Darbe olur mu?
Bilemeyiz
Kimse bilemez.
Deprem gibi yani.
Böyle bir fay hattı var.
Bu darbe fay haritasına baktığımızda gördüğümüz şudur: Önce Türkiye’yi yönetilemez hale getirirler ardından çıkıp “Türkiye yönetilemiyor” derler.
Sonrası malum.
Her fırsatta darbe imasında bulunup sonra safa yatanlar da bunu bilir. Çünkü Türkiye’nin serüveni “darbeler-komplolar-sabotajlar” silsilesidir.
Aklımıza ilk gelenleri sayalım.
İzmir Suikastı, Menemen Vakası, 3 Mayıs Türkçülük Turancılık Davası, Tan Matbaası Baskını, 6-7 Eylül Olayları, 27 Mayıs Darbesi, 6. Filo Baskını, 12 Mart Muhtırası, Kanlı 1 Mayıs, Ecevit’e suikast girişimi, Hamid Fendoğlu’na bombalı saldırı, Sivas-Maraş-Çorum provokasyonları, Sağ-Sol çatışmaları, 12 Eylül Darbesi, PKK terörü, Gazi Mahallesi olayları, Madımak Otel katliamı, 28 Şubat Darbesi, FETÖ eliyle tezgahlanan komplolar, Cumhuriyet Gazetesi’nin bombalanması, Danıştay baskını, YÖK’e saldırı, Hrant Dink suikastı, 27 Nisan e-Muhtırası, Ergenekon-Balyoz davaları, Gezi ayaklanması, 17-25 Aralık Emniyet-Yargı Darbesi, MİT tırları ihaneti, hendek terörü, 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişimi…
Ve burada sayamadığımız daha nicesi…
Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne kadar yaşanan bunca hadiseyi yok saymak ve darbe imalarının bu hafızayı canlandırdığını görmemek için CHP’li olmak gerekiyor herhalde.
ARINÇ’IN ÖNGÖRÜSÜ
Bülent Arınç’ın tavrına bakılırsa “taşlar bağlı köpekler serbest” olmalı.
Bugüne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’ye yönelik bitmek bilmeyen iftira, yalan ve hakaret dolu saldırıların bir tanesine bile ses yükselttiğini görmedik. Ama kendisini eleştirenleri “nefretle” kınamaktan geri durmuyor.
Bununla kalıyor mu?
Yok.
Ötesine geçiyor “bunların bir gün ülke, millet, din ya da dava diye bir dertleri olmadığı acı şekilde anlaşılacaktır” diyerek kendisini eleştirenler için öngörüde bulunuyor. Hafızalar taze, 15 Temmuz sonrasında “bana ahmak diyebilirsiniz” demişti.
Ne kadar öngörülü olduğunu buradan hatırlıyoruz.
Yarın çıkar benzer bir şey söyler mesele kapanır.
MİLLİ HESAPLAR VE KİBİR
Sosyal medyada Cumhur İttifakı’na destek verenler dayanışma kampanyası başlattı. Harmanlaşarak çoğalmayı, birlikte hareket ederek etki gücünü artırmayı hedefleyen etkinlik büyük ilgi gördü. Kampanyanın öğretici tarafları da vardı. Mesela takip edeni takip etmemek “kibir” olarak algılanıyormuş. Benim açımdan bunu öğrenmiş olmak “paylaşım rekorları kırılmasından” çok daha önemliydi.