Eti Maden Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serkan Keleşer, ‘Dünyanın en kaliteli bor rezervi bizde, daha kalitelisi yok. Bordan uç ürün üretmeyi başardık”
Eti Maden Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serkan Keleşer, “Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye’nin borusu ötecek. Borda iyi şeyler oluyor, daha iyisi de olacak. 5 yıl sonra 1,3 milyar dolarlık borun ihracatını 5, 10, 20 milyar dolar olarak göreceksiniz” ifadelerini kullandı.
Yeni Şafak’ta yer alan haberde Keleşer, bor madeninin dünya üzerinde en kalitelisinin Türkiye’de bulunduğunu söyledi. Keleşer, “İnovasyon konusunu bor madeninde önceliklendiriyoruz. Dünyadaki bor rezervinin yüzde 73,6’sı Türkiye’de bulunuyor. Dünyanın en kaliteli bor rezervi bizde, daha kalitelisi yok. Türkiye’nin Yüzyılı’nda Türkiye’nin borusu ötecek” ifadelerini kullandı.
UÇ ÜRÜNLE KATMA DEĞER
Bor madeninin yüzde 51’inin cam sektöründe, yüzde 17’sinin tarımda, yüzde 14’ünün ise seramik alanında kullanıldığı bilgisini veren Serkan Keleşer, “Borda iyi şeyler oluyor daha iyisi de olacak. Şu anda 1,3 milyar dolar bandında olan bor ihracatının 5 yıl sonra 20 milyar dolara kadar çıktığını göreceksiniz” diye konuştu. Bor madeninden uç ürün üreterek katma değer oluşturmayı başardıklarını belirten Keleşer, “Vallahi de billahi de başardık. Daha büyüğünü de yapacağız. Aspilsan’ın ürettiği powerbankta bile bor kullanıldı” dedi.
ALTIN ÇIKARINCA BİRİLERİNİ ÜZDÜK
Altın Madencileri Derneği (AMD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz ise konuşmasında, Türkiye’nin yer altı kaynaklarında bağımlılığı azaltacak en önemli sektörün madencilik olduğunu vurguladı. Yılmaz, şöyle konuştu: “Türkiye’nin topraklarında yaklaşık 6 bin 500 ton metal altın potansiyeli varken, sürekli dışarıdan altın ithal eden bir ülkeydik. Ve bunu da altın üretmeyen ülkelerden yapıyorduk. Türkiye altın üretmeye başlayınca birilerini üzmeye başladı. Şu anda ortalama 35 ton altın üretiyoruz. Bu üretkenliğin, çalışkanlığın göstergesi. Dünya üzerinde sıfırdan bu rakamlara ulaşabilen ülke yoktur. Türkiye bu anlamda adeta zoru başardı.”
MADENSİZ YEŞİL DÖNÜŞÜM OLMAZ
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, günümüzde çokça dile getirilen yeşil dönüşümün yolunun madenlerden geçtiğini ifade etti. Çetinkaya, “2050 yılında bakır, lityum gibi birçok madenin miktarının 6 kat artacağı söyleniyor. Kobalt 21 kat, nikel ise 19 kat artacak. Madenlere kirli deniliyorsa bu dönüşüm temiz mi diye sormak gerekiyor” dedi.
MADEN ARTIK STRATEJİK BİR GÜÇ
‘Türkiye Yüzyılında Küreselleşen Madencilik’ oturumunun açılış konuşmasını yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Prof. Şeref Kalaycı, madenlerin önemine vurgu yaptı. Kalaycı şunları söyledi: “Doğal gaz, petrol gibi madenlerin çıkarılıp işletilmesi de stratejik bir çıkardır. Sektör olarak bakarsak inşaat sektörünün var olabilmesi madenlerin varlığına bağlı. Demir, çelik gibi madenlere ihtiyacımız var. 2022 yılında doğal gaz ve petrole 50 milyar dolarlık bir ödeme yapmış olacağız. Kömür için 2022’de 4,5 milyar dolar ödemiş olduk. Alüminyum, bakır, demir-çelikte dışa bağımlıyız. Dolayısıyla madenlerimizin araştırılması, bulunması, çıkarılması büyük önem taşıyor.”
KÖMÜRLE İLGİLİ YANLIŞ BİR ALGI YAYILIYOR
Yurt Madenciliği Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal ise, kömür madeninin önemine dikkat çekti. Kömürün birçok alanda kullanıldığını dile getiren Önal, “Kömür sayesinde endüstri devrimi başladı. İşte bu kadar önemli bir madendir kömür” dedi. Önümüzdeki 30 yıl içinde dünyanın hidrojene geçeceğini savunan Önal, “Avrupa bütün dünyaya tuzak kurdu ve bu tuzak halen işliyor. Bunu şu anda görüyoruz. Kömür ile ilgili propaganda yapılıyor ama bu çok yanlış. Kömürden her şey üretilebilir. Gazlaştırıp petrol bile üretebilirsiniz. Uranyumun dışında nadir toprak elementleri de var içinde. Almanya kömürden tereyağ bile üretmiştir. Kömür aynı zamanda gübre olarak kullanılıyor” şeklinde konuştu.