CONİ’NİN “İÇ GÜVENLİK” TEZGAHINA NEŞTER VURULACAK!

Fırat’ın doğusuna dair TSK’nın yapacağı askeri operasyonun ilk kez “dillendirilmesi”nin Coni’nin ifade ettiği “taktiksel” beyanının karşılığı olması dikkatimi çekti. 

Nihayetinde olması gereken şeyin, yani terör unsurlarının niceliği, niteliğinden ziyade bizim bu unsurlara karşı nasıl bir tavır ortaya koyacağımızla doğrudan orantılı.

Coni’nin zamanlama olarak “Suriye’de kalıcı olabiliriz” açıklaması oldukça manidar. ABD’de Trump’a rağmen farklı seslerin gündeme gelmesi bir yana Pentagoncu derin ABD’nin Ortadoğu’daki dengelerden vazgeçemeyeceğini de ortaya koymuş oldu.ABD’de kimin, ne adına, kimlerle, neyi belirlediği devlet ciddiyeti yerine tamamen eşkıya düzenine dönüşmesi yeni bir süreç değil elbet.

PKK kartına ısrarla sarılan, PYD ve YPG’yi kolluk kuvveti statüsünden “iç güvenlik” unsuru olarak dizayn etmeleri elbetteki boşuna değil.
Peki nedir iç güvenlik gücünün tesisi?
Resmi devlet statüsünün, devlet örgüsünün legal bir zemine oturtulması işlemidir.

Yani diyor ki Coni, ‘sınırlarımız boyunca istediğimiz kanton ve özerk PKK, Kürt oluşumunun sonuna geldik. Ortadoğu’da jandarma görevi ihdas edecek paramiliter bir gücümüzle meydanlarda olacağız.’
İşte bu meydan okumanın karşılığı da tarafımızdan sahada verilecek.

Her ne kadar resmi açıklamalarımızda asla ABD askerleri hedef gözetilmeyecek denilse de biliyoruz ki ABD askeri PKK köşesinde karşımızda olacak. Hatta PKK paçavrasını kendi paçavralarının yanında bulunduracak.
Vurmayacak mıyız?

Elbette ki hedef gözetilmeksizin terörle iç içe ve ona yardımcı olan her kim olursa olsun gerekli karşılığı alacak.

Bütün kartlar yeniden tanzim edildi.
Ortadoğu’da Ankara’nın ambargosunun nelere mal olacağını anlayacaklar! 

İç kamuoyunda ise Fırat’a dair haberin yayılması farklı bir algıyla işlenerek harekâtımızın itibarsızlaştırılmasına da tanık olacağız.

Savaş üzerinden oy toplamak taktiği başlığı altında sunulan bu alçakça algıların sahiplerinin kim olduklarını da biliyoruz.

Meselenin siyasi boyuttan öte tamamen ülke menfaati cephesinde olduğunu gözden kaçırmayı hedefleyen bu algılar, aslında 2019’a ayarlı olan ve projenin de zeminini oluşturduğunun farkında olanlardan başkaları değil, unutmamalı!