Bu da virüs ticareti!

Okuduğunuz Yazı
Bu da virüs ticareti!

İçerik

Bir adam düşünün! Koşuşturup duruyor. Günlerin yorgunluğu yüzüne vurmuş, uykusuzluktan gözleri kızarmış. 89 yaşındaki ilk koronavirüs kaybımızı açıklarken üzüntüden sesi titriyor. Mücadeleyi öylesine sahiplenmiş ve içselleştirmiş ki “hastamı kaybettim” diyor. Dokunsanız ağlayacak gibi adeta.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan bahsediyorum.

Uğur Dündar ise, İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray’ı karşısına almış, böyle bir adamı yerden yere vurmaya çalışıyor. Yaptığı sohbete, Sözcü Gazetesi’nde de tam sayfa yer ayrılıyor…

Dündar, “Sağlık Bakanı’nın açıklamalarına güveniyor musunuz?” diye soruyor.

“Hayır” diyor Aytun Çıray:

-Milleti kandırıyor. İtibar etmiyorum.

Verilen mücadeleyi itibarsız kılmak ve etkisizleştirmek için elinden geleni sergiliyor. “Hiçbir şey yapılmadığından” bahsediyor. Konuyu Suriyelilerle birleştiriyor. Fırsat bulmuşken, şehir hastanelerini de karalamayı ihmal etmiyor. “Koronavürüsün tam bir salgın halini alması durumunda devasa şehir hastanelerinin sakıncalarını da yaşayacağız” diyor.

Ama o sakıncalardan bahsetmiyor.

Uğur Dündar, yarayı kaşıyor. Aytun Çıray da kanatmaya çalışıyor!

Sıra “alınması gereken tedbirlere” geldiğinde, Çıray aynen şunları söylüyor:

-Evden çıkılmasın, Sağlık Bakanlığı’nın 14 kuralı uygulansın.

Sağlık Bakanı da bunu söylüyor zaten. Yapılıyor bütün bunlar. Yeni bir teklif yok, tavsiye yok; Sağlık Bakanı ne demişse Çıray da onu dillendiriyor. Yetmiyor, üstüne bir de yapılması gerekenler konusunda diz çökmüş Fransa’yı örnek veriyor.

Şaka gibi değil mi?

“Virüs ticareti” derken, işte bu ve benzer davranışları kastediyorum! Maalesef, tezgâhlar açılmış, dört bir yanda sergileniyor…

***
Yetmez, bu kadarla bırakılır mı hiç…

Gazetenin birinci sayfasında ise, manşetten “Türkiye kilitlendi, ne yapacak bu esnaf?” diye soruluyor. Kafelerin, sinemaların, çay bahçeleri ve benzer yerlerin kapatılmasının esnaf ve çalışanları olumsuz etkileyeceği belirtiliyor.

Evet, etkileyecek. Ama yok ki başka bir çare. Virüsle mücadelede başarılı olmak istiyorsak, sosyalleşmeyi en asgari seviyeye indirmemiz lazım. Bütün dünya bunu yapıyor. Bazı ülkeler çok sert tedbirler alıp, sokağa çıkma yasağı uyguluyor.

İnsan hayatı var çünkü işin ucunda!..

Üstelik, Aytun Çıray, çok daha ileri gidiyor; aynı gazetede Uğur Dündar’la yaptığı söyleşide bütün ülkenin 14-21 gün karantina altına alınmasını istiyor.

Ama en kritik safhada “Esnaf ne yapacak?” diye soruluyor!

Kimse kusura bakmasın, ama iyi niyetli bir soru değil bu! Elbette halin icabı yerine getirilecek. Ekonomik sıkıntılar da masaya yatırılıp, çare aranacak. Zaten bankalarla ilgili bir dizi karar alındı. Zaman içinde devamı gelecek…

Ama şu anda insanını yaşatmak, can kurtarmakla meşgul bütün ülke!

Hani “koyun can, kasap et derdinde” denir ya… Bazı çevrelerin bugün sergilediği tavır da maalesef bu! Büyük bir felaket üzerinden yıpratma ve prim toplama faaliyetleri hız kesmeden devam ediyor.

Birileri elini taşın altına koyuyor, canını dişine takıyor. Birileri de felaket üzerinden prim toplamaya çalışıyor.

Yazık, çok yazık!

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Emin PAZARCI