Dünya’nın gözü 3’lü görüşmede! Nasıl bir sonuç çıkar?
Tüm gözler, Türkiye’nin arabuluculuğunda gerçekleşecek Rusya-Ukrayna görüşmesinde. Peki, görüşmeden olumlu bir sonuç çıkar mı? Tarafların Türkiye’yi tercih etmelerinin sebebi ne? Detayları haberimizde.
Taraflarla yoğun bir diplomasi trafiği yürütüldü. Sorunların aynı masa etrafında çözülmesi gerektiği vurgulandı. Hem Rusya’ya hem de Ukrayna’ya diyalog ve diplomasi çağrısı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun muhatapları ile art arda telefon görüşmeleri yaptı. Sürdürülen yoğun diplomasi trafiği sonuç verdi. Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanları bir araya gelmeyi kabul etti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun da katılımı ile üçlü formatta gerçekleşecek toplantıda bir araya gelecek.
Peki, krizin tarafları Rusya ve Ukrayna’nın Türkiye’nin arabuluculuğunda oturacakları masadan olumlu bir sonuçla kalkabilir mi? Türkiye’yi tercih etmelerinin sebepleri nedir? Türkiye’nin bu süreçte yürüttüğü politikaları Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı ile konuştuk.
“Çok hızlı bir çözümün çıkması kolay gözükmüyor”
Görüşmenin Türkiye’de olmasının çok önemli olduğunu ancak görüşmeden hızlı bir çözüm çıkmayacağını söyleyen Bayraklı, yaşanan krizin taraflara ağır maliyeti olduğunu vurguluyor:
“Her şeyden önce bu görüşmenin gerçekleşiyor olması önemli. Çünkü Ukrayna krizinin hem Rusya’ya hem Ukrayna’ya hem de çevre ülkelere çok ağır bir maliyeti var. Dolayısıyla dışişleri bakanları düzeyinde bir görüşmenin Türkiye’de gerçekleşiyor olması önemli. Çok hızlı bir çözümün çıkması kolay gözükmüyor. Ama bundan sonra Türkiye’nin oynayacağı bir arabuluculuk rolü hem Ukrayna ile hem Rusya arasında bir mümessil teşkil edebilir.
Burada esas belirleyici olan Rusya’nın pozisyonu. Rusya’nın Ukrayna’dan çok maksimalist talepleri var. Rusya, Ukrayna karşısında bu taleplerinde ne kadar esnekliğe gidecek orası önemli. Rusya’nın sahadaki ilerleyişi burada belirleyici olacak. Şu ana kadarki gidişata göre, Rusya, beklediği düzeyde ilerleme sağlayamadı. Ciddi kayıplar verdi. Bu sürecin uzaması ve kayıpların artması, Rusların bu maksimalist taleplerinde bir revizyona gitmesine neden olabilir.”
“Türkiye’yi görüşmelerin altyapısını hazırlayabilecek bir ülke olarak da görüyorlar”
Bu önemli görüşmenin Türkiye arabuluculuğunda gerçekleşmesinde hem Rusya’nın hem de Ukrayna’nın Türkiye ile kurduğu derin ilişkilerden kaynaklı olduğunu belirten Bayraklı, Türkiye’nin bir NATO üyesi olarak barışçıl yaklaşımlar sergilemesinin de görüşmenin kabul edilmesinde rolü olduğunu söylüyor.
“Türkiye her şeyden önce Ukrayna ile çok iyi ilişkilere sahip. Savunma sanayi alanında Türkiye’nin Ukrayna ile derin ilişkileri var. Ukrayna ile kurulan ortaklıklar var. Ama bunun ötesinde Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü konusunda herhangi bir taviz vermiyor, toprak bütünlüğünü destekliyor. Kırım’ın ilhakını tanımıyor. Tabii ki Türkiye’nin Montrö ve Boğazlar konusunda tutumu da belli. O açıdan bakıldığında Ukrayna açısından Türkiye önemli bir ülke.
Rusya açısından bakacak olursak da Türkiye Rusya ile de özellikle ticaret alanında derin ilişkilere sahip ama aynı zamanda jeopolitik olarak da Türkiye’nin Rusya ile geliştirdiği bir ilişki var. Özellikle Suriye’deki krizden sonra Libya, Karabağ gibi… Dolayısıyla Türkiye, Rusya ile görüşme ve belli bir iş birliğini tutturma konusunda en tecrübeli ülkelerden bir tanesi, özellikle krizli bölgeler konusunda. Dolayısıyla Türkiye, Rusya’nın dilini konuşmayı öğrendi diyebiliriz. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’nin rolü Rusya açısından da önemli. Bir de tabii Türkiye NATO üyesi olarak NATO ile bir diyalog kanalının açık tutulması açısından da önem teşkil ediyor Rusya için. Her iki aktör açısından Türkiye önemli. Dolayısıyla Türkiye’yi bir arabulucu rolü oynayabilecek, en azından bu görüşmelerin altyapısını hazırlayabilecek bir ülke olarak da görüyorlar diye düşünüyorum.”
“Batı, Rusya’nın agresif politikalarında sessiz kalışının bedelini Ukrayna’da ödüyor”
Batılı ülkelerin uzunca bir süre Rusya’nın agresif politikalarında sessiz kaldıklarını vurgulayan Bayraklı, şöyle konuştu:
“Batı özellikle Avrupa’daki müttefiklerimiz uzunca bir süre Rusya’nın bu agresif politikaları konusunda sessiz kaldı. Birçok bölgede Türkiye bunları göğüslemek zorunda kaldı. Yani Libya’da olsun, Suriye’de olsun… Dolayısıyla Batılı müttefiklerimizin Türkiye’ye çok söyleyebilecekleri bir şey yok. Bugün o sessizliklerinin bedelini Ukrayna’da ödüyorlar açıkçası. Putin’in aşırı cesaretlenmesinin temelinde Batılı müttefiklerimizin bu tutumu var. Dolayısıyla Türkiye’nin mevcut pozisyonuna pek bir şey diyebilecek bir durumda değiller. Aksine Türkiye’yi daha fazla yabancılaştırıp kaybetmekten korkuyorlar bir açıdan da. Bundan dolayı da Türkiye’nin pozisyonuyla ilgili çok eleştirel bir ses yükselmediğini görüyoruz Batı’dan. Aksine Batı Türkiye ile ilgili anlayışla karşılayan, olumlayan bir tutumda olduğunu düşünüyor. Gelen sinyaller bu yönde.
Bu açıdan bakıldığında, Türkiye Montrö’yü uygulayarak, Karadeniz’deki durumuyla, NATO üyeliğiyle, Rusya ile geliştirdiği diğer ilişkilerle özel bir konuma sahip.”
“Putin ile Zelenskiy arasında bir görüşme için çok erken”
Şu an için iki liderin görüşmesinin çok erken olduğunu belirten Doç. Dr. Bayraklı, tarafların pozisyonlarının birbirinden çok uzak olduğunu ve yaşanan bu krizin henüz çok başında olunduğuna dikkati çekiyor:
“Burada Rusya’nın pozisyonu önemli. Putin ile Zelenskiy arasında bir görüşme için çok erken olduğunu düşünüyorum. Sahadaki gidişat bize bunu gösteriyor. Bunları iki tarafın da pozisyonlarını sahadaki gelişmelere göre tekrardan belirledikleri, karşı tarafa ilettikleri görüşmeler olarak görmek lazım. Şu an için iki liderin görüşmesi çok erken. Ruslar açısından bu askeri operasyonun en azından yaz aylarına kadar bir hedef konulduğuyla ilgili gibi bir yorum var. Dolayısıyla Ruslar açısından hedeflerine tam manasıyla ulaşmış değiller.
Diğer taraftan bugün ortaya koydukları talepleri Ukrayna’nın kabul etmesi mümkün değil. Dolayısıyla ya Ukrayna yenilgiyi kabul edecek ve bu adeta bir teslim bayrağı çekmek demek olan bu şartları kabul edecek ya da Rusların sahada hedeflerine ulaşamamaları sonucu bu taleplerini revize edecekler. Dolayısıyla iki tarafında pozisyonları birbirinden çok uzak. Bu konselasyonda herhangi bir çözüm çıkması yahut Putin ve Zelenskiy’nin görüşmesi gibi bir durumun çok erken olduğunu düşünüyorum. Daha krizin çok başlarındayız.”