Bu referandum Ukrayna topraklarını Rusya’nın yapmaz, yapamaz
Üniversitede Rusça dersleri aldığımızda rahmetli Şefika Ortaylı’nın öğrettiği bir Rus atasözü hala ezberimdedir: “Tatlı bir yalan yerine acı bir gerçek” (лучше горькая правда, чем сладкая ложь.) Kabaca bizim “Dost acı söyler” sözümüzün Rus kültüründeki yansıması. İnsan karşısındakine acı gerçeği söyleyerek üzülmesine sebep olur ama gerçekte iyilik eder.
Putin şunu bilmeli ki, bunca yıllık devlet adamlığı, ülke yönetimi, uluslararası ilişkiler cambazlığı gelip, bir tiyatrocunun sahne sanatları becerisinde, duvara tosladı. Acı gerçek bu… Savunma Bakanı Yardımcısı’nı azlederek, kendisinin ve (Rusların bayıldığı deyimle) Rusya Anne’nin başına açtığı belayı defedemeyecek. Değil mi ki, 21’inci yüzyılda komşu ülkeyi işgal ederek, sivil halkın oturduğu apartman sitelerini, çocukların eğitim gördüğü spor salonlarını, fabrikaları, tarlaları, tahıl depolarını, limanları bombaladı, Donbass’taki 4 ilde değil, ülkenin tümünde hem de BM gözetiminde referandum yaptırsa bile artık dünyanın gözünde, dışlanmış bir kişidir.
Şimdi önemli olan Rusya’yı bu konumdan kimin, nasıl kurtaracağıdır.
Ukrayna’nın NATO’ya alınması amacıyla harekete geçilmesi, ABD’deki Küreselci NeoConların önce Rusya Federasyonu’nu parçalayarak, onun bırakacağı boşluktan geçerek Çin’e yürüme stratejisinin yavaşça uygulamaya konulacağı izlenimi veriyordu. Bu satırların yazarı, bu sütunda bu görüşü defalarca dile getirdi. Ancak bu, adı üstünde, izlenim. Kaldı ki Ukrayna, NATO’ya girmekten vazgeçti, Rusya’nın 2014 girişimleri ile bir tür özerklik ilan edilen Donbass bölgesinde gerçek bir referandum yapılması için Minsk Süreci denen bir süreç başlatıldı. Toplantılar yapıldı, gruplar kuruldu.
NATO’nun Rusya’yı kuşatma çabası olarak görülen Gürcistan, Finlandiya ve İsveç’i de içine alacak genişlemenin uygulama alanı bulamadığı ortadayken, Ukrayna NATO’ya girse bile, bu, Rusya’nın yarın Avrupa ve Amerika’nın işgaline uğrayacağı anlamına gelmiyordu. Gelmezdi… Rusya’nın bunca yanlış adımına rağmen Avrupa, bugün bile ABD ile uygun-adım hareket etmiyor. Etmezdi…
Hangi Almanya, hangi İtalya Rusya’yı işgal için birlik verirdi? ABD böyle bir maceraya atılsa bile 27 NATO üyesinden kaçı buna katılırdı?
Liderlerin “Hata ettim” demesi kolay değil, doğru. Ama Putin’in hatada ısrarı, Rusya’nın uzun vadede yararına görünmüyor. Nasıl elde edilmiş olursa olsun, Putin, elinde Donbass halkının Rusya’ya katılmayı arzu ettiğini gösteren bir referandum sonucu varken Ukrayna’nın diğer bölgelerinden hemen geri çekilerek ilk adımı atabilir. Bu adım, statükoyu, işgal öncesi duruma çevirmeye yetmez. Ama bir başlangıçtır; en azından Ukrayna halkının çektiği zulüm sona ermiş olur. Bu adım Avrupa halkını da önlerindeki soğuk ve kara günlerin korkusundan kurtarır.
Rusçası var mı bilmiyorum ama “zararın neresinden dönülse kârdır” sözü, her dilde geçerlidir.