CHP’nin “yeni terör anlayışı” belediyeler ve kayyum
Türkiye siyasi tarihinde belediye seçimlerine baktığımız zaman sanırım hiç bu kadar ilginçliklerin bir arada olduğu bir dönem yaşanmamıştır.
Öncelikle bu seçim, ittifakları doğuran ve zorunlu kılan bir süreç oldu. Bu açıdan Cumhur İttifakı, net. Asıl enteresan olan karşı blok. Kimin eli kimin cebinde belli değil!
Seçim propaganda sürecinde hep reddedilen ama sahaya indiğimizde açıkça gördüğümüz, dirsek temasını çoktan geçmiş CHP-HDP birlikteliği gözümüze çarpıyor. Bir gazeteci olarak test ettim. HDP’li seçmene; “HDP’nin olmadığı yerde kime oy verirsiniz?” diye sorduğumda aldığım cevap eksiksiz bir şekilde “CHP” oldu. Bu durum neyin yansımasıdır? Elbette partiler arası işbirliğinin…
Sahadan partilerin durumuna bakalım. Seçim arifesinde adaylar CHP, İYİ parti ve örtülü bir şekilde HDP’nin “istişare”si sonucu belirlenirken, adayların kuracağı olası ekipler de karmaşık kompleks bir yapıdan oluşuyor.
CHP-HDP İTTİFAKINDA SKANDAL SÖYLEMLER
Bu açıdan bakıldığında propaganda sürecinde ve sonrasında özellikle bu üç parti birlikte çalışmanın altına imza atmış görünüyor.
İşte buna skandal bir örnek; skandal olan birlikte çalışmaları değil, ortaya çıkan manzara ve tahammül sınırlarını aşan söylemlere CHP’lilerin tepkisizliği.
CHP’nin “yeni terör anlayışı” belediyeler ve kayyum
“Kandil emrediyor. Onun güdümündeki parti aracılığıyla CHP onu yapıyor…”
Betül Soysal Bozdoğan
Betül Soysal Bozdoğan
b.soysal.bozdogan@dirilispostasi.com
Türkiye siyasi tarihinde belediye seçimlerine baktığımız zaman sanırım hiç bu kadar ilginçliklerin bir arada olduğu bir dönem yaşanmamıştır.
Öncelikle bu seçim, ittifakları doğuran ve zorunlu kılan bir süreç oldu. Bu açıdan Cumhur İttifakı, net. Asıl enteresan olan karşı blok. Kimin eli kimin cebinde belli değil!
Seçim propaganda sürecinde hep reddedilen ama sahaya indiğimizde açıkça gördüğümüz, dirsek temasını çoktan geçmiş CHP-HDP birlikteliği gözümüze çarpıyor. Bir gazeteci olarak test ettim. HDP’li seçmene; “HDP’nin olmadığı yerde kime oy verirsiniz?” diye sorduğumda aldığım cevap eksiksiz bir şekilde “CHP” oldu. Bu durum neyin yansımasıdır? Elbette partiler arası işbirliğinin…
Sahadan partilerin durumuna bakalım. Seçim arifesinde adaylar CHP, İYİ parti ve örtülü bir şekilde HDP’nin “istişare”si sonucu belirlenirken, adayların kuracağı olası ekipler de karmaşık kompleks bir yapıdan oluşuyor.
CHP-HDP İTTİFAKINDA SKANDAL SÖYLEMLER
Bu açıdan bakıldığında propaganda sürecinde ve sonrasında özellikle bu üç parti birlikte çalışmanın altına imza atmış görünüyor.
İşte buna skandal bir örnek; skandal olan birlikte çalışmaları değil, ortaya çıkan manzara ve tahammül sınırlarını aşan söylemlere CHP’lilerin tepkisizliği.
Olay Şişli’de gerçekleşiyor. Toplantı CHP’nin organizasyonu fakat buluşmada HDP’liler de mevcut.
Şimdi sıkı durun!
Toplantıda HDP ilçe başkanı, CHP’nin Şişli adayı Muammer Keskin’e desteklerini ilan ederken şu sözleri kullandı: “31 Mart, son bir kaç yılda yaşadığımız seçimler zincirinin kritik bir parçası. Partimizin, bu konudaki tavrı çok net. Kürdistan’da kayyumun el koyduğu bütün belediyeleri geri alacağız. Türkiye tarafında da AKP-MHP koalisyonuna kazandırmayacağız. Dolayısıyla Şişli’de CHP’yi dikkatinize sunuyoruz.”
CHP’NİN ACZİYETİ
Birincisi; Türkiye’yi ikiye bölen bu söylem sözde özyönetim çıkışının devamıdır. Kabul edilemez. Yargı konusu olabilecek bir söylemdir ki; bu söylemi HDP, grup toplantısında da dile getirdi.
İkincisi; HDP’nin bu bölücü söylemlerini acaba o salonda bulunan ulusalcı, Kemalist veya beyaz Türkler nasıl içlerine sindirebildiler? Bu söylem kurumsal olarak CHP’nin gündemine neden alınmadı. Bu söylemi içselleştirmek ülkeye ihanetten başka bir şey değil.
CHP’NİN HDP YAKINLIĞI YENİ DEĞİL!
Üniversitede dimağı tertemiz gençlere PKK propagandası yaparak suç işleyen akademisyenler, gözaltına alındığında savunan hangi parti? CHP.
Ülkenin sırlarını gazete manşetlerinde faş eden, hem de bunu çarpıtarak “devlet yetkilileri DEAŞ’a yardım ediyor” iftira sosuyla dezenformasyon yapan gazetecileri temize çıkarmaya çalışan hangi parti? CHP.
Ülkemiz beka mücadelesi içinde sınırında kurulmak istenen terör koridorunu engellemek için Afrin’e girdiğinde “girmeyin!” diyerek PKK ve YPG’yi kayıran hangi parti? CHP.
Afrin’e girildikten sonra “bari şehir merkezine girmeyin” diyerek, teröristleri kayıran hangi parti? CHP.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde sınır ötesi operasyonlarda yüksek başarılar elde eden komutana “apoletlerini sökeceğim” diyen aday hangi partidendi? CHP.
BU KONJONKTÜRDE CHP’NİN ALACAĞI OLASI BELEDİYELERDE NE OLACAK?
CHP kimlik değiştiriyor, CHP’nin kodlarıyla oynanıyor. Seçimde galip gelmek adına ülkenin bütünlüğüne halel getirecek işlere girişmek ilkesizlik ve siyasetin dışına çıkmaktır. Bu anlamda hazırlanan listeler eğer kazanır ve belediyelerde çalışmaya başlarlarsa tam bir kaos ortamı oluşacaktır. Listelerdeki HDP’liler, belediyenin imkanlarını yine PKK’ya yönlendirmeye çalışacaklardır.
Bu açıdan bakıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrı çok net. Erdoğan, “Kandil emrediyor. Onun güdümündeki parti aracılığıyla CHP onu yapıyor” açıklamasıyla CHP-HDP işbirliğini ortaya koyarken, “Kayyum illerinde seçilecek belediye, yeniden PKK’ya çalışırsa hiç vakit kaybetmeden kayyum atarız” ifadesiyle de vatandaşın kazanımını dağa yönlendirmeye çalışanların önünün her zaman kesileceği garantisini veriyor.
Bu açıdan bakıldığında adı HDP veya CHP ne olursa olsun, kimse bu milletin imkânlarını teröre sevk edemez.
Bu ülkenin lideri ve yetkili kadrolarımız terörle mücadelede çok başarılı adımlar attılar.
Bir vatandaş olarak ifade etmek isterim. Sınır içinde ve ötesinde bunca bedeller ödenerek elde edilmiş kazanımları kimseye heba ettirmeyiz. PKK ve türevleri istedikleri kılığa girsinler, istedikleri parti ile işbirliği yapsınlar, peşlerindeyiz! Terörü bitirmeye kararlıyız.
CHP ise bu süreçte HDP’nin bölücü söylemlerine sessiz kalmaya devam ederse, işbirliğini sürdürürse, orta vadeli süreçte de fiili olarak HDP’nin politikalarının güdümüne girerse işte o zaman çok büyük tartışma konularımız olacak demektir.