Bu gemiler mi bütün mesele?
İstanbul, geçenlerde iki Amerikan gemisini ağırladı. Ağırladı, lafın gelişi! Birisi hiç durmadı; diğeri standart “liman ziyareti” yaptı. Porter destroyeri 30 Ekim’de, dört gün sonra da 6’ncı Filo amiral gemisi, amfibi Mount Whitney Karadeniz’e açıldılar.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, NATO gemilerinin harekâtını takip ettiklerini söyledi, “Hepsi uzun menzilli hassas silah sistemleriyle donanmış bu gemiler, Rusya’nın göbeğinin altında turistik amaçlarla dolaşmıyorlar!” dedi. Bir savunma bakanı bu ifadeyi mizah olsun diye kullanmaz; hele bu sözlerden hemen sonra, Kırım kara sularına girdiği için üzerine ateş açılan İngiliz Kraliyet Donanması’na mensup Defender muhribini hatırlatırsa.
NATO ülkeleri, Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılıp Rusya’ya katıldığı açıklamasını kabul etmiyorlar. NATO’ya göre Rusya Ukrayna’ya ait özerk Kırım Bölgesi’ne zorla el koydu. Rusya ise zaten cumhuriyet olan Kırım’ın referandumla Rusya Federasyonu’na katıldığını öne sürüyor.
Kırım Rusya’ya göre “göbeğinin altı”, NATO’ya göre “yumuşak karnı.” Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nın Yıllık Tehdit Değerlendirme Raporu’nda (Nisan 2021) ABD’nin dört düşmanından biri olarak zikredilen Rusya bir yerden vurulacak ise, kendisin savunma imkânı son derece sınırlı olan Karadeniz’den vurulacak ve bu saldırının “haklı sebebi” olarak Kırım’ın işgali gösterilecektir.
Aziz Augustine’in 430’da ortaya attığı bir teori olmakla birlikte özellikle Vietnam Savaşı’ndan sonra Batı ülkeleri halklarının nezdinde açtıkları her savaşı bir haklı sebebe dayamaya ve oy isteyecekleri seçmenlerin oğullarını, kızlarını namluların önüne sürerken, boşuna değil, haklı bir davayı savunmaya yolladıklarını beyana kendilerini mecbur hissediyorlar.
Kırım’ın Ukrayna’ya mı, Rusya’ya mı ait olduğu, İrlandalı veya Teksaslı bir ana-babanın çocuğunun ölüme gönderilmesini ne kadar kabul edilebilir kılar? Ama General Şoygu, anasının-babasının Tuva Türkü olduğuna emin olduğu kadar, ilk mermiyi bu göbekten yiyeceğinden emindir. Biz de kendisinin iki NATO gemisini dürbünle izlerken, “Ne zaman?” diye düşündüğüne emin olabiliriz.
Ne zaman bilinmez. Fakat ABD Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt, Dedeağaç’daki ABD ile Yunanistan arasındaki ortaklığın boyutunu açıklarken, binlerce araç, tank, helikopter ve 2000’e yakın lojman inşaatının “yakında” tamamlanacağını söylerken, bir zaman vermiş oldu: “Yakında.”
Kırım neresi, Dedeağaç neresi demeyin. General Şoygu, bu üssün iki NATO üyesi tarafından bir diğer NATO üyesine karşı yapılmadığını biliyor ve bu “yumuşak karın” bölgesinin, sadece Karadeniz’den değil, fakat Balkanlar’dan tahkim edilmeye başlandığını görüyor olmalı.
O zaman Rusya’nın hâlâ cevap bekleyen tutarsızlığına dönelim. Şoygu, Suriye’deki bu dağınıklığı, ülkeyi 109 ülkenin silahlı kuvvetlerine açma basiretsizliğini bir asker olarak nasıl açıklayabilir?
Mesele sadece iki muhrip ve birkaç uzun menzilli hassas roket değil. Hatta mesele Karadeniz bile değil, General! Sen hâlâ anlamadın mı?