Dünden bu güne Siyonizm !

Okuduğunuz Yazı
Dünden bu güne Siyonizm !

İçerik

Sultan Abdülhamid’den Kudüs başta olmak üzere Filistin bölgesinden para ve siyasi destek karşılığı toprak isteyen Theodor Herzl bu teklifi bir defaya mahsus yapmamıştı.

Herzl’in, zengin iş adamı ve medya patronu Mösyö Newlinsky’i Yıldız Sarayı’na göndererek Filistin’i istemesi resmi kayıtlara geçmişti.

İşte ne olduysa ondan sonra oldu.

Huzurdan kovan ve kanla alınan toprağın sadece kanla verileceğini dile getiren Sultan, bütün Yahudilerin düşmanı ilan edilmiş ve tahttan indirilmesi için gereken bütün çalışmalar başlatılmıştı.

Sultan Abdülhamit’i tahttan indirmekle kalmayan, Osmanlı devletini de bu sebeple yok etmek isteyen büyük bir plan zaten çoktan başlatılmıştı.

O dönemlerde Almanlardan alınan iki savaş gemisinin Rusya limanlarını Osmanlı bayrakları ile bombalaması, Macaristan veliahdının Yahudi destekçisi bir Sırplı tarafından öldürülmesi planın bir parçasıydı.

Sonuç itibariyle 27 Nisan 1909’da Said Paşa’nın başkanlığındaki Meclis-i Umumi, 2. Abdülhamid’in hilafet ve saltanatının sona erdirilmesine karar verdi.

Türk, Ermeni, Yahudi ve Arnavut’tan oluşan parlamento heyeti, Yıldız Sarayı’na giderek Sultan Abdülhamid’e tahttan indirildiğini tebliğ etti.

Mahmud Şevket Paşa  31 Mart İsyanı olarak bilinen ayaklanmanın bastırılmasında ve II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinde rol oynamış, finansman gücünü de Yahudilerden almıştı.

Tarihte iki büyük devlet kuruluşu yaşayan İsrail, MÖ 1050 yılında Şaul krallığı altında on iki kavim birleşip İsrail Krallığını kurmuşlardı.

Hazreti Davut ve Süleyman’ın da krallığını yaptığı bu devlet Hz. Süleyman’ın MÖ. 930 yılında ölümüyle birlikte ikiye bölünmüştü.

Kuzeydeki on kabile Jeroboam önderliğinde İkinci İsrail Krallığı’nı kurarken, güneydeki iki kabile ise Süleyman’ın oğlu Rehoboam liderliğinde Yehuda Krallığı’nı devam ettirdi.

Bugün ikincisi olarak bilinen Yehuda’dan gelen İsrail Devleti İslami kaidelere göre iki büyük zulmün baş aktörü olacaktı. Yaşanan zulüm sonrası ise İsrail Devleti denen Siyonizm artık dünya sahnesinde bitecekti.

Almanya’nın Yahudilere karşı olan tavrına baktığımızda tarih sahnesinde zulmün baş aktörü olarak bilinen bu milletin, orantısız güç kullanmak, psikolojik acındırmalarla sığındığı yerlerde gücü elinde bulundurmak adına her türlü yola başvuracağı defalarca tecrübe edilmiştir.

1941 yılında Almanlara esir düşen Yahudilerin diri diri gömülmesini emreden Komutan, askerleri esirlere merhamet ettiği için emri uygulamamış, esirleri gömülecekleri yerden çıkararak, yerine askerleri koymuş ve esirlere gömün demiştir. Bu durumda kendilerine merhamet gösteren askerleri gözlerini bile kırpmadan gömmeye çalışan Yahudi esirlerin, karakteristik özelliklerini askerlere göstermek adına bu olay iyi bir örnek olarak tarihteki yerini almıştır.

Bugün yaşanan soykırımın öncesinde bilinmesi gereken bir diğer hususta şudur;

1947 yılında bir gemi Filistin limanına yanaşmış, içinde Hitler’in soykırımından kurtulmuş olan Yahudi göçmenler, geminin iskelesine ‘Almanlar, ailelerimizi yok etti, siz umutlarımızı yok etmeyin’ yazmışlardı.

74 yıl sonra o Yahudilerin çocukları, kendilerine kucak açan Filistinlilere aynı soykırımı yaşatmaktadırlar.

Dün acınası bir halden bugün zulmün baş aktörlüğüne geçiş yapan Yahudilerin, İslami kaidelere göre kargaşa ve zulmün mimarı olacakları haber edilmiştir.

Kendilerini vaadedilmiş toprak yalanı ile koşullandıran bu insansı varlıkların, İsrail Devlet hâkimiyetini kurmalarıyla birlikte, bölgenin süper gücü olmak için adım attığı, Kudüs’ün tamamını ellerine geçirdikten sonra Fırat gölüne inmek için de Türkiye ile savaşacaklarını pekâlâ biliyoruz.

Nitekim savaşın başladığı ilk günden itibaren ellerini kollarını sallayarak bir turist edasında ülkemize akın eden binlerce Siyonist, bu planın da bir parçası hiç şüphesiz!

Dün Osmanlı’yı yıkmak ve büyük İsrail projesini devreye sokmak için oyunun baş aktörlüğünü üstlenen Büyük Britanya ve Amerika, bugün de İsrail’in arkasında olduğunu aşikâr etmekten bir adım geri durmuyor.

Oyun büyük, ancak Allah daha büyük!

Tuba Arslan

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Tuba Arslan