Dünya’ya da yeter miyiz?
Hazine arazileri” tarıma açılıyor.
Tam zamanında alınmış bir karar.
Bakan Pakdemirli “çiftçilerimizin daha rahat üretebilmeleri için yeni projeler geliştirmeye devam ediyoruz, hem çiftçimiz hem ülkemiz kazanacak” diyerek çalışmaya start verdi.
Bu hamleyi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Allah’ın izniyle korona virüsle savaşı elbette kazanacağız. Ardından da yeni bir dünya gerçeği ile karşı karşıya kalacağız. Bu nedenle mücadelemizi sürdürürken bir yandan da salgın sonrası için hazırlık yapmalıyız. Sağlıktan ticarete, ekonomiden toplumsal psikolojiye bütüncül şekilde yaklaşmalı işbirliği alanlarını tespit ederek gerekli adımları süratle atmalıyız” açıklamasıyla birlikte okumakta fayda var.
Zira 3 ay sonra sadece bizim değil Dünya’nın gündemi “sağlıklı, güvenli, ekonomik gıdaya erişim” olacak.
Bu alanda sorunlarımız var.
Daha düne kadar gıda üzerine oynanan oyunları konuşuyorduk.
Stokçuluk.
Fırsatçılık.
Vatandaşın cebini yakan “tarlada 1, tezgahta 10 lira” ahlaksızlığı…
Önlemler alındı ve sıkıntılar en aza indirildi.
Ama artık bu işin çok büyük önem kazandığını görmek durumundayız.
Niye?
Çünkü sadece Türkiye’nin ihtiyaçlarını değil Dünya pazarlarında zirveyi hedefleyebileceğimiz bir sürecin arifesindeyiz.
Çok şükür, Türkiye bu yolda kapsamlı adımlar atabilecek güç ve özgüvene sahip.
Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) gibi Organize Tarım Bölgeleri konusunu artık gündeme almak lazım.
Parça başı işlerle bir yere varmak pek mümkün görünmüyor.
Arazi toplulaştırma, yeni teknolojilerin kullanımı, ekipman parkı, hasat sonrası depolama, lojistik ve pazarlama gibi uygulamaları en üst düzeyde ve en geniş çapta hayata geçirmek şart.
Kalite, verimlilik ve süreklilik için bu adımlar işin olmazsa olmazı…
Hem ayrıca sağa sola bakmaya da gerek yok.
Örnek ortada.
Savunma Sanayi alanında gerçekleşen yerli ve milli mucize ilham almak için yeterli.
Bu gayreti somut başarıya taşıyan anlayış ne ise sadece ona ihtiyacımız var.
Bugün Dünya’nın gelişmiş ülkeleri korona salgını sürecinde Türkiye’den boşuna mı yardım istiyorlar?
Önümüzde bir yol var.
Meşakkatli, engebeli, zorlu evet…
Ama nihayetinde bu yol aynı zamanda Dünya’nın saygıyla kabul edeceği büyük, gelişmiş, kalkınmış bir süper güç olabilme fırsatı demek.
Her türlü hazineye sahibiz.
Bugün “biz bize yeteriz” sloganıyla “arazi hazinemizi” sağlıklı, güvenli, ekonomik gıda üretimi için seferber ediyoruz.
Yarın “Biz Dünya’ya da yeteriz” iddiasını neden ortaya koymayalım?