Çavuşoğlu’nun söyleyemedikleri

Okuduğunuz Yazı
Çavuşoğlu’nun söyleyemedikleri

İçerik

Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, Alman Mevkidaşı Heiko Maas ile Akdeniz’i görüştü. Ardından da kameraların karşısına geçip yüzüne karşı “Yunanlıları şımarmayın” mesajını verdi.

Tabii bir de Çavuşoğlu’nun dile getiremedikleri var. Zaten bir siyasetçi de ancak bu kadarını söyler. Ama bizim gibi Maas da anlamıştır ne demek istediğini.

Vaktiyle bir belediye başkanı, yanındaki genci konuklarına “Şehrimizin en çalışkanının oğlu” diye takdim etmiş.

“Babası kim, nerede çalışıyor?” diye sorulunca “Babası değil, anası” cevabını vermiş:

-Bizim umumhanede çalışıyor. En çok müşteriyi O kabul ediyor. Tabii en yüksek vergiyi de O ödüyor.

Soruyu soranlar, “Anladık, o… yapıyor” dediklerinde de lafı ağızlarına tıkamış:

-Şehrin belediye başkanı olarak, ben ancak bu kadarını söyleyebiliyorum. Gerisini siz getirdiniz zaten.

Çavuşoğlu’nun durumu da aynı. O, gerekenleri söyledi. Batıya dönüp “İtine köpeğine sahip ol” demek ise bize düşer!

Ardından da şunu söyleyebiliriz mesela:

-Yunanistan kukla. Kuklacı da sizsiniz. Onu 100 sene önce de oynatıyordunuz. 100 sene önce ne gördüyseniz, yine onu göreceksiniz.

Gerçekten “Büyük İyonya” fikri aslında Yunanlıların değildi. Bu fikri, İngilizler ve Fransızlar, hatta ABD’liler onlara enjekte etti. Zaman içinde de bir uyuşturucu gibi Palikarya’da bağımlılık yaptı.

Yunanlılar, bugün işte o bağımlılığın içinde kıvranıp duruyorlar…

***
1963’te Paris Edebiyat ve Beşeri İlimler Fakültesi, bir kitap yayınladı. Dimitri Kitskis’in kaleminden çıkan bu kitabın adı: Milletlerarası Politikada Propaganda ve Baskı.

O kitapta yazıyor Çavuşoğlu’nun bütün söyleyemedikleri…

Batılılar, Yunanlılarla nasıl işbirliği yapmışlar? Onları Anadolu’ya hangi vaatlerle sokmuşlar? Anadolu’yu işgal öncesi Batı Anadolu’da nasıl çalışmışlar? Kimleri nasıl tahrik etmişler? İçeride kimlerle işbirliği yapmışlar? Bunların tamamı ve fazlası var o kitapta.

Bu kitap Türkçeye tercüme edilince de Yunan İstihbaratı harekete geçmiş. Tamamını toplamış. Kalan birkaç nüshası ise sahaflarda tanesi bin liradan satılıyor.

İlginç olan şu ki, bugün de dünden bir değişiklik yok. Aynı oyunlar benzer şekilde yine oynanıyor.

Alman Dışişleri Bakanı Mass da biliyor bunu.

***
Tavşan bütün gücüyle koşuyormuş…

Arkasında da tazı var. Sonunda deliğine ulaşıp içine girmiş. Tazı ise nefes nefese arkasından öylece bakmış.

Aradan bir süre geçtikten sonra olaya şahit olan Kaplumbağa, Tavşan’a “harikaydın” demiş:

Tavşan ise “Tabii ki harika olacağım” cevabını vermiş:

-Ben canım için koşuyordum, Tazı ise efendisi için…

Bugün de Türkiye ile Yunanistan arasındaki soruna bu gözle bakmak lazım! İşte o zaman sonuç daha rahat tahmin edilebilir!

Son olarak şunu da hatırlatmak lazım:

Maalesef biz, Batı Trakya’ya Rumeli diyoruz. Hâlbuki orası Karpatlardır. Balkarların, yani Müslüman Türklerin yurdudur. Geçmişte, kendi hazırladıkları haritalarda da o bölgenin üzerinde “Türkomania” yazar. Yani Türklerin yurdu!

Yunanlıların da kuklacıların da bunu bir köşeye yazıp, üzerinde çok iyi düşünmeleri lazım! Ne demek istediğimi gayet net anlamışlardır sanırım.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Emin PAZARCI