Dijital tehlike
İpini koparan internet üzerinden yayıncılık yapıyor.
Kuralsız.
Denetimsiz.
Yapılan işin adı “korsan” ama sorsan “özgürlük” diyorlar.
İnternet ortamındaki dijital platformlar nihayet RTÜK denetimine girdi.
Görüyorum.
Ve artırıyorum.
Milli güvenlik sorunu haline gelen sosyal medya için de bir “güzellik” düşünülmeli.
ABD, İngiltere, Almanya, İtalya ve Fransa’ya bakalım. Hangi tedbirler varsa aynısını alalım.
Fazlasını isteyen yok.
KERİZ YÖNETİMİ
Hiçbir iş üretme.
Geçmiş dönemlerden kalan eserleri, hizmetleri allayıp pullayıp sat. Sonra bunun adı “belediyecilik” olsun.
Gezmeleri, tozmaları, tatilleri geçelim.Ekrem İmamoğlu’nun 23 Haziran’dan bu yana ne yaptığını anlayabilen var mı?
Oysa “100 günlük acil eylem planı” ile sahaya inmesi gerekirdi. Daha belediyede sistemi işletecek üst yönetim yok ama tatil fotoğrafları şahane.
Planlara, hesaplara, öngörülere sığmayan ülke ölçeğinde bir şehir İstanbul…Her yeni güne yeni sorunlarla uyanır ve acil çözüm bekler. Kesintisiz “kriz yönetimi” ister.
Biz bu gemiyi “keriz yönetimi” ile yüzdürürüz diyen varsa yanılır.
Öpücükle, gugucukla, bol kucaklamalı şirinlik gösterileri ile öyle bir geçer zaman ki,
biriken sorunlar çığ gibi çöker şehrin üzerine…
Sonra…
Sonrası 1994 model İstanbul…
SALDA GÖLÜ
Pek bir çevreci muhalefetimize yeni meşgale çıktı, Salda Gölü üzerinden yeri göğü inletiyorlar. Hükümet göl ve çevresini “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan etti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum “yapılaşma olmayacak” diyor.
Yani beton yok, asfalt yok.
Peki orada ne oluyor?
İsteyen aracıyla gölün kıyısına kadar girebiliyordu.
Bundan sonra giremeyecek.
Günlük konaklama adı altında göl ve çevresini kirletmek serbestti.
Artık değil.
Çöp dağları vardı.
Şimdi yok.
Kaçak yapılara göz yumuluyordu.
Hepsi yıkıldı.
Bu vesileyle iyi bir şey daha oldu, CHP’nin yönettiği sahil şehirlerindeki betonlaşma ve çevre kirliliği gündeme geldi. CHP acaba “neye niyet neye kısmet” diyor mudur?