Ekrem İmamoğlu’nun siyasi hayatı bitiyor

Okuduğunuz Yazı
Ekrem İmamoğlu’nun siyasi hayatı bitiyor

İçerik

Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nda oldukça aktif birisiydi kendi ölçeğinde. Nitekim diploma konusunu gündeme getiren oradaki yerel bir gazeteci, bir süre sonra hakkın rahmetine kavuşuyor. Nasıl oluyor, bunu biz bilemiyoruz elbette. Bu konunun araştırılması ve neticeye kavuşturulması gerekiyor.

Ekrem İmamoğlu’nun diploma soruşturmasına, diğer belediyelerdeki yolsuzluk iddiaları ve söz konusu iddialarla ilgili olarak alınan aksiyona bakıldığı zaman; sanki bir devlet refleksi harekete geçerek olaya el koyuyor ve “Şimdiye kadar yanınıza kâr kaldı ama bundan sonra yanınıza kalmayacak.” diyor.

Elbette bir devlet refleksi ya da bir derin devlet metaforu var. Hani derler ya “Devlet yarına bırakır ama kimsenin yanına bırakmaz.”

Şimdi bunlar hamasi söylemler gibi geliyor olabilir ancak Ekrem İmamoğlu’nun genel hayatına baktığımız zaman, Beylikdüzü’ndeki yolsuzluk iddiaları ve diğer bir sürü meseleler bir kenarda duruyordu. Adam geldi, büyükşehir belediye başkanlığını kazandı 2019 seçimlerinde. Söz konusu seçimlere giderken AK Parti’nin bir sürü hatası vardı; ekonomik sıkıntılar vardı, başka sebepler vardı… Binali Bey’in adaylığı doğru muydu, yanlış mıydı; bu ayrı bir tartışma konusu ancak ekonomik sıkıntılar belirleyiciydi tabii. 2019’daki İstanbul seçimlerinin sonuçlarını belirleyen, İstanbul özelinde belki 10 madde sayılabilir. Örneğin, rahmetli Kadir Topbaş’ın görevden alınıp kamuoyuna bir açıklama yapılmamasını ve benzeri sebeplerin etkileyici olduğunu biliyoruz. Ankara’da gösterilen adayın Ankara’da çok kabul görmemesi ve Mansur Yavaş’ın bir önceki seçimde hakkının yendiği algısı, İstanbul’daki seçmenin kararını da etkiledi; sürece bir sinerji kattı ve Ekrem İmamoğlu seçimi kazanmış oldu.

Nasıl oldu bu?

 

Ekonomik sıkıntılar, başka sebepler, yukarıda saydığımız hususlar var ama Ankara’daki oluşan atmosfer bir şekilde İstanbul’u etkiledi ve İstanbul’da Binali Bey’in 8 puan önde başladığı seçimde aradaki farkın kapandığını ve sonrasında yarışın başa baş bir noktaya geldiğini gözlemledik. Bunun tek sebebinin de Ankara’da Mansur Yavaş’ın estirdiği hava olduğunu söyleyebiliriz.

Ekrem İmamoğlu’nun, yenilenen İstanbul seçimleriyle birlikte yeni bir hikâye oluşturduğunu; daha doğrusu olmayan hikâyesine bir hikâye katıldığını söyleyebiliriz. Çünkü normal tarihinde yapılan seçimlerde kazanıp kazanmadığı ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte (Neden bunu söylüyorum; çünkü sayılan oylara orantısal olarak baktığımızda zaten Binali Bey öne geçiyordu ancak sayma kararını durdurdular. Ondan sonraki süreçte de ilk seçimde önce 28 bin, sonra 13 bin civarına düştü aradaki fark.) seçim yenilendi. Eğer seçim yenilenmemiş olsaydı İmamoğlu, az bir farkla kazanmış olacaktı. Bu performansıyla Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul’un sorunlarını çözme noktasında hiçbir adım atmaması ve benzeri gelişmelerden dolayı tekrar seçim kazanma ihtimali oldukça düşük kalacaktı.

İmamoğlu her şeye rağmen 2024 yılında yapılan yerel seçimleri farkla kazandı. Geçmişte valiye, YSK üyelerine hakaret etti. “Bunların hiçbiri benim üzerime yapışmaz.” dedi; yapışmadı güya ancak hakkında süren davalar var. Onun savunucusu, “saraçhane bülbülleri” denilen gazeteciler, televizyon yorumcuları ve sosyal medyada trol ekipleri var. Kamuoyunda “İstanbul’un kaynakları bunlara boca ediliyor” gibi bir algı var. “İsrafı bitireceğim” deyip daha sonra nasıl israf alanları oluşturduğunu görüyoruz. İETT otobüslerinin bakımından kimlere, nasıl kaynaklar aktarıldığını biliyorsunuz. Türkiye’nin en önemli markası ve otobüs üreticisi markanın yetkili servisinden daha iyi yapacağına inandıkları birilerine, bir firmaya ihaleleri vermişlerdi; bu da kamuoyunun takdirinde. Bunlara söyleyecek lafımız yok ama diploma konusu ve benzeri meselelerden sonra benim gördüğüm, bir devlet refleksiyle yargı gereğini yapacak. Ekrem İmamoğlu, önümüzdeki dönemde siyasi yasak alarak bir süre siyaset sahnesinde olmayacak.

Yarın ne olur bilmem ama yakın zamanda ben böyle bir gelişme bekliyorum; hep birlikte izleyip göreceğiz. “Muhtar bile olamaz” denilen Erdoğan, 20 küsur yıldır bu ülkeyi yönetiyor ama Erdoğan’la İmamoğlu’nun hikâyesi bir değil. Erdoğan, fikrini ifade etmek üzere şiir okuduğu için siyaset yasağı aldı ama Ekrem İmamoğlu, yargı mensuplarına, valiye hakaret etti. Sonra ben öyle demedim, böyle dedim falan gibi bir sürü şeyler söyledi. İhalelerin ya da o hayatını kaybeden gazetecinin durumu nedir; onları da bilemiyoruz. Bunların hepsinde kocaman bir ‘soru işareti’ olduğu muhakkak ve soru işaretlerinin giderilmesi için belki zamana ihtiyaç var ama yargı bu noktada mutlaka aksiyon alacak.

Ben özellikle diploma meselesinde, diplomanın iptal olmasını ve Ekrem İmamoğlu’nun ceza almasını bekliyorum. Artık yapanın yanına bırakmıyor devlet! Umarım gelişmeler ülkemiz adına hayırlı sonuçlara vesile olur ve herkes hak ettiği yere gelir. İzleyip göreceğiz…

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hilmi Daşdemir