Eski korkular…

Okuduğunuz Yazı
Eski korkular…

İçerik

Ortadan ikiye yarılmadıkça rahat edemiyoruz.

Yeni bahane ABD’nin öldürdüğü Süleymani isimli İran’ın bilmem nesi.

Şimdi bunun üzerinden herkes birbirine “ABD mi İran mı” diye soruyor.

Oysa bu sorunun tek doğru cevabı var o da: Türkiye…

Atatürk sonrasında dış politikayı İsmet İnönü şekillendirdi.

Teori “hangi güçlü ülkeye dümen kırdıysan o ülkenin her dediğini yapacaksın” gibi bir şeydi.

İnönü, İkinci Dünya Savaşı’nı faşist Almanya’nın kazanacağını öngördü.

İçeride ne kadar solcu varsa canlarına okudu.

Ama tutturamadı.

Ruslar, Almanya’yı tepeledi.

Bu sefer tuttu Rusya muhaliflerini ezdi.

Zikzak yapayım derken az kalsın ülke uçuruma yuvarlanacaktı.

Sonunda baktı olmuyor, dümeni ABD’ye kırdı.

Bunun adı da sözüm ona, Türkiye’nin köklü dış politika geleneği oldu.

Bugün sınırlarımızın dışında olup biten her şeye gözlerimizi kapamayı öneren zihniyetin temelinde de bize köklü dış politika geleneği diye yutturulan işte bu eziklik yatar.

“Biz güçsüz bir ülkeyiz ve mutlaka güçlü bir ülkenin himayesine muhtacız.

Himayesine girdiğimiz güçlü ülkenin uydusu gibi davranmak zorundayız.

Bir milim şaşmadan, haddimizi aşmadan dostlar alışverişte görsün misali “devletçilik” oynayabiliriz ama asla bağımsız dış politika sergileyemeyiz”.

Kafa budur ve bu kafa yıllar yılı memleketi saran “dış politika dengelerine bağlı iç kamplaşma” hastalığının da sebebidir.

Sn. Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye bu hastalığı söküp atmıştır.

Böylelikle sırf eskide kalmış ideolojik kamplaşma merakı yüzünden Rusyacı, Amerikacı, İrancı, Suudi Arabistancı falancı filancı olma mecburiyeti hissedenlerin oralarına buralarına doladıkları zincirler artık anlamsızdır.

Ayrıca yeni durum kimseyi köksüz, geleneksiz, tutarsız, dün dediğini bugün inkar eden sınıfına sokmaz.

Mesela, Türkiye’nin bazı konularda ABD ile anlaşıp bazı konularda anlaşamaması normaldir.

Aynı şey Rusya ve İran ile ilişkiler için de geçerlidir.

Türkiye özgüven temeline dayalı prensipleri çerçevesinde kimseden izin, icazet almadan dış politika tercihlerinde bulunabilmektedir.

Dikkat edin; “Türkiye şu ülkeler ile ittifak kursun” diyenler bir taraftan da “şu ülkelerle de selamı sabahı tamamen keselim” istiyorlar.

Güdümlü yaklaşımlarla Türkiye’ye politika dayatabileceklerini sanıyorlar.

Geçmiş olsun.

Türkiye’ye yörünge tayin edilemez.

Bu hakikatin destanını millet 15 Temmuz’da yazıp kanıyla imzaladı.

Eski korkular yeni cesarete yenildi.

Bazıları anlamamak için yırtınsa da…

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Serkan FIÇICI