Bunlar niye saldırıyor?
Son dönemin en kritik günlerini yaşıyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İdlib ve çevresine yığınağı devam ediyor…
Şubat sonunda dananın kuyruğu kopacak. Rejim güçleri, bölgeyi terk etmeyip saldırılarını devam ettirirse, süpürme harekâtı başlayacak. Türkiye’nin bu konuda kararlı olduğundan şüphe yok.
“Rejim” diyoruz, ama bölgede asıl belirleyici olan İran ve Rusya. Suriye Rejimi, sadece oyunun görünen aktörü!
Rusya’nın amacı:
Büyük Kale İdlib’i düşürmek. Suriye Rejimi’ni alana tamamen hâkim kılmak. O hâkimiyet üzerinden bölgede dilediği gibi hareket etmek.
Bu amaca ulaşmak için insanlık dışı her türlü operasyon serbest. Yıllar önce Grozni’de yapıldığı gibi asıl hedef siviller.
Türkiye’nin planı:
Oyunu bozmak. Katil Esad Rejimi’nin bölgeye yerleşmesini engellemek… Sınırlarımıza yönelik mülteci akınını durdurmak… Suriye’den yönelen yeni bir yükü daha sırtlanmamak…
İdlib üzerinden adeta bir satranç oynanıyor. Diplomatik ve askeri hamleler yapılıyor. Süre de giderek kısalıyor.
Diplomasi sonuç vermezse, askeri çözüm devreye girecek.
***
Sözün özü, çok kritik bir dönemeçteyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar da gösteriyor zaten bunu.
Bu noktada birlik ve beraberliğimiz son derece önemli. Ama tam tersi adımlar atılıyor. Rusya ve Suriye Rejimi’nin değirmenine su taşıyanlar ortaya çıkıyor…
Önce, eski genelkurmay başkanlarından İlker Başbuğ harekete geçti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni hedef alan açıklamalar yaptı. Peşine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu takıldı. FETÖ üzerinden gerilim ve gerginliği körükleyici konuşmalar gerçekleştirdi.
Bu arada birileri de “darbe” söylentileri ortaya çıkardı.
Sonra, CHP Genel Başkan Yardımcısı Erkut Eroğlu devreye girdi. “Polise taşla direnme” çağrısı yaptı.
Ekrem İmamoğlu geri kalır mı? Hemen Gezi Olayları üzerinden mesajlar verdi. Yol kesen, araç yakan, molotoflarla polise saldıran, devlet binalarını tahrip eden, vatandaşa hayatı zindan eden Gezi Vandalları için “Özgür alanların güzelleştirilmesi için mücadele eden insanlar” ifadesini kullandı. Devam etmekte olan Gezi Olayları Davası’na müdahale etmeye çalıştı.
Ve diğerleri…
Adeta bir yerlerden düğmeye basıldı…
Türkiye dışarıda büyük bir mücadele yürütürken, içeride küllenmiş ateşlere benzin dökenler ortaya çıktı.
Neden ve niçin? Tesadüf mü acaba bütün bu yaşananlar?
***
Amerika ve Rusya’nın tavrı, Türkiye’ye batıdan yönelen saldırılar anlaşılabilir. İran, Darbeci Hafter, Suudi Arabistan, BAE ve Suriye Rejimi’nin içinde bulunduğu Türkiye sıkıntısı normal görülebilir.
Ancak…
Her kritik ve sıkıntılı dönemde içte neden bu tür hareketlenmeler ortaya çıkar? En önemlisi, bu tür hareketlenmeler niçin hep aynı çevreler tarafından gerçekleştirilir? Tesadüf olabilir mi bütün bunlar?
Ne yapmak isterler?
Amaçları nedir? Kime hizmet ederler?
Cevap aramak ve bulmak zorundayız. Sorgulanması gerekir bütün bu soruların. Hep mi kritik dönemleri beklerler? Hep mi birlikte harekete geçerler? Nedir bu işin sırrı ve perde arkası?
Çok önemli ve kritik sorularla karşı karşıyayız!..
Cevabını bulmadan rahat yok bize!