Faizi artırınca enflasyon düşmedi: ABD ve Avrupa ülkeleri umduklarını bulamadı
Türkiye’nin faizi düşürmek için yaptığı her hamle faiz lobisinin itirazıyla karşılaştı. Yüksek faiz, “düşük enflasyon” için olmazsa olmaz şart ve değiştirilemez ekonomi kuralı olarak sunuldu. Ancak Kovid-19 etkisiyle yükselen enflasyonu düşürmek için faiz silahına sarılan ülkeler, umduğunu bulamadı. ABD, Avrupa, İngiltere merkez bankaları başta olmak üzere gelişmiş ve gelişen ülkelerin yaptığı sert faiz artışları, enflasyonu düşürmedi.
ABD ENFLASYONDA 41 YILIN REKORUNU KIRDI
ABD Merkez Bankası Fed; mart ayından bu yana 250 baz puanlık faiz artışı yaptığı halde, ABD’de enflasyon yüzde 9,1 ile 41 yılın zirvesine çıktı. Mart ayında varlık alım operasyonunu tamamlayarak faiz artışlarına başlayan Fed; martta 25 baz puan, mayısta 50 baz puan, haziranda 75 baz puanla faiz artışı yapmıştı. ABD’de enflasyon ağustosta yüzde 8,3’e gerilese de Fed’in bu hafta, 75-100 baz puan arasında bir faiz artışı daha yapması bekleniyor.
AVRUPA’NIN İŞİ ZOR
Benzer bir tablo Avrupa’da da var. Avrupa Merkez Bankası (ECB), geçen hafta politika faizini 75 baz puan artırarak yüzde 1,25’e çıkardı. Banka böylece 24 yıllık tarihinde ilk kez bu oranda bir faiz artışına gitti. ECB, temmuz ayı toplantısında 11 yılın ardından ilk kez faiz artırımına giderek faiz oranını yüzde 0,25’ten yüzde 0,75’e yükseltmişti. Bu radikal faiz artışına rağmen Avro Bölgesi’nde enflasyon ağustosta yüzde 9,1 ile tarihi zirvede bulunuyor. Ukrayna’ya müdahalesi nedeniyle Rusya ile tersleştiği için enerji tedariki konusunda zor günler geçiren Avrupa’yı zor bir kış bekliyor.
RESESYON VE ÇİFT HANELİ ENFLASYON UYARISI
Artan enerji ve gıda fiyatları Almanya’da enflasyonun 50 yılın en yüksek seviyesine çıkmasına neden oldu. Temmuzda yüzde 7,5 olan yıllık enflasyon, ağustosta yüzde 7,9’a çıkarak ilk petrol krizinin yaşandığı 1973-1974 kışından bu yana en yüksek oranı gördü. Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), enerji krizi nedeniyle Alman ekonomisinin resesyona girdiğine ilişkin işaretlerin giderek arttığını ve enflasyonun gelecek aylarda çift hanelere ulaşabileceğini dün duyurdu.
İNGİLTERE’DE BENZER BİR TABLO VAR
İngiltere Merkez Bankası da Avrupa ve ABD’dekine benzer adımlarla yükselen enflasyonu durdurmaya çalışıyor. Ocak ayında yüzde 5,5 olan İngiltere’deki enflasyon ağustos ayı itibariyle yüzde 9,9’e yükseldi. Faizleri 0,25’ten yüzde 1,75’e çıkaran İngiliz Merkez Bankası’nın bu hafta vereceği kararla faiz artışını sürdürmesi bekleniyor.
RUSYA DA DÜŞÜRMEKTE ZORLANIYOR
Rusya’da ise savaş durumuna bağlı olarak faiz ve enflasyon arasında daha karmaşık bir bağlantı gözlemleniyor. Batılı ülkelerin yaptırımları nedeniyle politika faiz oranını 28 Şubat’ta yüzde 9,5’ten yüzde 20’ye çıkaran Rusya Merkez Bankası, 26 Mayıs’ta aldığı radikal bir kararla faizi 900 baz puan düşürerek yüzde 20’den yüzde 11’e çekti.
Haziranda politika faizini yüzde 9,5’e, temmuzda yüzde 9’a, ağustosta yüzde 8’e indiren Rusya Merkez Bankası, geçen hafta bir indirime daha giderek gösterge faizini yüzde 7,5’e kadar düşürdü. Ancak Rusya’da enflasyon faiz gibi hızla yükseldiği gibi aşağı inmedi. Ocakta yüzde 8,73 olan enflasyon nisanda yüzde 17,8’e yükseldi. Aradan geçen beş ayda bir miktar gerilese de ülkedeki enflasyon ağustos itibarıyla yüzde 14,3’te bulunuyor.
DİKKAT ÇEKEN ÜLKE ARJANTİN
Arjantin, yüksek enflasyonla mücadele etmek için yılbaşından bu yana 9 kez faiz artışı yaptı. Arjantin Merkez Bankası; politika faizini yüzde 38’den yüzde 75’e yükselttiği halde, enflasyonun yüzde 51’den yüzde 78,5’e çıkmasını engelleyemedi. İlk kez bir ayda iki kez faz artışı yapan Arjantin’de enflasyon son 20 yılın zirvesinde bulunuyor. Güney Amerika’nın ikinci en büyük ekonomisine sahip Arjantin’de enflasyonun yıl sonuna kadar yüzde 90’lara çıkması öngörülüyor.
TÜRKİYE FAİZ İNDİREREK AYRIŞTI
Türkiye’de ise Merkez Bankası, Batı ülkelerinde kabul görmüş politikalarını bir kenara iterek kendine özgü bir politika izlemesiyle dikkat çekiyor. 2021’i yüzde 36 enflasyon ile kapatan Türkiye; düşük faiz ortamında daha fazla yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme politikasını benimsedi. Geçen yılın son dört ayında (eylül-aralık) üst üste aldığı kararlarla faizi yüzde 18’den yüzde 14’e düşüren Merkez Bankası, 7 ay ara verdiği indirim adımlarına Ağustos’ta bir yenisini ekledi ve politika faizini yüzde 14’ten yüzde 13’e çekti. Enflasyon ise geçtiğimiz ocaktaki seviyesi olan yüzde 48,69’dan 80,21’e yükselse de artış hızı iyice azaldı.
GÖZLER MERKEZ BANKALARINDA
Bu hafta ABD, İngiltere, Japonya, Türkiye, İsveç, İsviçre, Norveç, Tayvan, Mısır, Brezilya, Güney Afrika ve Endonezya’nın da aralarında bulunduğu 20’den fazla ülkede merkez bankasının faiz kararı bekleniyor. Bu sene yaklaşık 90 merkez bankası faiz artırımına gitti. Bunların yarısı tek seferde en az 75 baz puanlık artış yaptı. Böylece, 2008’deki finansal krizde uygulanan ucuz para politikasından kararlı bir çıkış oldu. Ancak merkez bankalarının enflasyonu yenmek için faiz indirerek uyguladığı sıkılaşma politikaları bu ülke ekonomilerini durgunluk riski ile karşı karşıya getirdi. Uzmanlar; özellikle küresel merkez bankalarının son attığı adımların dünya ekonomisini durgunluğa ittiğine dikkat çekiyor.
Nobel ödüllü iktisatçı Joseph Stiglitz: Çare faizde değil yatırım ve üretimde
Columbia Üniversitesi Profesörü ve Nobel ödüllü iktisatçı Joseph Stiglitz, arz yönlü enflasyonu hafifletmek için faizleri çok agresif artıran merkez bankalarının fiyat artışlarını tetiklediğini söyledi. Geçtiğimiz günlerde Bloomberg News’e konuşan Stiglitz, faizleri artırmanın arz tarafındaki problemleri çözmediğini belirterek, “Hatta daha da kötüleştirebilir. Çünkü arz sıkıntılarına yönelik daha fazla yatırım yapılması gerekir. Ancak faizlerin artırılması bu yatırımları zorlaştırıyor” dedi. Stiglitz, standart faiz artışı öneren ekonomik modellerin daha fazla enflasyona yol açabileceğini bildirdi. Örnek olarak, ABD konut piyasasına atıfta bulunan Stiglitz, ev sahiplerinin yüksek faiz maliyetini kiracılara yansıtarak fiyat artışını beslediklerini belirtti. Stiglitz, “Faiz artırmanın daha fazla gıda ve enerji üretimine ve arz sorunlarını çözmeye nasıl bir katkısı olabilir? Faiz artışı sorunların temeline inmiyor, durumu kötüleştirme riski barındırıyor” ifadelerini kullandı.