Dünya, Erdoğan’ın yazdığı tarihi yaşıyor!
Dünya gündemi orta vadede Londra ve Tel Aviv hattı üzerinden değil, Ankara-İstanbul hattı üzerinden belirlenecek. Onlar; “Ayasofya nasıl açılır?” diye düşünürken biz şimdi Kudüs’ü konuşuyorsak tarihî misyonumuza döndük demektir.
Birileri Fatih’in kabrine eli kıçında saygısızca girer, birileri Fatih’in 567 yıllık vasiyetini bir asır aradan sonra yerine getirir. Birileri tarihin çöplüğünde unutulur, birileri bizzat tarih yazar.
Ayasofya Camii açılınca; “Bir mevzu daha kapandı” zannedip gevşeyenler olacağı gibi bundan sonra Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışanlar da olacak! Türkiye sıkışmayacak; üstelik dünyanın gündemine yeni maddeler ekleyecektir. Özellikle İslam âlemine edilen zulümler sonsuza dek tartışmaya kapalı kalamaz!
Hep biz üzülüyorduk, hakemler bile her milli maçta hakkımızı yiyordu, hastane köşelerinde sefil oluyorduk, herkes kendi suskun ızdırabını çekiyordu, fakülte önlerinde yüzlerce gözün önünde her gün başları açtırılan genç kızların gururları çiğneniyordu! 33 eri ellerine tek silah vermeden gönderiyorlar, otobüsü durduran PKK hepsini şehit ediyordu. Çok canımız acısa da hep boğazı düğümlenen biz oluyorduk!
“Yeter söz milletin” diyen biri çıkana dek!
Akit Gazetesi’ne “radikal, aşırı uç” diyenler, Recep Tayyip Erdoğan’a “aşırı sert” dediler. Akit’e radikal diyenler Kızılay’da milletin üstüne tank sürdü; Erdoğan’a “sert” diyenler cami önlerine jetlerden bomba attı! İşte 15 Temmuz böyle bir milattı!
Bugün Akit’in haberleri uluslararası medyanın da gündemine girmektedir. Birçok dünya lideri yaptıkları konuşmada Başkan Erdoğan’dan bahsetmektedir. Hülasa; yiğit düştüğü yerden kalktı.
Dünya şimdi Türkiye’nin ve Başkan Erdoğan’ın yazdığı tarihi konuşuyor, konuşmaya devam edecek. Baştaki cümleyi tekrarlıyorum: Dünya gündemi orta vadede Londra ve Tel Aviv hattı üzerinden değil Ankara İstanbul hattı üzerinden belirlenecek.
“ÇOKLU BARO”
“PKK’lılar baro kurar” diye milleti korkutanlar şimdi buyursun kursunlar; hangi avukatlar PKK’lıymış görelim! Çoklu baro doğrudur; ancak eksik kaldı. Bütün barolara “nisbi temsil” de getirilmeliydi. İlerleyen dönemde yapılabilir. Aslında bu güne dek meslek sahiplerine zerre faydası olmayan oda ve birlikler tümden kapatılsa yoklukları bile hissedilmez!
“KURALLARI ABARTMADAN
UYGULAMAK”
Düğünde sosyal mesafe uygulanmadığı için düğün sahibine ceza tamam, kurala uymayanlara ceza tamam! İyi de müzisyene neden ceza yazıyorsunuz? Ritimli şarkı çalamadı diye mi?
“HOBİ BAHÇELERİ”
Aman bir hata yapmayın! Sakın milletin evini tepesine yıkmayın! Tepkiler ayyuka çıkmış vaziyette! Orta gelirli vatandaşın nefes almak için kurduğu bahçeleri yıkmak vatandaşa büyük şamar atmak anlamına gelir. Vatandaş bahçeyi almış, ekip biçiyor, elektrik su hattı kanalizasyon çekili, kapı numarası var, yapı kayıt belgesi de almış! Villa alacak parası olmayanlar bahçelerde ferahlama imkânı buluyor. Şimdi “Haydi yık” demek büyük hata olur! Ama “Bundan sonra tarım alanlarına tek çivi çaktırmam, hobi mobi anlamam” derseniz buna kimse itiraz etmez! Bugüne dek vatandaşı mağdur etmeyen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin bu mevzuyu çözeceğine inanıyorum.
“SOSYAL MEDYA YASASI”
Sosyal medyaya “yasak” değil “yasa” gelecek! Önüne gelen ana avrat sövemeyecek, manevi değerlere küfredemeyecek. Her konuda hukuk diyenler sıra sosyal medyaya gelince neden kanunları göz ardı etmek istiyor? İllegal yollar işlerine mi yarıyor?
“MANSUR YAVAŞ VE EKREM İMAMOĞLU”
İkisini karşılaştırıp Yavaş’ın daha iyi olduğunu söyleyenler var! Ankara’da tek ağaç dikmemiş, tek park yapmamış, söz vermiş ama tek çocuğu okula göndermemiş, devasa bütçeye rağmen “bütçe az” diye şikâyet eden Yavaş gerçekten muhteşem; alın azıcık da size verelim mi?
“SÜRESİZ NAFAKA”
Haksızlık mı? Haksızlık! Nafaka olmalı ama “ömür boyu ödeme” haksızlık! Herkes hemfikir mi? Evet! Öyleyse neden hâlâ binlerce insan bu haksızlıkla yaşamaya devam ediyor? Cevabını bir türlü bulamadım!
“LİBYA’DA NE İŞİMİZ VAR?”
“Türkiye’nin Libya’da ne işi var?” diyenlere “Fethedip geleceğiz tııırşik” diyesim geliyor! Uluslararası ilişkilerden haberi yok, vizyon hak getire, mazlumların gözyaşını bilmez etmez! Milli meseleleri eskiden okullarda verilen Milli Güvenlik Dersi zannedenler var! Ufuk meselesi nitekim!
“İSMAİL KÜÇÜKKAYA VE OZAN GÜVEN”
İkisinin de ayyuka çıkan “insani şiddet” haberleri bitti, kül oldu! Yapanın yanına kâr kaldı! Madem öyle Ahmet Kural’ı niye linç ettiniz, spor olsun diye mi?
“BABACAN VE DAVUTOĞLU”
Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu kendilerini “kara kutu” gibi sunuyorlar! “Konuşturmayın bizi, yakarız âlemi” havasındalar! Ne varsa hemen konuşmalısınız! Eteğinizdeki taşları takır takır dökün! Anlatacak bir şeyiniz yoksa müflis tüccar edalarını lütfen bırakın!
