Diyarbakır’dan notlarım

Okuduğunuz Yazı
Diyarbakır’dan notlarım

İçerik

Ankara’dan uçakla Diyarbakır’a gittim. İlk durağım “HDP İl Binası” önünde bekleyen “Diyarbakırlı Anneler” oldu. İki gün boyunca ziyaretler yaparak Diyarbakır’ın önemli sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri ile “kendi mekânlarında” buluştum. Bu ziyaretleri ve sadece Akit’e özel konuşmaları ve notları haber olarak Allah nasip ederse okuyacaksınız.

Ben buradan genel hatlarıyla Diyarbakır tablosu çizmek istiyorum. Ankara’dan bakarak değil, Diyarbakır’ın içinden geçerek ve insanlara değerek görülenler daha farklı oluyor.

“Diyarbakırlı Anneler” yorgundular ama bu yorgunluk yürek yangınlarının verdiği ruh halinden kaynaklanıyor. Kameralardan bakınca anlaşılmıyor. Gözlerinin içine baktığınızda bir hüzünlü dağ üzerinize doğru geliyor, sanki çölde az sonra kavuşacağı suyun özlemi dudaklardan çıkan her kelimeyi kavuruyor.

“Yoruldunuz biliyorum” dedim annenin birine, kayıt cihazını uzatarak. “Yorulmadım” dedi. “Evladım gelsin, yürekler yanmasın” dedi. “Yanınızdayız” dedim. Verilen her destekten teselli bulan yorgun başları bir günebakan gibi yukarı kalktı.

Onların yüreğindeki ateş sönene kadar bu “sivil direnişin” ateşi sönmemelidir. Onların arkasında bir parti, dernek, holding, cemaat, vakıf, kamu kuruluşu yok! Sadece yürekleri var. O yüreklerin yanında durmak gerekir!

Bazı anneler bir dönem HDP için çalışmışlar fakat onlar şimdi HDP’den evlatlarını isteyen anneler ve şu anda “sorgulama vakti” değil onlara destek olma vaktidir. İtiraz eden, zulme direnen “kim olursa olsun” yanında durmak bir imtihanın başlangıç noktasıdır.

HDP siyasi parti gibi değil “PKK terör örgütünün finansal ve lojistik merkezi” gibi hareket ediyor. Bunu söyleyen çok sayıda Diyarbakırlı var.

Peki, nasıl oluyor da bölge halkı HDP’ye destek verebiliyor? Diyarbakır’ın p-80’i “İslami” kökene sahipken nasıl oluyor da camiden az önce çıkan Müslüman vatandaş oyunu HDP’ye atıyor? Bu soruyu çok kişiye sordum.

Ortak ve genel cevap; “Devlet şimdi iyidir ama 30 yıl boyunca PKK’nın paralelinde halka zulmetmiştir. İnsanların dedelerini, babalarını köy ortasında çırılçıplak soyanlar; cezaevinde dışkı yedirmeye çalışanlar olmuştur. İnsanlar bu geçmişi tüm yapılanlara rağmen unutamıyorlar, çünkü HDP acıları durmadan kaşıyor ve unutturmuyor. HDP’nin algı yönetimi toplumu etkiliyor. Özellikle ‘genç kuşak’ etkilenmiş durumda. Gençliği yanımıza çekmekte zorlanıyoruz” şeklinde oluyor.

Bizler; “Neden HDP’ye oy veriyorlar, teröre desteği ve Kürtlere verdikleri zararı görmüyorlar mı?” diyoruz ama bir yandan da Kandil’in çağrılarına rağmen insanlar İstanbul ve Ankara’da HDP’nin de desteklediği adayları belediye başkanı seçti. Demek ki denklem başka! Bozulacak olan işte bu denklem olmalı ve Türkiye’nin milletten yana “oyun kurucuları” artık vaziyete kuvvetli bir şekilde el atmalıdırlar. Yoksa Türkiye’yi ileri noktalara da getirseniz birileri gelip yaptığınız işlerin üzerine pervasız şekilde oturabilir.

Bazı yerlerde HDP maalesef gençliği avucunun içine almış gözüküyor. Terörün giremediği Gaziantep, Malatya, Adıyaman gibi şehirler çok dikkatli olmalı ve bu hatlara kadar HDP siyasetinin girmesi engellenmelidir. Zira HDP demek PKK demektir. PKK demek ülkeye ve millete müdahale etmek isteyen devletlerin piyonu demektir.

Bir Kürt amcamız; “Tayyip ne yapsın? Muhafazakâr STK’ların önünü açtı. Ama sahaya inen fazla kişi yok” diyor. Seçime 4 yıl var, sahaya inmekte geciken herkes meselenin “Tayyip meselesi” olmadığını gördüklerinde geç olabilir.

Sizce Diyarbakırlı Anneler mesela Ak Parti il binası önünde toplansalardı ne olurdu? Neredeyse tüm barolar, oda ve birlikler, sözde sanatçılar, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler oraya üşüşür; kamp kurarlardı. Onlar bu kadar ses çıkarırken biz neden Diyarbakırlı Annelerin sesi olmayalım.

Diyarbakır korkulacak yer değil, vatanımızın öz toprağı! Bu şehirde Halid Bin Velid’in oğlu Hz.Süleyman’ın bedeni yatıyor. Onlarca sahabe kabri var. Burası İslam toprağı! Neden birilerinin buraları “kendi kalesi” ilan etmesine göz yumalım! Burası Peygamberimizle beraber Bedir, Uhud, Hendek savaşlarına katılmış sahabelerin kalesidir; içinden çıktığı halkı 3-5 kuruşa satanların kalesi olamaz!

Üzüldüğüm bir durum da şehrin en eski camisi Ulu Cami’nin avlusuna dekolteli ve şortlu girenler var. Diyarbakır İl Müftüsü yetkilileri uyardı mı? Diyanet İşleri Başkanlığı bu duruma el atmalı! Ben avluya girdiğimde dekolteli bir gelin hanım “düğün fotoğrafı” çektiriyordu. Bu kadar da olmaz! Bir şehrin iffetiyle oynandığı yeter!

Hülasa; PKK ve her türlü terör örgütü artık köküne kadar bitirilmelidir. HDP siyasi parti olmaktan çıkmıştır. İslam bu toprakların özüdür ve bu özün kesinlikle daha fazla yaprak dökmeden yeşermesi gerekir.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI