CIA’NIN TRUVA ATLARI
Gündemin yine hakaret, itibarsızlaştırma, yalanlar ve manipülatif operasyonlarla yüklü olmasının elbetteki sebepleri var.
Toplum mühendisliği projesinin bir parçası olarak bazen bütünden parçaya; bazen parçadan bütüne doğru asimetrik noktalar üzerinden nabız yoklamalarının yapıldığını biliyoruz.
Özellikle 15 Temmuz sonrası dozajını her geçen gün arttıran bu yoklamaların siyasi sahiplenme dışında yardımcı dublör aktörler üzerine ihale edildiği görülüyor.
Hedefte toplum değerlerinin en üst basamağı olarak görülen din ve devlet paydası altında farklılıklar gösteren ana başlıklar altında “böl, parçala ve yut” tekniğinin titizlikle uygulandığı görülüyor.
Hangi amacın cevabını CIA’nın eski yöneticilerinden Porter GOSS veriyor.
Diyorki Goss; CIA yeni algoritmalarla hareket etmek durumundadır. Bu sebeple yeni dönemde (buna Biden dönemi de dahil) doğrudan elemanlarımız kullanılarak istediğimiz her yerde istediğimiz operasyonları yapacağız ve yapmak durumundayız.”
Bir dönem hatırlarsınız Bangladeş’te tescilli bir CIA ajanı vardı, Teslime Nesrin adında.
Nasıl kullandılar?
Nasıl tuzakladılar yapacakları operasyonun alt zeminini oluşturmak adına…
Nasıl ki amaç orada salt İslam ve Kur’an değilse bugün de aynı hassasiyetler üzerinden şahsi temele indirgenen hedef olmadığını bilmemizde fayda var.
Sistematik olarak itibarsızlaştırma algısının içini yalanda olsa dolduracak zihni dolgunluk sağlamak ve direnci düşürmektir.
Yani kaleyi içten fethetmek…
Kadın figürlerin bunların sanatçı, gazeteci olmasına takılmayın. Bizatihi Teslime Nesrin gibi Truva atları olduğunu, CIA’nın direkt etki ajanları olduğunu unutmayalım.
Binnur Günay