CHP’NİN GİZLİ AJANDASI 2

 İlk bölümde CHP içindeki iki kolu yazmıştık.Şimdi sıra üçüncü ve en kripto kol olan Fetö kolu diyelim.Bu kolun içinde kimler yokki Moon tarikatı mı Mason locaları mı?Vatikan mı? Gladyomu? Alman vakıfları mı? yok yok.Bu yapıların hepsi fetöya sahip çıktığı destek verdiği için fetö yapılanması diyerek yürümeye başlıyoruz.Yeri geldikçe bağlantıları da yazacağız.

Konuyu tam anlamak için fetöyu biraz tanımamız gerekiyor.Fazla detaya girmeden sadece bizi ilgilendiren tarafları yazalım.Fetönun anne tarafı İspanya’dan göç eden yahudi ailelerinden Şükrü Paşazadeler’e dayanır.Bu aile Edirne’ye yerleşmiştir.Baba tarafı ise araştırmacıların büyük çoğunluğuna göre kürt,bir kısmına göre ise de ermenidir.Fetö ailesi Bitlis’te yaşamaktadır.Daha sonra değişik sebeplerden dolayı ???Erzurum’a göç etmiştir.Fetö 1938’de Erzurum Pasinler’de doğar.İlk maharetini 1955’te eğitim gördüğü büyük alim Alvarlı Efe’nin yönetimindeki Bakırcı Medresesinde kendisine ders  veren Sait Hoca’yı Atatürk aleyhine konuşuyor diye Gürcü Kapı Polis Karakoluna şikayet etmekle başlar.Köylülerin ve çevre halkın kızgınlığından korkan fetö Erzurum’da fazla barınamaz.Akrabalarının da desteği ile anne tarafının yerleşik olduğu Edirne’ye gider ve orada ilk tohumlar atılmaya başlanır.Daha sonra askerlik vakti gelir, acemi birliği için Ankara Mamak,usta birliği için İskenderun’a sevk edilir.Fetönun ilk keşfedilme evrelerinden birisi de burasıdır.Kişiliğinden kaynaklanan ispiyonculuğu dolayısı ile telsiz başına verilir ki tüm görüşmeleri komutanlarına bildirsin.Burda komutanlarının desteği ile civar camilerde vaazlar vermeye başlar.Kemalist bakışı islamda reformcu sözleri her ne kadar halkın tepkisini çekse de gizli gözler artık onu  izlemeye ,kollamaya almıştır.Askerlik sonrası 1963 de Erzurum ‘da kominizmle mucadele dernegini kurar,1964 de cia ortadogu sorumlusu ile görüşür.Kırkkareli,Edirne derken İzmir.

Hiçbir yerde barınamayan gittiği yerlerden sürgün yiyen fetö ülkemizin ileri gelen cemaatlerinden  sevilen ileri gelenlerinden birine giderek yalvar yakar yardım ister.Onun referansı ile İzmir’de yeni açılan bir kursa hoca olur.Fetöya sıcak temaslardan biride burada başlar.Referans olan kişi İzmir’e fetöyu ziyarete gittiğinde yanından çıkan birkaç kişiyi görür.Bunlar derin yapıların adamlarıdır.Daha önce bu şahıslar kendilerine gelmiş Kemalist Reformcu  bir cemaat kurmak istediklerini kabul ederlerse her türlü desteği verip kimsenin de onlara dokunamayacağı  garantisi verirler.Tabii bu cemaat istenileni kabul etmez.İşte fetö yanından çıkan kişiler bu şahıslardır.Fetöya bu kişilerin kimler olduğu sorduğunda ise öğrenci velileri olduğunu deyince fetönun ayağının kaydığını anlar.Derken destek başlar.1977 de Almanya’ ya gider .Fetö coştukca coşar kurslar,okullar , iş siyasete kadar uzar.Diğer dini tarikat ve cemaatler karşı çıksa da bir el hepsini susturur.Artık maya tutmuş yol verilmiştir.Yurtsever savcılar bazı adımlar atsa da o el fetöyu hep kollamıştır.28 Şubat döneminde bile müslümanlar en büyük zulmü görürken o zamanın kudretli paşaları fetöyu karargahta ağırlar hale gelmiştir.Dindar avcısı medya bile üstü üstüne fetö ile mülakatlar yayınlar.

Gülen’i kollayanlar arasında Sait Nursi’nin kabrini ortadan kaldıran ikinci ordu komutanı Cemal Tural’da vardır.19 Ocak 1994’te kurduğu GYV vakfı sayesinde siyasetçilerle de içli dışlı olur.Onu ilk keşfedip destekleyen biri de CHP’nin kadim genel sekreteri Kasım Gülek’tir.Gülek onu  siyasetçilerle , İshak Alaton üzerinden iş dünyasıyla ve en önemlisi de zamanın Ankara ABD Büyükelçisi olan Marton Abramowitz ile tanıştırır.Bu tanışmalar sonrası Fetönun önü tamamen açılmıştır.

Kasım Gülek CHP ve siyaset dünyasında verdiği destek sayesinde başta Ecevit,Mesut Yılmaz,Çiller olmak üzere diğer siyasetçiler de fetö ile irtibat kurmaya başlar.1995 te Alman,İgiliz,Rus elçilerle görüşmeler yapar ,ama ABD elçisi özel olarak ilgilenmektedir fetoyla.Kimse hangi sıfatla bu kişilerle görüşüyor diye sorgulamaz.Hatırlanırsa rahmetli Erbakan ülkemizin ileri gelen cemamat ve tarikat liderlerini agırladıgında yer yerinden oynamış satılmış kalemler tehditler yağdırmıştı.

Bu arada ek bir bilgi daha ABD Elçisi Marton Abramowitz CİA Başkanlığına aday gösterilen bir isimdi.

Kasım Gülek ise Robert Koleji mezunu Rockefeller vakfı üyesi aynı zamanda bu vakfın komutanı konumundaki CFR örgütünün de idarecisi konumundadır.Sung Muyung Moon yani Moon tarikatının da Türkiye yetkilisidir.Ayrıca Unnification churc (Birleşmiş Milletler Kilisesi) ni güçlendirmek için ömrünü adamış biridir.

Fetönun 1977 Almanya,1992 ABD ,1998’de de Vatikan ziyaretlerini organize eden bu iki isim  ve Alaton dur.FetoVatikan ziyaretinde Papa’ya söylediği” büyük projeniz( İbrani dinleri İsevilik altında toplama diyalog) için emrinizdeyiz ”sözleri ile ne kadar kullanışlı bir aparat olduğunu kanıtlamıştır.

      1992 deki ABD ziyareti yeşil kuşak projesini artık faaliyet gerçirilme kararının verildigi ziyarettir.feto yurda dönünce hiç ummadığı bir lutuf iltifat görmeye başlar.Garip olansa o iltifat gördükçe ulkede kaos ekonomik kriz derinleşmekte faili meçhuller artmakta,bu derin projeyi anlayan engel olmak isteyenler tek tek şehid edilmektedir.Projeyi anlayan ulke lehine çevirmek isteyen zamanın CB Özal bile önce kurşunlanır sonrada faili meçhule kurban gider.Emniyet mit ve ordudaki yapılanmalar buyuk oranda gerçekleşmiş artık son aşamaya yaklaşılmıştır.(faili meçhul bir saldırıda vefat eden Hablemitoğlu 1999 da feto yapılanmasının emniyette % 70 orduda ise % 60 a ulaştıgını yazmıştı dikkat edin daha AKPARTİ diye bir parti yok)

Bu aşamadan sonra fetonun riske edilemeyecegi düşünülmüş olacakki Ecevit’ in baskıları  Kasım gülek garantisi ile 22 mart 1999 da feto ABD ye gider.burda başka bir gariplige dikkat çekmek istiyorum.feto gitmeden yaklaşık bir ay önce 16 şubat 1999 da gece yarısı 02.00 sularında pkk elebaşı apo ABD tarafından idam edilmeme garantisi ile Türkiye’ ye teslim edilir.Buyuk plan adım adım işlemekte, büyük takas gerçekleşmiştir.

Türkiye büyük bir felakete dogru sürüklenmektedir.ABD’de fetoyu Gülek’ in baldızı pentagonda albay pisikoloji uzmanı ve yahudi aşığı olan  Aylin Rodomisli karşılar.Gülek’ in kızı ulkemizde bakanlıkta yapan Tayyibe Gulek’ te Aylin hanımın yanında yetişmiştir.Aylin hanım Sultan ABDÜLMECİD in sadrazamlarındanGiritli deli Mustafa Naili paşanın torunlarındandır(paşanın sadrazamlıktan ayrıldığında40 cariyesi yetmişbin altını 99 çiftliği 200evi vardır).Aylin hanım fetoyu çok geniş olan siyaset ve stk, isthbarat orgutlerindeki çevresiyle tanıştırmaya başlar.samanyolu tv kurulma aşamasında cok büyük destek verir .Aylin hanım garip bir şekilde evinin bahçesinde arabasını tamir etmek isterken altında kalarak ölür???? .feto ABD ye iyice yerleşir hatta daha önce cizvit papazların eğitim gördüğü bir çiftlikte hizmetine sunulur .FBİ nin tum engellemelerine rağmen olağan üstü yetenekli yabancı statüsü ile vize verilmek istenir.

Vize alabilmesi içinse referans veren isimler çok ilginçtir.Başta Gülek,Alaton,Abramowitz olmak üzere

Graham Fuller: Eski CİA başkan yardımcısı

George Fidas: CİA Balkan politikaları uzmanı

Thomas Michel :Roman katolik kilisesi papazı(dinler arası diyalog sekreteri)

Floyd Schoenhals: Evangelist kilisesi sinodlarından

John Espesito : Georgetown üniversitesi direktörlerinden cia ya İslam uzerine raporlar hazırlayan bir şahıs

Alexander Karloutsos:  Amerika Yunan ortadoks başpiskoposu

Terry Mathis: California Riverside kampüsü rahibi

Donald Senior: Catholic Theological Union başkanı Vatikan ‘ın atadıgı papaz,daha pek çok isim var  ama!!!!

Bundan sonrakiler çok daha ilginç

Kemal Öksüz !!!?:Niagara vakfı yoneticisi

H.Ali Yurtsever :Washington rumi forum başkanı

Murat Saraylı : TUGİAD  yön. kur.baş.

Mehmet Sağlam : eski milli eğitim bakanı

Emin Başer: mektubunda Özal’ın danışmanı olduğunu yazmış

  Görüldüğü gibi artık çark kurulmuş buyuk planın son aşamasına geçme zamanı gelmiştir bunuda nasib olursa  bir sonraki yazımızda  yazalım inşaAllah

   RABBİM YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN