CHP Kurultayı yargıya taşınır mı?
Ana akım medyada çok fazla konuşulmuyor ama anlatılanlar hakikaten akıl alır gibi değil.
Zaten kurultayın aylar öncesinden başlamıştı söylentiler.
CHP’li bir ilçe başkanı ile sohbetimde, “Abi anlatamam, çuval çuval para. Anadolu’ya sevkiyat yapıldı” dediğinde kimi ya da kimleri kastettiğini sormuştum ona. Cevabı kısa ve netti:
“Anla işte, anla abi yaa”
Herkes Kemal Kılıçdaroğlu’nun net bir farkla genel başkanlığı yeniden kazanacağını varsayıyordu. Partili “gazeteci” olmadığım için meseleye dışarıdan bakıyor, her iki tarafı da dinliyor, kulak veriyordum doğal olarak.
Partinin içinden derin bilgiler alan CHP’ye yakın bir dostum delege yapısının çoğunluğunun Alevi olduğundan bahisle “Fetva verildi artık, bunun geri dönüşü yok” demişti. Fetva’yı Alevi dedeleri vermişti. Çok ilginç gelmişti bu bana. AK Parti’de böyle bir fetva metva işi olsaydı nasıl kıyamet kopardı tahayyül edin.
Neyse, ben o zaman Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’deki delege yapısını mezhebi bir kayırmayla kendi lehine tahkim ettiğini bildiğimden “kazanacak aday” konusundaki ibremi Kemal Kılıçdaroğlu’na doğru çevirmiştim, yalan yok. Ama Özgür Çelik’in İstanbul İl Başkanlığı’nı kazanması, Kılıçdaroğlu’nu desteklediği belirtilen diğer il delegelerinin garip biçimde çark etmesi karşısında birden o CHP’li ilçe başkanının söylediği “Çuval çuval paralar” lafı aklıma geldi ve “acaba” diye sormaya başladım.
Bu arada İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bastırdıkça bastırıyor, tüm gücüyle Özgür Özel’i destekliyordu.
Anlaşılan Kemal Bey’in genel başkanlık koltuğu sallantıdaydı ama sonuçta herkes gibi beklemek gerekiyordu.
Sonra kurultayı yaşadık. Ama o da bir acayipti.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultaydaki odasında bulunan ve tüm gelişmeleri izleyen Nuray Başaran anlatsın ondan sonrasını:
“Odaya önce her iki adayın da oylarının eşit olduğu bilgisi geldi. 682’ye 682. Sonra ikinci bir haber geldi. ‘682 Özgür Özel, 664 Kemal Kılıçdaroğlu’ dendi. 18 oy geçersiz, bir oy kayıptı. O bir oyu hâlâ bilmiyoruz. Ama sonradan bilgi geldi ki 18 geçersiz oy Kemal Bey’e aitti.”
Burada ben devreye gireyim.
O 18 oy geçersiz değildi aslında Nuray’ın dediği gibi. İddiaya göre geçersiz kılınmıştı. Aslında 18 oy Kemal Kılıçdaroğlu’na verilmişti ama bir gizli el, ikinci mührü de Özgür Özel’in isminin yanına vurarak o oyları geçersiz hale getirmeyi başarmıştı, nasıl yaptıysa.
Nuray Başaran devam etsin:
“Buna itiraz edildi ama kabul edilmedi. Sonra ‘Kemal Bey Özgür Özel lehine çekiliyor’ diye salondan bir haber geldi. Ama bu arada da ikinci oylama başladı. Kemal Bey çekildi diye manipülasyon yapıldığı bir salonda oylar elbette Özgür Özel’e gidecekti. Kemal Bey’e o manipülasyon yapılmasaydı oyların sayısı ne olurdu onu bilmek mümkün değil artık. Ama bir gazeteci olarak böyle bir durumun tespitini yapmakta fayda var. BEN BİR KUMPAS SEZDİM. BİR KUMPAS, DELEGENİN SATIN ALINDIĞI… O hava vardı. Zaten Kemal Bey’i yolda ayrılması için ikna edenler olmuş galiba, Kemal Bey ‘Peki geliyorum’ demiş.”
Evet, Nuray Başaran’ın “Bir kumpas, delegenin satın alındığı” sözü meselenin bam telini oluşturuyordu.
Nuray’ın bu yazısı ve Radyo Sputnik’e yaptığı açıklamalarından önce İstanbul Oto Galerici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı/Çağdaş Halk Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve kendini Kemal Kılıçdaroğlu gönüllüsü olarak tanıtan TOLGAHAN ERDOĞAN adlı bir CHP üyesi çıkıp ilginç ve çarpıcı iddialar ortaya atarak Laleli’deki dört döviz bürosunun açtırılarak CHP Kurultayı‘na yaklaşık 50 milyon dolar aktarıldığını söyledi. Tolgahan Erdoğan, “Bu iddiayı yalanlayacak varsa Laleli Ordu Cad. 5 Kasım tarihli mobese kameralarını izlemeye davet ediyorum” diyerek savcıları da göreve çağırdı. Erdoğan CHP delegelerine tamı tamına bir buçuk milyar lira dağıtıldığını öne sürdü ve bu konuda da Ekrem İmamoğlu ile ekibini suçladı.
Tolgahan Erdoğan, adeta CHP’de bir darbe yapıldığına işaret ederek ve bunu bir “mezhep” düşmanlığı olarak niteleyerek şöyle ilginç bir paylaşımda da bulundu:
“Ey Muaviye ümmeti, Ey düşman-ı Muhammed’i, siz küfranî, biz şükranî, siz bir taraf, biz bir taraf… Rüzgâr gülü gibi dönenlere inat, dönen dönsün, biz dönmeyiz yolundan Pirom…”
PİROM dediği Kemal Kılıçdaroğlu malum.
Hazreti Ali’nin çocukları Hasan ve Hüseyin’i katleden Muaviye ümmeti, Hz. Muhammed düşmanları (Ehl-i Beyt düşmanları) ve küfür edenler olarak suçladıkları kimlerdi siz pay biçin.
Rüzgârgülü gibi dönenlerle kastettiği ise para karşılığı Kemal Bey’i sattığını iddia ettiği Alevi delegeler.
Ama bununla kalmadı. CHP’de değişimcilerin kurultayı kazanmak için kurduğu delege borsası ile ilgili ifşaatlar da ortaya saçılmaya başlandı.
CHP eski Muş Gençlik Kolları Başkanı Erkan Çakır’dan da ilginç açıklamalar peş peşe gelmeye başladı. Erkan Çakır’ı özel kılan Özgür Özel ekibine çok yakın ve adeta onlarla iç içe olmasıydı. Sabah Gazetesi’nin haberine göre, “Beni konuşturmasınlar” paylaşımı yapan CHP’li Erkan Çakır‘ın, değişimcilerle “delege avı” için 1 milyon TL’ye anlaştığı, 200 bin liranın peşin ödendiği, bir de lüks araba verildiği öne sürüldü.
İddialar yenilir yutulur cinsten değildi. Erkan Çakır bununla da kalmayıp videolu paylaşımlar da yaptı. Misal Bursa İl Başkanı’nı suçlayarak, nasıl Özgür Karabat ve Özgür Çelik ile görüştükten sonra 180 derece döndüğünü anlatıyor ve “Ben hazırım” diye meydan okuyordu. Çakır bununla da kalmıyor, ellerinde görüntü olduğunu ileri sürüyordu.
ŞİMDİ İDDİA ŞU:
Sevilay Yılman’a göre Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın bir grup delege kurultayın iptali için yargıya gidecekler. Ve Kemal Bey’in de bilgisi dâhilinde olan bu suç duyurusunun kabul olması halinde delegelerle yapılan usulsüz pazarlıkları ispat edecek belgeler yargıya teslim edilecek.
Eğer gerçekten de doğruysa bu iddialar, CHP tarihinde bir ilk yaşanabilir ve usulsüzlük yapıldığı gerekçesi ile son kurultay iptal olabilir…
İlginç bir parti hakikaten CHP…
Erdoğan ve AK Parti’ye hiç ihtiyaçları yok.