde yüzde 8,8 oy alarak oyunu yüzde 2,5 oranında düşürmüş. Bu düşüş aslında bir şekilde partinin terör örgütü PKK ile ilişkisi sebebiyle bazı seçmen gruplarında uzaklaşmalara sebep olduğunu gösteriyor. Ayrıca, bu düşüş Güneydoğu Anadolu bölgesinde yüzde 3,8’lik bir kayıp olarak karşımıza çıkıyor ki bu da oldukça anlamlı. Zira, HDP/ YSP siyasal yapısının en yüksek oy aldığı bölge Güneydoğu Anadolu bölgesidir.
HDP/YSP’nin oylarının hem Doğu Anadolu hem de Güneydoğu Anadolu’da düştüğünü gözlemliyoruz.
İl bazında önce Doğu Anadolu’ya bakacak olursak; Ağrı’da 2018’de yüzde 63,6 oy almışken 2023’te yüzde 55,9 oy almış ve bu oran yüzde 7,7’lik bir kayıp demek. Hakkari’de yüzde 71,8 oy almışken yüzde 64,5’e düşmüş. Hakkari’de de yüzde 7,7’lik bir kayıp olduğu görülüyor. Tunceli’de yüzde 52,1 iken yüzde 43,9’a düşmüş. Bu da yüzde 8,2’lik bir düşüşe tekabül ediyor. Van’da ise 60,6 almışken yüzde 54,3’e düşmüş. Van’da da 6,3’lük bir kayıp gözlemleniyor. Diğer Doğu Anadolu illerinde de benzer bir kayıp söz konusu, 2 ila 4 puan arasında HDP/YSP oylarında düşüş var.
Değişimin ayak sesleri
Güneydoğu Anadolu bölgesinde de benzer bir durum söz konusu; 2018’de yüzde 71,9 oy almışken 2023 seçimlerinde yüzde 64,42’ye düşmüş yani yüzde 7,5’lik bir kayıp var. Bu en yüksek düşüş. Şırnak bir zamanlar HDP’nin kalesi olarak bilinen bir il. Fakat, 2019 yerel seçimlerinde AK Parti adayı Mehmet Yarka yüzde 61,72 oy oranıyla belediye başkanı olarak seçilirken, HDP adayı ise yüzde 35,04 oy almıştı. Belli ki AK Parti’nin adayı daha çok beğenilen bir adaydı. Ancak, örgütün gösterdiği adaya vermemiş AK Parti adayına oy vermiş gözüküyorlardı. Bu durum da HDP seçmeni açısından pek alışık olunan bir durum değil. Geçmiş dönemlerde bu şekilde oy verme davranışı da görülmemişti. Etkin terörle mücadele neticesinde silahların gölgesi kalkınca böyle bir durum ortaya çıkmış gözüküyor. Nitekim, il genel meclis seçimlerinde de yüzde 57,5 oranında HDP’ye oy veriyorlar. Aslına bakarsanız tüm bunlar değişimin ayak sesleri.
Diğer illerle devam edelim. Batman’daki yüzde 63,5 oy oranı yüzde 59,3’e düşüyor. Düşüş, yüzde 4,2. Diyarbakır’da yüzde 67,1’den yüzde 62,6’ya düşüyor. Bu da yüzde 4,5’lik bir düşüş demek. Mardin, Siirt, Şanlıurfa’da da 4 puanlık düşüş söz konusu olarak karşımıza çıkıyor
Oylar AK Parti’ye mi geçti?
HDP/YSP’deki oy düşüşleri AK Parti’ye geçmiyor. Benzer durumda AK Parti’de de düşüş var. Hatta bazı illerde bu düşüş oyları yüzde 10 ile 18 civarına kadar çıkabiliyor. Ancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oylarına bu durum olumsuz olarak yansımıyor. Hatta, Erdoğan’ın oylarında müspet yönde değişim olduğunu da gözlemliyoruz.
Erdoğan’ın, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu illerinde oyunu 2014 ve 2018’e göre artırdığını gözlemliyoruz. Mesela, Ağrı’da 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın oyu yüzde 36,4, 2018 seçimlerinde yüzde 31,8 ve 2023 ikinci tur oyu 34,7. Dolayısıyla 2014’e göre yüzde 1,7 düşerken 2018’e göre de yüzde 2,9 yükselmiştir. Bingöl’de ise 2014’te yüzde 65, 2018’de yüzde 66,7 ve 2023 ikinci tur seçimlerinde ise yüzde 68,1 oy almış. 2014 seçimlerine göre yüzde 3,1 ve 2018 seçimlerine göre ise 1,4 yükseliş görülmektedir. Erzurum’da 2014’te yüzde 68,8, 2018’te 72,3 ve 2023 ikinci tur seçimlerinde yüzde 73,6 oy oranı karşımıza çıkıyor. 2014’e göre yüzde 4,8 ve 2018’e göre ise 1,3’lik bir artış var. Doğu Anadolu’da en yüksek artış Hakkari’de karşımıza çıkıyor. 2014’te yüzde 16,3, 2018’te yüzde 22,8 ve 2023 ikinci turda ise yüzde 27,9 oy artışı olduğunu gözlemliyoruz. Bu durum, son dönemde yapılan hizmetlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oy oranına olumlu yönde etkisini gösteriyor. Benzer şekilde siyasal kimliği AK Parti ve Erdoğan’a muhalefet olarak öne çıkan Tunceli’de bile Erdoğan oyunu 2014’e göre yüzde 2,8 artırmış. 2014’te yüzde 14,4 olan oy oranı yüzde 18,7’ye çıkmış. Muhtemelen muhalefetin adayı Tuncelili Kılıçdaroğlu olmasa idi artış 2023 seçimlerinde de devam ederdi. Nitekim, 14 Mayıs 2023’te Erdoğan’ın oyu yüzde 16,2 iken 28 Mayıs’ta yapılan ikinci turda bu oran yüzde 17,2’ye çıkıyor. Yani Tunceli’de bile Erdoğan ilk tura göre oyunu yüzde 1 de olsa artırmış. Diğer iller için de anlamlı bir artış olarak değerlendirilebilir ama bu artış Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’de ise çok daha anlamlıdır.
Görüldüğü üzere; Türkiye genelinde olduğu gibi hatta diğer illerden daha fazla bir şekilde Doğu ve Güneydoğu Anadolu seçmeni parti tercihi Cumhur İttifakı olmasa bile belli oranda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy vermiş gözüküyor.
Optimar Araştırma olarak Kürt nüfusun yoğun yaşadığı yirmi üç ilde 2022 ve 2023 yılında iki kez araştırma yaptık. Burada öne çıkan iki husus vardı. Birincisi Diyarbakır Anneleri ki yaptıkları eyleme desteğin yüzde 52 olduğu gibi bir gerçeklik vardı. Yüzde 27,6’sı destek vermez, yüzde 11,8 bu konuda fikir beyan etmezken yüzde 8,4’lük bir kesim de cevap vermemiştir.
İlk net tavır
Diyarbakır Anneleri’nin HDP binası önünde yapmış oldukları eylem oldukça önemlidir. İlk kez bölge halkından HDP/PKK’ya karşı açık ve net bir eylem ortaya konulmuştur. Daha önce böyle bir eyleme kimse cesaret edemezken evlatları HDP yöneticileri tarafından terör örgütüne katılmaları için dağa kaçırılan anneler bu eyleme cesaret ettiler. Eylem hala da devam ediliyor ve onlarca anne de evlatlarına kavuştu. Gün geçmiyor ki terör örgütüne katılmak için zorlanan biri daha devlete teslim olmasın. Ya da aktif PKK teröristi iken birileri gelip teslim olmasın.
Tüm bunlar geçmişte olduğu gibi PKK’nın saha hakimiyetini kaybetmesinden ve devletin tüm bölgeye hatta sınır dışında Türkiye için risk teşkil eden sahalara hakim olmasından kaynaklanmaktadır. Bu da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından destek verilen eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tüm ekibiyle birlikte etkin mücadelesi sonucu olmuştur. Terör örgütü PKK’ya vurulan darbeler ve etkin mücadele ile terörün bitme noktasına çok yaklaştığını söylemek mümkündür. Terör örgütü ile mücadele Süleyman Soylu’nun yerine İçişleri Bakanı olarak atanan Ali Yerlikaya ekibi tarafından da yürütülmektedir. Yakın gelecekte de PKK terör örgütü ile etkin mücadeleden taviz verilmeyeceği görülmektedir. Bu mücadele ve devletin sahaya hakimiyeti gelecekte terör örgütüne yakın partilerin rahat hareket edememeleri anlamına gelmektedir. Ama PKK terör örgütü ile gerçek anlamda mücadele için siyasal uzantısı olan HDP/YSP gibi partilerin faaliyetlerine izin verilmemesi gerekmektedir. Zira, Venedik Kriterleri de siyasal partilerin şiddetle ilişkisi varsa kapatılabilir diyor.
Venedik Komisyonu’nun 1999 tarihli ‘Yol Gösterici İlkeleri’ne göre, “siyasi partilerin yasaklanması veya kapatılması, ancak, demokratik anayasal düzeni devirmek, böylece anayasa ile teminat altına alınan hakları ve hürriyetleri ortadan kaldırmak için bir siyasi araç olarak şiddet kullanılmasını savunan veya şiddet kullanan partiler bakımından haklı görülebilir. Bir partinin Anayasa’da barışçı yoldan bir değişikliği savunması, kendi başına, onun yasaklanması veya kapatılması için yeterli değildir.” Son raporda bu ilke tekrarlanmakta ve şöyle yorumlanmaktadır: “Venedik Komisyonu, sadece, şiddet tehdidini ve kullanımını siyasi partilerin kapatılmasında tek meşru kriter olarak kabul etmektedir.”
Kimse PKK/HDP/YSP ilişkisini inkar etmiyor. Üstelik, parti yöneticileri her seferinde terör örgütü elebaşlarına bağlılıklarını bildiriyorlar. Dolayısı ile siyasete vesayet oluşturan asker kadın ve bebek katili terör örgütünün siyasal uzantılarının faaliyetlerinin ve partilerinin kapatılmasını sağlamak elzemdir. Bununla birlikte de sivil siyaset alanında kim neyi savunacaksa savunsun onun da demokratik yollardan önünü açmak gerekir.
Kime güveniyorlar?
Yine yukarıda bahsettiğim Optimar tarafından yapılan araştırmalarda “Geçmiş yaşanmışlıkları düşündüğünüzde Kürt Halkı gelecekte kiminle birlikte hareket edebilir?’ sorumuza verilen cevaplarda da Erdoğan ismi öne çıkıyordu. Bu sonuç da gösteriyor ki Kürtlerin güvendiği lider de Erdoğan’dır.
Tüm bu süreçler değerlendirildiğinde gerek iller bazında milletvekili adaylarının seçmen tarafından benimsenmemesi gerekse de genel olarak yaşanan sıkıntılar parti tercihinin başka parti olmakla birlikte Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tercihin Erdoğan yönünde olduğunu göstermiştir.
Erdoğan Doğu Anadolu Bölgesinde oy oranını 2014’e göre yüzde 1,4 ve 2018’e göre 1,8 ve 14 Mayıs’taki birinci tur ve 28 Mayıs’taki ikinci tura göre de yüzde 3,7 artırmıştır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise 2014’e göre oyu yüzde 1 düşerken 2018’e göre binde 4 artmış ve 2023 birinci tur ikinci tur arasında da oyunu yüzde 2,7 artırmıştır.
Kemal Kılıçdaroğlu ise Doğu Anadolu Bölgesinde oyunu ilk tura göre binde 4 artırmıştır. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise binde 2 ancak artırabilmiştir. Kılıçdaroğlu’nun siyasal savrulma görüntüleri bu bölgelerde de seçmenini ikna edememiştir. Zaten Kılıçdaroğlu’na oy verenler de Kılıçdaroğlu’nun vizyonu ya da liderliği sebebiyle değil daha çok ‘değişim’ arzusundan dolayı oy vermişlerdir.
Sonuç olarak; Doğu ve Güneydoğu Anadolu seçmeni yaşanan ağır deprem ve ekonomik sorunlara rağmen tercihini Erdoğan’dan yana kullanmıştır. CHP de parti bazında oyunu artırmıştır. CHP’ye oy geçişleri de ağırlıklı olarak HDP/YSP ve İYİ Parti seçmeninden olmuştur. Az da olsa AK Parti’den de CHP’ye oy geçişi söz konusudur. Bunun sebebi de bölge dinamikleri göz önünde bulundurarak belirlenen adaylardır.
Erdoğan, 3 Kasım 2002’de başlattığı seçimlerden başarıyla çıkma ve yenilmezlik durumunu bir seçimde daha göstermiştir. Burada ortaya koyduğu vizyon ve liderlik Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da da etkili olmuştur.