Cumhurbaşkanı Küçük Adolf’un amacını tanımladığına göre seyretmeyi bırakın artık…

Okuduğunuz Yazı
Cumhurbaşkanı Küçük Adolf’un amacını tanımladığına göre seyretmeyi bırakın artık…

İçerik

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Teknofest buluşmasında gençlere hitaben yaptığı konuşmasında ortaya çıktı ki DEVLET bu provokatörün amacını anlamakla kalmamış, 12’den isabet ettirerek yaptığının adını da koymuştu.

Şöyle dedi Erdoğan:

“Birileri ülkemizde yaşayan sığınmacıları etrafa kin ve nefret tohumu saçmanın vesilesi yapmaya çalışıyor. Milleti karamsarlığa sürükleyerek sosyal fay hatlarını tetikleyerek bu ülkenin varlığına birliğine bekasına göz dikenlerin hepsi de unutmayın 5. KOL FAALİYETİDİR. Sorun çözmek için teşhis başkadır, fitne ve bozgunculuk peşinde koşmak başkadır. Hangi ipi çekseniz ucu aynı yerlere çıkar. Yalan yanlış haberlerle milleti birbirine karşı, emekçilere karşı kışkırtanların derdinin ne olduğu bellidir.”

NEDİR 5. KOL FAALİYETİ?

Beşinci Kol Faaliyeti’nin amacı bilgisiz bir gençlik, sadakatsiz bireyler, fizyolojik ve psikolojik açıdan rahatsız bir toplum yaratmaktır. Fiilî müdahale ile ele geçirilemeyen bir devleti, propaganda, casusluk, sabotaj ya da terör yoluyla manevî etkiye maruz bırakmak suretiyle müdahaleye uygun hale getirmek için yapılan her türlü yıkıcı çalışmadır.

Ne güzel, İçişleri Bakanlığı da araştırmış ve sosyal medyadaki hesapların yüzde 40’ının bilgisayarlar tarafından yönetilen, yıkıcı paylaşımlarda bulunan BOT HESAPLAR olduğunu tespit etmiş.

Kim bunlar?

1-FETÖ’cüler

2-CHP trolleri

3-Küçük Adolf’un iti kopuğu…

Beşinci kol çalışmalarını en mükemmel şekilde kullanan ilk devlet Nazi Almanya‘sıdır. Adolf Hitler manyağının önderliğinde Nazi Nasyonal Sosyalist Partisi ırkçılık temeli üzerinden SS ve SA gibi paramiliter tedhiş örgütleri kurarak Alman halkını terörize edip sindirmişler ve sonunda ele geçirmişlerdi.

Bunların amacı da aynı…

YA DEVLET BAŞA…

Bizdeki Kel Adolf’un başını çektiği ve Nazi müsveddelerini peşine taktığı bu hareket 6 yıl önce ufaktan ufaktan başladı. Küresel siyasetin arka kapı tekniğiyle dolaylı olarak desteklediği bu hareketin kripto partnerleri ise eylemlerinden, paylaşımlarından kolayca anlaşılacağı üzere FETÖ, Muhaberat gibi illegal örgütlerdi. Sığınmacılar, bu ırkçı faşistler için Türkiye’nin yumuşak karnıydı ve kullanışlı bir malzemeydi.

Önce yalanlarla işe koyuldular. Sığınmacılara AB fonlarıyla sağlanan imkânları sanki devlet sağlıyormuş propagandası işe yarıyordu. Sığınmacı sayısını 4 milyondan önce 6’ya sonra 9’a, sonra 13’e, son olarak da 17 milyona çıkarmakta hiçbir sakınca görmediler. Kendilerine inanacak geri zekâlı bir kitlenin varlığı kulaklarına fısıldanmıştı. Üstelik nasıl olsa hükümet bu yalanlara cevap vermekte geç  kalacaktı, bunu adları kadar iyi biliyorlardı. Ekonomik sıkıntıların hepsini sığınmacılara bağlayarak çalışmadan boş beleş yaşayan sürüye sürekli “Onlar olmasaydı süper bir hayatın olacaktı” mesajı pompaladılar.

LANGLEY’DEKİ ŞİRKET KÜÇÜK ADOLF’U TEL-AVİV’DEKİ ŞUBEYE DEVRETTİ

Sonra kriminal olaylar üzerinden yalanlar üretmeye başladılar. Haberini yaydıkları 10 olaydan 9’u yalan çıkıyordu. Doğru çıkan tek olay da sığınmacıların kendi aralarında yaşadıklarıydı ama sonuçta yalan gerçek ortaya çıkana kadar Türkiye’yi dört defa turluyordu.

Amacı 5. KOL FAALİYETİ ile iç savaş çıkarmak olan bu yaratık, etrafında toplumun en kaybetmişlerini, ergenlikten çıkamamış az gelişmiş beyinlileri, çalışmak yerine “armut piş ağzıma düş” diyen ve sığınmacıları bu “hayat felsefeleri”nin gerçekleşmesinde en büyük engel olarak gören tüm zincirini koparmışları topladı.

Sonunda bu tipe Langley’in eli değdi. Daha doğrusu Langley’deki ŞİRKET, işi coğrafi yakınlık ve kültürel benzerlik nedeniyle Tel-Aviv’deki şubesine  outsource(*) etti. Zaten onlara hiç de yabancı bir isim değildi söz konusu zat. Zamanında üzerinde epey çalışıp, kullanışlı malzeme haline getirmişlerdi.

HÜKÜMET UZUN SÜRE TEHLİKEYİ ÖNEMSEMEDİ

Beşinci Kol’un elemanı kendini artık sığınmacılarla da sınırlı tutmuyor. İşin içine Arap turistleri ve Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşları da soktu.

Geçen hafta boyunca yaşanan olaylar kapımıza dayanan tehlikenin ne kadar büyük olduğunu bize gösterdi.

Türkiye dışındaki sosyal medyada artık “Türkiye’de ırkçı saldırılarla karşılaşabilirsiniz” algısı hızla yayılmaya başlandı.

Bir Faslı turist kadının gözyaşları içinde nasıl ırkçı saldırıya uğradığını anlatması sosyal medyada büyük yer buldu. Özellikle hükümet yanlısı isimler ve gazeteciler sert tepki gösterirken muhalefet, siyasetçisi ve gazetecisiyle, bu Küçük Adolf’un değirmenine su taşıyacak şekilde susmayı yeğlediler.

CUMHURBAŞKANI TEŞHİSİ KOYDU: EMNİYET GEREĞİNİ YAPMALI

Eğer bu olaylara karşı sert tedbirler alınamayacaksa ve hükümet sığınmacılara ve Arap turistlere saldırılara müdahale etmezse, bu şerefsize toplumu kışkırtmakla ilgili işlem başlatmazsa Türkiye Mehmet Şimşek’in övünerek söz ettiği o turizm gelirini artık gelecek yıl rüyasında görür. Bunların dış politikamızı nasıl zehirleyeceğini ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın elini nasıl güçsüzleştireceğini yazmıyorum bile.

Daha ötesi de var. Bu teröristleri eleştiren insanların ev adreslerini sosyal medyada yayınlayarak hedef göstermeye başladılar. İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nden bir hassasiyet görebilecek miyiz tüm bu konularda merak içindeyim.

(*)Outsource etmek: Bir şirketin bazı hizmetler için departman kurmak yerine işi profesyonelleşmiş firmalara yüklemesidir.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Fuat UĞUR