DURMAK YOK OPERASYONLARA DEVAM

Okuduğunuz Yazı
DURMAK YOK OPERASYONLARA DEVAM

İçerik

Türkiye yüzyıldır unutulan daha doğrusu unutturulan değerleri tekrar insanlıkla buluşturuyor. Dünyanın gözüne indirilen emperyalist perdeyi yırtıp gerçek değerleri gösterme misyonu Erdoğan’ın omuzlarında.
Sömürmeye, ırkçılığa, ötekileştirmeye alışmış, İslamofobiyi bir sektör haline getirip terörle, kaosla dünyaya kan kusturan küresel gücün ipliği pazara çıktı artık.

Vekalet savaşlarıyla at koşturup, toplum mühendisliğinin en ince uygulamalarıyla dünyaya yön vermeyi alışkanlık edinen bu güce dur diyen bir Türkiye ve Erdoğan var.

Algı operasyonlarına ve ülkemizde de yoğun olarak hissettiğimiz 5.kol faaliyetlerine rağmen planlarının bir bir sekteye uğraması başta ABD olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde paniğe yol açtı.

15 Temmuz’ la, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatıyla bu güçlere vurulan darbe, çok öncelere dayanan gecikmiş bir hesaplaşma aslında.
Artık dokundukları her yere ölüm bulaştıran kanlı elleriyle dünyayı kirletmelerine izin vermiyoruz.
Başarıyla sonuçlandırdığımız Afrin’ i terörden arındırma operasyonu sırasında ve sonrasında söylenenler tam bir skandal.

Suriye sınırları içinde her gün işlenen insanlık suçunu görmezden gelip, katledilen masumların çığlığına kulaklarını tıkayan devletler, Türkiye’nin terörle mücadelesinden rahatsız olabiliyor.
Üstelik 3.5 milyon Suriyeli’nin ülkemizde misafir edildiği gerçeğine rağmen.

ABD’ nin Zeytin Dalı Harekatının başarıyla sonuçlandırılmasından en az PKK/YPG kadar rahatsızlık duyup kendisinin yenilgiye uğradığı hissiyle Türkiye’ye öfke duyması şaşırtıcı!
Artık küresel gücün bu kirli oyunlarına dur deme zamanı geldi.

11 Eylül saldırılarını bahane ederek yarattıkları sanal düşmanlarla mücadele etme bahanesiyle önce Afganistan’ da sonra Irak’ ta uyguladıkları senaryoyu Suriye’de uygulamalarına izin vermiyoruz. Dün bahane El Kaide ve Taliban’ dı bu gün ise DAEŞ.
Hem İslamiyet’e karşı dünya çapında olumsuz bir algı yaratmak hem Türkiye’nin yıllardır boğuştuğu terör sarmalını genişletmek hem de PKK/YPG‘ yi devletleştirme sürecine alenen yol vermek kabul edilecek gibi değil.

BM’nin Kudüs oylamasında aldığı tarihi hezimetin acısı kabuk bağlamadan yine Türkiye’den gelen bir hamleyle Afrin’ in PKK/YPG den temizlenmesi, emperyal gücün ezberinde olmayan ve çok acı veren yenilgiler.
58 günde Afrin şehir merkezine girilen ve sivil hassasiyeti konusunda örneği olmayan bir harekatı coğrafi şartları da eklerseniz yapacak ülke yok gibi.
Böyle olunca da bu başarıyı hazmetmek kolay olmuyor tabii ki.

ABD’ nin “Türkiye’nin Afrin operasyonu DAEŞ ile yürütülen mücadelenin dikkatini dağıtıyor” masalına ancak CHP ve HDP inanıyor artık.
İlçe merkezini köstebek yuvasına çevirip ev ev cadde cadde mayınla ve EYP ile dolduran YPG nin yediği okkalı Osmanlı tokatından sonra söylediği” Afrin sakinlerinin daha fazla can kaybı olmaması için kenti terk ettik” yalanını da akli melekeleri yerinde olan birinin ciddiye alması beklenemez.

Ama operasyonun ilk gününden itibaren saçma sapan öngörü ve yorumlarla sınıfta kalan ve “Afrin merkeze girilmesin” diyebilen CHP’ nin PKK/YPG’ nin bu yalanını da gerçek kabul etmesi bizi hiç şaşırtmaz.
Kundaktaki bebeğin bile vakıf olduğu PKK/YPG’ nin kanlı bir terör örgütü olduğu gerçeğini göremeyen ana muhalefetten başkasını beklemek hayal olur.

Utanmasalar noter tasdikli belge isteyecek kadar gayrı milli bir duruş karşısında söylenecek fazla söz yok.
ABD’nin terör örgütüne uçaklar tırlar dolusu gönderdiği silahlar hakkında tek laf ettiklerini duydunuz mu?
Ya da sınırlarımızın hemen dibinde kilometrelerce uzanan tüneller hakkında yorum yapan bir CHP’liyi mumla arasanız bulamazsınız.

Dağların tepelerinde ciddi bir mühendislik ve inşaat teknikleri gerektiren bu tünelleri patates soğan depolamak için yapmadılar elbet.
Bu terör tünellerinin ABD’ nin Avrupa ülkelerinin desteğiyle yapıldığını söyleyebilecek bir CHP linin partide durma şansı da yok.
Ama sadece ana muhalefetin değil, bazı basın kuruluşlarının duruşu da oldukça sıkıntılı.

Ne verdiğimiz şehitlerden ne gazilerimizden yüreği yanıp içi cız etmeyen bir gazetenin, Afrin merkezde terör örgütünün yaptığı heykellerin yıkılmasından duyduğu derin üzüntüyü manşetlerine taşımasına söyleyecek okkalı bir lafımız var ama bizim bu sözü kullanmaya terbiyemiz müsade etmez.

Yine operasyon süresince TSK’ nın her gün açıkladığı “etkisiz hale getirilen terörist sayısından” rahatsız olup psikolojisinin bozulduğunu söyleyen kişinin de “ Profesörlük mertebesinde” olduğunu görünce kahrolmamak mümkün mü?
Tabii böyle öğretim üyeleri…
Böyle partiler ve siyasetçiler…

Ve böyle gazete ve gazeteciler olduğu için de Üniversite bahçesinde terör örgütüne sloganlarla, pankartlarla destek verip olay çıkartmak da masum öğrenci hareketi olarak algılatılmaya çalışılıyor.

Anlayacağınız 5. kol faaliyetleri her cepheden hedef sakınmadan yollanır ülkenin üstüne füzeler misali.
Bilirler ki Türkiye kalktı mı bir kere ayağa, durdurmak mümkün değil.

Onun için hep engeller çıkartırlar yolumuzun üstüne.
O engelleri çiğneye çiğneye geçsek de hep yenilerini koyarlar.
ABD Operasyonu durdurun der, NATO rahatsızlığını beyan eder, AB eleştirir, ama ne yaparlarsa yapsınlar engel olamazlar şanlı yürüyüşümüze. 15 Temmuz, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı üçlemesiyle kalmayacak bu şahlanış. Daha görülecek çok hesabı var bu milletin. Sefer bizim zafer Allah’ındır.

Tahsin Yıldız
 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Tahsin YILDIZ