BUNUN ADI SİYASET DEĞİL

İlk defa niyetini açık açık ifşa etmiş CHP.
“Millet İçin geliyoruz”
Bu gelmeler gelme değil. Milletin hayrına bir geliş değil bu.
Biraz aba altından sopa göstermek gibi..
Yani nefrette, küfürde hedef büyütmüşler.
Evvelden hedeflerinde sadece Erdoğan ve AK Parti vardı.
Artık topyekün millete karşılar.
Millet için geliyorlar. Yani Milletin şimdiye kadarki tercihlerinin ve hep Erdoğan’ın yanında durmasının hesabını sormaya.
Milletin kazanımlarını yok etmeye, yıkmaya…
Yani Millet için geliyorlar.
226 sayfalık seçim bildirgesini okuyun mutlaka.
Okuyun ki “Millet için geliyoruz” sloganının ne anlama geldiğini anlayın.
226 sayfalık bildirgedeki her satırın nasıl öfkeli, nasıl millete nefret duygusuyla dolu olduğunu görünce ürpermemek elde değil.
Dudaklarınızdan dökülen “Allah bunlara fırsat vermesin” sözlerine engel olamıyorsunuz.
226 sayfanın her satırında Erdoğan etkisi açıkça okunuyor.
Bazen nefret, bazen öfke ama genelinde millete kazandırdıklarından duyduğu hazımsızlığın harf harf kelime kelime bildirgeye dökülmesi.
Tam da sandığa gidilen yolda sayılı günler kala, 2002 den beri hep seçimle ve milletin tercihiyle gelmiş bir lidere “Tek adam” yaftasını yapıştıracak kadar sorunlu ve saygısız bir dil tüm bildirgeye damgasını vurmuş.
Bir de OHAL sancısı ve KHK nefreti.
Aslında terörle mücadeleden duyulan rahatsızlık.
Yani FETÖ’ nün bitirilmesine, PKK’nın yok edilmesine duyulan öfke.
Her başlıkta OHAL ve KHK vurgusu hakim.
Millet için geliyorlar ya!
15 Temmuz’da darbeye dur diyen milletin FETÖ ile mücadelede tartışmasız Erdoğan’a destek ve onay verdiğini bile bile!
Milletin kanını akıtan teröristlerin yok edilmesini engellemek için geliyorlar…
251 şehitin kanı ellerine bulaşmış terör örgütünün daha fazla darbe almasını engellemek için, OHAL’ i kaldırıp KHK lara son vermek en cilalı vaatleri.
Eğer bu bildirgeyi Pensilvanyalı Papaz hazırlasaydı ancak bu kadarına cesaret edebilirdi.
Milletin canını yakmak, yüreğini kanatmak için geliyorlar.
Yenikapı ruhunun millette nasıl karşılık bulduğunu bile bile, iktidara, Cumhurbaşkanlığına talip bir partinin 226 sayfalık yol haritasında 1 kez dahi 15 Temmuz vurgusu yap(a)mamasının ayıbını taşımadan “ Millet için geliyorlar”.
“Kurtuluşun ve Kuruluşun” partisiyiz diye söze başlayacak kadar da yüzsüzlük var.
OHAL’ den kurtulmak CHP için öncelikli hedef.
Gelin görün ki ne FETÖ den ne PKK dan 226 sayfada tek bahis bile geçmiyor.
Ülkeyi boğup yok etmeye and içmiş terör örgütleriyle ilgili, yalandan da olsa sırf milleti kandırmak için bile sarf edilmiş bir çift sözün bulunmamasının izahı inanın olamaz.

“Yurttaşlarımız, baskı ve eziyet düzeni altında mağdur edilmektedir. Milletimizin barış içinde, bir arada yaşama arzusu, korku ve karamsarlık iklimine teslim edilmektedir. Çatışmacı ve ayrıştırıcı dil, halkımızın huzur ve güvenini ortadan kaldırmaktadır.”
Burada kast edilenin FETÖ terör örgütü ve yandaşlarının olduğu apaçık ortada.
Ama bu kadarla sınırlı değil.
PKK da unutulmamış.

“Seçilmişler OHAL düzenlemeleriyle görevlerinden alınmakta; neredeyse tüm kurumlar, kayyumlar ve vasıfsız danışmanlar tarafından yönetilmektedir. Hak edenler dışlanmakta, hak etmeyenler baş tacı edilmektedir.”
Teröre destek verdikleri ve kamu kaynaklarını PKK’ya aktardıkları için görevden alınan Belediye Başkanlarıyla ilgili düşünceleri böyle CHP’ nin maalesef.
“Millet için geliyorlar” ya!
Bırakın AK Partiliyi MHP’ liyi, vicdan sahibi, ülkesini seven bir CHP’li bu görüşe onay verebilir mi?
Vermez. Vermeyecek de.
Ülkeyi kaos ateşiyle yakıp, Vandallıkla iktidar devşirmeyi hedefleyen güçlerin kirli ve kanlı oyunu GEZİ’ ye sahip çıkıp, kutsamak seçim bildirgesinde yer alabilir mi?
Olmaz bu kadarına da pes demeyin. GEZİ güzellemesi de kendine süslü bir cümleyle yer bulmuş CHP’ nin seçim bildirgesinde.

“Umudunu GEZİ’ ye katılan yurttaşlarımızdan ve Adalet Yürüyüşü’ nde sel olup akan milyonlardan alan bir partidir”
Bakar mısınız cümleye!
Milletle alay edercesine FETÖ ve PKK ile mücadele ile ilgili tek satır yer vermeden GEZİ’ yi “umut” olarak görebilen bir zihniyete millet gereken cevabı verecektir kuşkusuz.
“Millet için geliyorlar” ya.
GEZİ’ nin kaosuyla diz çöktürecekler millete açık açık beyan ediyorlar. İnanılacak gibi değil.
İktidara, Ülke yönetimine talip bir partinin, marjinal bir örgüt saldırganlığıyla, tarihimizde gördüğümüz en yıkıcı sokak eylemine selam çakmasını CHP seçmeni de hak etmiyor.
Yalan yazmıyoruz. Cımbızla seçmiyoruz.
Seçim bildirgesinde yazılanları paylaşıyoruz sizlerle.
Hipertansiyon, Çölyak hastalığı, Şeker hastaları bile yer bulmuş bildirgede.
Obezite ile mücadele bile var.
Ama bir tek FETÖ ile PKK ile mücadele yok.
Ne acı.
“Millet için geliyorlar” ya!
“Uluslar arası işbirliği içinde hareket edecek, akılcı bir güvenlik politikası benimseyeceğiz”
Terörle mücadele başlığındaki yol haritası bundan ibaret.
Suriye konusundaki görüş ve izleyecekleri politikadan da bahsetmeden olmaz.
“Bölge için geliyoruz” sloganı aslında buraya cuk oturuyor.
Milleti dümdüz edip ezip geçtikten sonra frene basamadıkları için sınırdan bodoslama Suriye’ye de dalmışlar. Eli kanlı Esad’ a tek laf etmeden, canını, malını, namusunu korumaya çalışan muhaliflerin elini kolunu bağlayıp Esad’ a teslim etme niyetlerini de öğrenmiş olduk.
“Suriye’ de istikrarın sağlanmasından ve devlet dışı aktörlerin (muhalifler) silahsızlandırılmasından sonra Suriye halkının kendi iradesiyle karar verebileceği bir siyasi çözümü destekleyeceğiz”
Allah sadece ülkemizi değil, bölgemizi de korusun bu zihniyetten.
Tabii milletin tepkisini almamak için ülkemizdeki Suriyelileri geri gönderme planlarını da fazla dikkat çekmeden araya sıkıştırmayı da ihmal etmemişler.
“Millet için geliyorlar” ya!
İster şüphecilik deyin, ister komplo teorisi deyin ama bu bildirgeyi hazırlayan aklın FETÖ’ nün o bilindik mesaj verme taktiklerini kullandığını söylemek abartılı bir tespit olmaz.
226 sayfada atlanan, özellikle bahsi geçirilmeyen pek çok önemli başlık var.
Tam tersi hiç olmaması ya da alaka kurmakta zorlandığınız cümleler de var.
Hepimizin malumu 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde okunan bildiride altı kalın harflerle çizilen “Yurtta sulh cihanda sulh” sözüne büyük anlamlar yüklenmişti.
Keza Meral Akşener’ in de meydanlarda anlamsız bir şekilde sıklıkla sarf ettiği bu söz hafızalarımıza darbeyle özdeşleşen bir şablon olarak yer etti.
İşte şimdi 24 Haziran seçimleri arifesinde o sözün CHP’nin seçim bildirgesinde kel alaka diyebileceğiniz bir yerleştirmeyle yine gözümüze sokulması pek iyi niyetli bir girişim olarak görünmüyor.

“Türkiye ekonomisinin hızla büyüyebilmesi ve rekabetçi sektörlerimizin gelişebilmesi için, krizlerden uzak duran ve iş birliğine açık bir dış politika elzemdir. Dış dünyada istikrar ve itibar “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesinin yeniden yaşama geçirilmesi ile mümkündür.”
“Sulh” kelimesinin “Barış” olarak kullanılması bile gerçek niyeti ve yapılan göndermeyi örtmeye çalışan kılıf gibi.
Bu sözün kullanımını, bütün ihanet kolları kesilip, inlerinde tek tek yakalanan terör örgütü üyelerine cesaret veren, hala her yerde etkiliyiz mesajı olarak okuduk biz.
Hatta bir adım öte gidelim.
Akşener’in 15 Temmuz öncesi meydanlarda ısrarla söylediği : “ Yurtta Sulh Cihanda Sulh ilkesini tekrar hayata geçireceğiz” sözünün CHP bildirgesinde de birebir kullanılması şüpheleri daha da arttırıyor.
Seçim bildirgesinin kendi içindeki tutarsızlıkları diz boyu.
Kadınlara yerel yönetimlerde etkin katılım sağlayacağız yüzde 33 cinsiyet kotasının belediye meclislerinde de uygulamasını sağlayacağız” vaadini veren Partinin, 24 Haziran seçimlerindeki aday listelerinde kadın adaylarının oranının yüzde 22.8 olduğu gerçeğine nasıl bir yorum getirebilir merak konusu!
Daha söylenecek, dikkat çekilecek çok madde var ama bunlar bile “Millet için geliyoruz” diye yola çıkan partinin gerçek niyetini göstermesi açısından yeterli.
Gelecekleri varsa görecekleri de olacak.
Milletin sağduyusu, vicdanı ve feraseti izin vermeyecek bu zihniyete.