Faizin ölümcül riskleri

Okuduğunuz Yazı
Faizin ölümcül riskleri

İçerik

“Global Finans Çevreleri” diye bir zıkkım var. Bütün mevzuları ülkelerin faiz oranları. Faiz düşünce deliye dönüyorlar. Deliriyorlar; çünkü para kaybediyorlar. Bütün kazançları bu, tek kazançları faiz. “Yatırım” dedikleri de para kiralamak, taş üstüne taş koymazlar. Ellerinde servet var, geliyorlar servetleriyle borç veriyorlar ya da onların deyimiyle “Kredi açıyorlar”, paradan para kazanıyorlar, gidiyorlar. Faiz için de “araç” diyorlar. Bizim Merkez Bankası’nın da elinde faizden başka araç yok. Enflasyon olur, “Hadi faizi yükseltelim”, dolar çıkar “Hadi faizi yükseltelim”, rüzgar eser, “Hadi faizi yükseltelim” neymiş bu faiz…

Allah’ın haram kıldığı bir şeyi kendine araç edinmiş adamların yaptığı hesap bir kütüphane doldursa ne yazar, kime hayır gelir o hesaptan? Haram işte…

Faiz yükselince iyi mi olacak?

Arjantin 0 gibi, deli yüksek bir orandan iyice çıldırma seviyesine `’a yükseltti faizleri. Ne oldu? Tek kuruş hayrını mı gördüler? 1 Ocak tarihinde 1 dolar, 18.59 peso ediyordu. Arjantin Merkez Bankası’na baskı, baskı, “Faizleri artır, faiz dolara karşı araç, faiz şöyle, faiz böyle” dediler, dediler; artırdı adamlar faizi. Al dedi sana `. Sonuç? 1 dolar, 38,67 peso.

Dünyanın en yüksek faizi oranı Arjantin’de. İkinci sırada Surinam geliyor; %. Güney Amerika’da, Eyüpsultan ilçesinden bile küçük 560 bin nüfuslu bir ülke. Şu anda dünya üzerinde, faiz artırmış ve bunun hayrını görmüş bir tane bile ülke yok.

Servet sahiplerinin elinde para var ve düşünüyorlar: “Ne yapalım bu parayla?” Merkez Bankası onlara diyor ki, “O parayla iş kurmayın, riske girip yatırım yapmayın, fabrika açmayın, ticarete girmeyin, ben size helal yoldan kazanacağınız paradan daha fazla para vereceğim, götürün faize yatırın parayı.” Faiz artırmak demek bu işte…

Merkez Bankası’na soruyoruz: “Niye artırdınız faizleri?” Kendi aralarında ekonomi şakaları yapan birkaç kişinin anlayacağı tuhaf bir jargonla 100 sayfalık cevap yazıyorlar. Açıklamanın meali şu: “Döviz yükselince fiyat artışları dövizle ilgisi olsun olmasın genele yayıldı. Bu fiyat artışına biz, ‘Fiyatlama davranışı bozukluğu’ diyoruz. Bu bozukluk enflasyonu yukarı taşır. Biz de millet ve yabancı yatırımcı TL’ye yönelsin diye TL’ye yüksek faiz verdik. Bu sayede insanlar dövizden kazandığından daha fazlasını faizden kazanacakları için dolar almayacaklar; hatta doları bozdurup TL olarak faize yatıracaklar. Böyle olunca da TL’de istikrar sağlanacak.”

Yatırım duracak, paranın sahibi yatırım yapmak yerine parayı faize yatıracak o zaman ne olacak? Cevap yok.

Yabancı sermaye, seni yüksek faizden borçlandıracak ve sen ürettiğin bütün kazancı o yüksek faizlere verip çarçur edeceksin; elinde bir şey kalmadığı gibi günün sonunda hâlâ borçlu olmaya devam edeceksin; o zaman ne olacak? Cevap yok.

“Talep enflasyonunu düşüreceğim” diye yükselttiğin faiz yüzünden halkın cebinden çıkan fazla para enflasyondan 2 kat daha fazla. O zaman ne olacak? Cevap yok.

Sana “Faiz, faiz, faiz” diye baskı yapan Amerikalılar’a, “Kardeş gel hele buraya bu zıkkım madem iyi bir şey sende niye 1.75” diye sordun mu? Cevap yok.

Bu faiz iyi bir şey olsa, ekonomiye faydası olsa Avrupa’da %1, Japonya’da eksi olur muydu hiç? Cevap yok.

Anlıyor musunuz şimdi, Katılım Bankaları’na burun kıvıran çokbilmişlerin niye feveran ettiklerini? Faiz, Türkiye’yi emdikleri sömürü kapısı. “Ortak olalım, birlikte üretelim, kazanalım” denildiğinde koltuklarından fırlıyorlar.

Gezi tantanası, 17/25 Aralık, 15 Temmuz ve en son dolar kur atağı saldırısında tek hedef yatırımlardı. İstikrarlı büyümeydi. Gezi dahil her sürecin sonunda “Faizleri artırın” diye çığlık attılar. Çünkü yatırımları durdurmak için faizlerin yükselmesinden başka çareleri yoktu. Ne oldu şimdi, Merkez Bankası faizi 6,25 puan artırarak yüzde 17,25’ten yüzde 24’e yükseltti ve Arjantin ve Surinam’dan sonra dünyanın üçüncü en yüksek faizli ülkesi olduk.

Aynı adamlar, “Faiziler çok yüksek, batıyoruz” diye bağıracaklar. İşte bu kıyasıya süren “ölümüne” kavga, bu milleti bu illet tezgâhtan kurtarma kavgası.

 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Erem ŞENTÜRK