Cumhurbaşkanı adayını “katalogdan” seçmek mi?
Vatandaş erken seçim değil fahiş fiyatların azalmasını ve alım gücünün artmasını istiyor. Buna dönük çözüm önerileri yerine “erken seçim” çağrısı yapmak sadece kendi ikbalini düşünmektir.
Vatandaşın tek gündemi ekonomi değil! Terörle mücadele, TSK ve MİT’in başarılı operasyonları, Karabağ Zaferi ve Zengezur geçidiyle Ermenistan üzerinden Türk Dünyası ile kesintisiz karayolu geçişi, İHA ve SİHA’ların verdiği özgüven, göç akışının azalması gibi birçok konu takdirle konuşuluyor. Sosyolojik olarak önü açılan özgürlükler var ama birileri ısrarla “Türkiye’de özgürlük yok” diyor. Aslında onlar bunu sadece kendilerine istiyorlar, Müslümanlar eskisi gibi fakültelere alınmasın, ayak(!) altında dolaşmasın!
“NECMETTİN ERBAKAN”
Kıymetli hocamızın mekânı cennet olsun, şimdi onun şu sözünü tekrar hatırlayalım:
“Siz sanıyor musunuz ki Türkiye’ye tankla, tüfekle, uçakla saldıracaklar. Buna hiçbir ülkenin cesareti yetmez. Onlar bu ülkeyi terörle bertaraf etmeye çalışıyorlar. Bunu da başaramayacaklarını anladıklarında bir sonraki adımları ekonomik saldırılar olacaktır.”
“2023 SONRASI AKŞENER VE KILIÇDAROĞLU OLMAYABİLİR”
2023 seçimleri bu kez tasfiyeleri getirecek. Eğer kazanamazlarsa Akşener ve Kılıçdaroğlu tıpkı Ecevit, Çiller, Yılmaz, Cem Uzan gibi siyaset sahnesine veda edebilirler. HDP ile işbirliğinin bir sebebi de bu olabilir. Vatandaş, muhalefet partilerinin “yeni genel başkanlara” ihtiyacı var, diyebilir.
“ERDOĞAN’SIZ TÜRKİYE”
Erdoğan’sız Türkiye tablosunda her gün bomba patlatan PKK’lı Türkiye vardı. Unutuldu ama karakollarda ve cezaevlerinde işkence gören mazlumlar vardı. Asgari ücret bugünkünün alım gücü olarak 3’te 1’i kadardı. Banka kredileri bir anda birkaç katına çıkmıştı. Erdoğan’sız Türkiye isteyenler bunun yerine “ne istediklerini” söylemeliler.
“MUHALEFETİN GÜNDEMİ”
Erken seçim! HDP ile arka kapılarda hesap yaptıktan sonra kameralar karşısında “Erdoğan’a hesap soracağım” diyenlerin planları sağlam bir zemine oturmuyor.
Meral Akşener, “Tamam” verdiği anda Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adaylığını açıklayacak. Bu durumda Akşener tüm politikalarını CHP’ye göre dizayn etmek “zorunda” kalacak. O vakit soracaklar: İyi Parti’yi niye kurdunuz? İyi Parti’yi CHP adayına oy toplamak için mi kurdunuz? Kilit şimdi Akşener’de ama karşısında onu dinlemeye istekli kimse yok! O kadar belirsiz ki insan yazarken bile bunalıyor.
“KATALOG”
“Ülkenin muhalefet partileri olarak seçim sath-ı mailine 1 yıl kala hâlâ neden Cumhurbaşkanı adayı göstermiyorsunuz?” sesleri giderek yükseliyor.
Muhalefet yöneticilerine soruyorum, “Niye merak ediyorsunuz ki… Erken açıklarsak yıpranır… Bunlar boş işler…” diyorlar. Yani millet ittifakının adayını merak etmek faydasız, gereksiz, beyhude, boş bir iş! Türkiye’yi yönetecek kişi gereksiz bir ayrıntı ise siz niye parti kurdunuz? Alın elinize bir katalog, eski siyasetçileri şöyle bir karıştırın, gözünüzü kapatıp fotoğraflar üzerinde 1’den 10’a kadar yavaşça sayarak gezinin, “dur” deyince parmağınızın üzerinde durduğu kişiyi “İşte adayımız” diye açıklayın! Sayın Millet İttifakı’nın muhteşem bileşenleri farkında değil misiniz? Oylarınız yerinde sayıyor ve hâlâ en favori lider, en güvenilir siyasetçi Recep Tayyip Erdoğan! Siz hem erken seçim çağrısı yapıp hem de adayınızı göstermedikçe parti tabanlarınız zor duruma düşüyor, kimin ardından gidecekleri meçhul bir hal alınca sizden vazgeçiyorlar.
“ESAS BOMBA PATLAMADI”
Esas bomba “adaylarını açıklayınca” patlayacak. Denklem yerine oturacak, boş ve uzayan konuşmalar bir çerçeveye oturacak. Şu anda aday açıklamıyorlar çünkü adayları bir “lider” vasfından ziyade “oluşturulmuş yapaylık” kıvamında görünüyor.
Son seçimlerin üzerinden 41 ay geçti, şimdi seçimlere 19 ay var. Kulislere baktığınızda hiçbir muhalefet yöneticisi veya vekili “Aday olarak şu isimler olabilir” demiyor. Arka planda da isimler zikredilmiyor. Meral Akşener; “Ömer’in yolu, milletin güneşi” diyor ama vekili “Senin bacını s..” diyor. Kılıçdaroğlu, “Helalleşme..” diyor ama vekili “5’i hariç hepsinin başını açtırdım” diyor. Burada sanki “köprüyü geçene kadar” hesabı yapılıyor. Peki, köprü geçilirse ne olacak? Belli değil, net olmayan bir kaos ortamı var.
“TBMM SANDALYE DAĞILIMLARI”
Parlamenter sisteme dönüş için referandum veya anayasa değişikliği olur mu? Referandum için mecliste 5’te 3 çoğunluk (360 milletvekili), anayasa değişikliği için 3’te 2 çoğunluk (400 milletvekili) gerekiyor. TBMM’de toplam 582 vekil var, 18 vekil istifa etti yahut vefat etti. Hiçbir ittifakın 360 vekili yok! TBMM oranlarına bakarsak referandum bile söz konusu değil!