Erdoğan’a ‘Şehir’ şantajı geri tepti
Şehir Üniversitesi’yle ilgili yalan ve iftira dolu iddialara, suçlamalara Cumhurbaşkanı Erdoğan daha fazla kayıtsız kalamadı, Şehir’in gerçeklerini bir bir açıklama mecburiyeti duydu.
Ve öğreniyoruz ki, iddiaların aksine bu üniversiteye bugüne kadar en büyük desteği Cumhurbaşkanı Erdoğan sunmuş; zira, üniversiteye yeri tahsis eden bizzat Erdoğan’ın kendisi. Üniversitenin kuruluşundan bu yana destekleyen pozisyonda olan Yıldız Holding Başkanı Murat Ülker, Cumhurbaşkanı’nın katkı ve desteğini kamuoyu önünde itiraf ederek, mali olarak üniversitenin kötü yönetildiğini ve bu konuda defalarca uyardıklarını da açıklamıştı.
Bu anlamda üniversitenin akademik kadrosuna, öğrencilerine özür borçlu olanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan veya hükümet değil, bizzat bu noktaya gelinmesinden sorumlu olan üniversite yönetimidir. Kendilerine Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde arazi tahsis edilmiş, Ahmet Davutoğlu döneminde (Ali Babacan, Mehmet Şimşek gibi isimlerin de imzasıyla) mülkiyet devri yapılmış, bu devir üzerinden Halkbank’tan milyonlarca lira üniversitenin kasasına aktarılmış; buna rağmen üniversite mali çıkmaza girmiş, tekrar milyonlarca liralık kredi talep etmekte ve bu parayı elde etmek için de bu kez Erdoğan’a şantaj yolunu tercih etmiş.
Bu şantajın içinde Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül ve bazı eski “AKP’li” milletvekilleri, siyasetçiler de var. Aylardır Erdoğan ve ailesine karşı yalan, iftira ve karalamalarla dolu bir kampanya sürdürüyorlar. Erdoğan’ın üzerine asla şantajla gidilemeyeceğini öğrenemediklerinden olsa gerek yine başlarını taşa vurdular. Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp milletin önüne Şehir Üniversitesi gerçeğini tek tek anlattı. Yaşanan usulsüzlüğü, bu usulsüzlüğün arkasındaki siyasi aktörleri (Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, ve Abdullah Gül) deşifre etti. Meselenin özü budur; Şehir Üniversitesi’ne karşı ne art niyet var, ne bir kasıt. Bir üniversite işi gücü bırakıp partizancılık oynamamalı, o veya bu siyasi klikle iş tutmamalı, kısacası asıl işine odaklanmalı. Bu uyarılarda belki geç kalındı ama olanda da artık hayır vardır. Meseleye böyle bakılmalı.