Bu operasyona değil, altına gizlenen oyunlara karşıyız

Okuduğunuz Yazı
Bu operasyona değil, altına gizlenen oyunlara karşıyız

İçerik

Operasyondan bir gün önceki yazımda, Esad’ın 7 yıldır Suriye’de katliam yaptığını, yüzlerce defa kimyasal silah kullandığını hatırlatarak, “Neden şimdi?” diye sormuş, ABD ve iki müttefikinin bu operasyonu Guta mazlumları için değil, kendileri için yapacaklarını iddia etmiş, kimin neyi hedeflediğini yazmıştım. 

Ve vurdular. 

Önce Macron, Putin’i aradı, “Sizi üzmeyecek sınırlı bir operasyon olacak” dedi ve vurulacak yerleri söyledi. Putin de bu bilgileri Esad’a verdi. 

Atılan 100 füzeden, zararsız mekanlara düşen birkaç tanesi dışında kalanlar, SSCB’den kalma savunma sistemi ile imha edildi. 

Ve hemen sonrasında en üst seviyeden özür diler gibi, “Devamı yok” açıklaması yapıldı. 

 Kahraman Trump!..

Dünyayı fethetmiş bir eda ile arz-ı endam eden Trump, buram buram kibir kokan bir ifade ile “Görev tamamlandı” dedi. 

Partnerleri de Avrupa’da aynı zafer naralarını attı. 

Hatta parlamentolarının, “Neden bizimle paylaşmadınız” eleştirilerine, Londra ve Paris’e yönelik düşman saldırısına karşı koymuş bir ciddiyetle (!) “Acil müdahale gerekiyordu, başkomutanlık yetkimizi kullandık” dediler. 

Hangi acil müdahale ya… 7 yıldır Esad öldürüyor, siz de seyrediyorsunuz. 

Ne işe yaradı peki? Cumartesi gününden bu yana Suriye’de ne değişti? 

Esad’ın katliam kabiliyeti mi kırıldı, vatandaşına bomba yağdıran uçakları mı vuruldu? 

Hayır, çünkü gelen tüyolar sayesinde her türlü tedbiri almışlardı. 

 Kimin işine yaradı?

“Ne işe yaradı” pek doğru bir soru olmadı. 

Çünkü, vuran taraftan bakınca çok işe yaradı. 

Bu operasyon, Suriye’de yıllardır kullandıkları DEAŞ’tan çok daha hızlı sonuç veren, çok daha kullanışlı yeni bir maymuncuk oldu onlar için. 

Bir kere Trump zevkten dört köşe… 

Rusya’nın desteği sayesinde seçim kazandı gerekçesiyle koltuğa oturduğu günden bu yana hırpalandığı, seçim kampanyası başkanını sorgulayan FBI’ın daha da tırmandırdığı krizde oldukça rahatladı. 

Öte yandan ABD’nin, Ankara’daki 3’lü zirve sonrasında oluşan, Suriye’de barışı engelleyen bir terör destekçisi görüntüsü, Guta’daki mağdurları koruyan (!) kahraman görüntüsüne dönüştü. 

Bu durumda ABD’nin Suriye’den çekilmesi de düşünülemezdi artık! 

 Asıl hedef Türkiye

Avrupa’daki yandaşlar da sonuçlardan çok memnun. 

Hem yeni sezon füzelerini denediler hem de “Suriye’de biz de varız” dediler. 

Her üç lider de bütün iç problemlerini operasyon örtüsü ile gizlediler. 

Zafer (!) sarhoşu Macron’un, “Türkiye ile Rusya’nın arasını açmayı başardık” açıklaması ise hepsinin asıl karın ağrısının, yıldızı parlayan Türkiye olduğunu gösterdi. 

*** 

Karşılayan tarafta da “kaybeden” görünmüyor. 

Karşı mahallenin çekinilen kabadayısı Rusya’ya zaten “Hedef sen değilsin” mesajı verilmişti. 

Operasyonun sonunda ise Esad’ın katliamlarının baş sorumlusu olan bir devlet, bütün tahrik rağmen ağır başlılığını muhafaza etmiş, “alacaklı” bir görüntüye büründü. 

İran ise “Hristiyan emperyalistlerin hedefi” olmakla, bu bölgede başından bu yana kullandığı maskesini güçlendirdi. 

 En karlısı Esad

Esad da zevkten dört köşe. Hiç kayıp vermedi, katliamları yanına kar kaldı. 

Guta’yı tamamen kontrol altına aldığını açıkladı. 

Hatta mağduriyet (!) üreterek, yeni katliam fırsatı bile yakaladı. 

Anlayacağınız, bu operasyon öyle ince hesaplandı ki, atan-karşılayan; herkes kazandı. 

Bu kadar kazananın olduğu bir oyunda hiç “kaybeden” yok mu? 

Bu operasyonun tek kaybedeni, operasyonun gerekçesi olan Suriyeli siviller ve çocuklardı…

“Yani… Sen bu operasyona karşı mısın?” diye soruyorsanız… 

Hayır, Suriye’deki 7 yıllık katmerli katil Esad’a karşı olan her türlü operasyonu destekliyorum. 

Sadece operasyon altındaki operasyonlara karşıyım.

 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Nuh ALBAYRAK