Dr. King’in rüyasını gerçekleştirmek, bizim için de önemli

Okuduğunuz Yazı
Dr. King’in rüyasını gerçekleştirmek, bizim için de önemli

İçerik

Tam 60 yıl önceydi; Maine eyaletinin Kennebunkport kentinden Kırıkkale Lisesi’ne İngilizce öğretmeni olarak gelmiş, genç bir adam: Frank Pickering, bir ay kadar önce, bizim okulumuz tatilken, bir milyona yakın “zenci”nin bulundukları yerlerden başkent Washington’a yürüyüş yaptığını, 28 Ağustos 1963’te, Martin Luther King isimli bir “papaz”ın 200 bin kişinin toplandığı Lincoln Anıtı’nda konuşma yaptığını anlatıyor. Konuşmacının her cümlesine “I have a dream” diye başladığını, buradaki “Dream” kelimesinin “rüya” diye değil “hayal” olarak çevrilmesi gerektiğini söylüyor. Ne de olsa ders, “İnsan Hakları” değil İngilizce!

Bugün ders İngilizce değil! King’in konuşmasını satır satır okuduğunuzda, 60 yıl sonra bugün, sadece ABD’li beyazların değil, Sırbistan’da Sırpların, Batı Trakya’da Yunanların, Ukrayna’da Rusların, Bağdat’ta Arapların, Türkiye’de bizlerin, özetle tüm dünyada tüm insanların, ırkçılığa karşı alacağı bir İnsan Hakları dersi olduğunu anlıyoruz. Belki ortaokul sıralarında, sökmeye çalıştığınız İngilizce ile tam bir ders alamıyorduk; ama bugün bir insanın kendi milletini, kendi ırkını, kendi dinini-mezhebini başka uluslara, başka halklara karşı baskı, zorbalık vesilesi yapmasının yanlış olduğu, bir hayal olarak süzülüyor ve karşımızda somutlaşıyor.

Ancak ne yazık ki, bu hayal, hala hayal olmaya devam ediyor. Bu konuşmanın 60. yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Florida’nın Jacksonville kentinde 4 gün önce ”Beyazların mahallesinde elini kolunu sallayarak dolaşmasına öfkelenen birisi, Afrika kökenli üç Amerikalıyı, sırf derilerinin rengi kendisi gibi olmadığı için öldürdü. Biri kadın ikisi erkek bu 3 kişi, 4 gün daha yaşayabilseydi, Dr. King’in hayallerinden birinin “4 küçük çocuğunun bir gün tenlerinin rengine göre değil, karakterlerinin içeriğine göre yargılanacakları bir ülkede yaşayacakları” olduğunu kim bilir kaçıncı defa yeniden dinleyecekti.

Boşnaklara karşı üstünlük iddiasında olan Sırpları, Müslümanlara karşı üstünlük iddiasındaki Yunanları, Sünnilere karşı üstünlük taslayan Şiileri veya tersine Şiilere karşı üstünlük iddiasındaki Sünnileri bir kenara bırakalım. Ülkemizde, taraf olduğumuz anlaşmalara göre sığınma hakkı tanıdığımız insanlara karşı sürdürdüğümüz “Suriyeliler” davasını anlamanın imkanı var mıdır? Sokaklarımızda giderek artan bu yeni kavgayı başlatanlar, Suriyeli veya başka bir ulustan mültecinin sığındığı ülkeyi gereken koşullar sağlandığında geri gönderileceğini bilmiyor olamayacağına göre, Dr. King’in 60 yıl önce dile getirdiği hayali anlamıyor olabilirler mi? Ta Afganistan’dan Türkiye’ye ordularla, silahlarla, duvarlarla, mayınlarla korunan sınırları bu düzensiz göçmenlerin nasıl olup da böyle kolayca aştıklarını durup düşünmeyen var mıdır? Hükumetin önleme ve geri gönderme çabasındaki samimiyetini görmemek, hükumete art niyet atfetmek, dürüstlük müdür?

Dr. King’in belki ortaokul öğrencisi olarak tam anlamadığımız bir son cümlesi vardı ki, bugün bu ülkede almamız gereken derslerin başında geliyor:

“Size söylüyorum, dostlarım: umutsuzluk vadisinde yuvarlanmayalım.”

 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hakkı ÖCAL