Fatih Erbakan gizli hayalini bu yerel seçim kurgusuyla gerçekleştirebilir mi?
Epey ayak sürüdükten sonra 14-28 Mayıs 2023’te AK Parti listesinden seçime katılarak 5 milletvekili çıkaran Yeniden Refah Partisi’nin(YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, 31 Mart 2024 yerel seçimleri için daha radikal bir tutum aldı ve belediye başkan adaylarını ilân etti.
AK Parti ve YRP heyetleri arasındaki görüşmeler zaman zaman basına da yansıdı. Bu konuda açıklama yapmayı tercih eden taraf, daha ziyade YRP oldu. Baştan beri belediye başkanlığı kontenjanları istedikleri duyuruldu ama onlar ısrarla “Hayır ilkesel bazda anlaşamadık, Gazze konusunda tutum farklılıklarımız var” gibi beyanlarla, meseleyi takip edenleri hayli gülümsettiler. Israrla üye sayılarının arttığını ve oy oranlarının İstanbul’da yüzde 16’ya çıktığını(!) söyleyen Necmettin Erbakan’ın damadı Mehmet Altınöz’ü sonunda İBB Başkan adayı yaptılar.
ERDOĞAN NE DEDİ?
En nihayetinde Fatih Erbakan İstanbul için ne istediklerini önceki akşam tv100’de ifşa etti:
“İstanbul’un iki yakasında iki ilçe belediye başkanlığı”
E haklı, önünde yüzde 1,5 oyla 39 milletvekilliği elde eden SP, GP, DP ve Deva gibi örnekler var.
Bir kaynağım yüklü miktarda parasal destek istediklerini de iletti bana.
Sonuçta söylentiye göre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Kendilerinin bizim listemizden seçime girerek bu oy oranını yakaladığı ve 5 milletvekili çıkardığı malum. Yerel seçim farklı dinamiklere sahip. Daha fazla gerilmeyelim ve bırakalım artık” dediği bilgisi de yine AK Parti çevrelerinde dolaşmakta.
Cumhurbaşkanı böyle dediyse bence de haklı. Çünkü AK Parti seçmeni yıllardır yüzde 49’lara varan oy oranlarıyla desteklediği partisine 14 Mayıs’ta ciddi bir ders verdi ama bunu yaparken, son derece stratejik davrandı. Yani oylarını Cumhur İttifakı içinde paylaştırarak, MHP ve YRP’ye transfer etti. YRP’nin sahibi olduğunu sandığı bu yüzde 2,90 oy aslında emanetti. Kısaca yerel seçim dinamikleri gerçekten de çok farklı.
FATİH ERBAKAN’IN 2028 İÇİN GİZLİ HAYALİ VE STRATEJİLERİ
Ama işte burada YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın hayali devreye girmekte.
Fatih Erbakan’ın kendisi de biliyor yerel seçimde oy verme motivasyonunun farklı işlediğini. Ama İstanbul seçimlerini kullanarak yeni bir oyun kurguluyor. 14 Mayıs’ta elde ettikleri sonucu temcit pilavı gibi öne sürerek devamlı el yükseltmesinde iki amacı var ve her ikisinde de elde edeceği fayda 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki hayalini gerçekleştirmesinde kendisine dayanak teşkil edecek.
O HAYAL 2028’DE CUMHURBAŞKANI OLMAK!
İsterseniz arzular şelale deyin ama bence yadırgamayın, kimsenin hayallerine ket vurulamaz.
Fatih Erbakan bu yolun kilometre taşlarını döşemek için bakın ne yapacak ve hangi stratejileri uygulamaya sokacak.
1-Eğer AK Parti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Erbakan’ın tüm isteklerini kabul ederse ve dediği gibi belediyeleri de ona teslim ederse seçimden en kazançlı ve “başarılı” parti olarak çıktığını ilan etme fırsatı yakalayacak. Böylece 2028’e kendisini ve partisini güçlendirerek taşıyacak.
2-Eğer anlaşamayıp adaylarını çekmezse ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok önem verdiği İstanbul’u yeniden Ekrem İmamoğlu’na teslim etmeyi başarırsa ortaya çıkacak sonuç, Fatih Erbakan için bir başka fırsat yaratacak. Çünkü Ekrem İmamoğlu’nu o saatten sonra kimse durduramayacak. Önce CHP’yi ele geçirecek, ardından 2028 için Cumhurbaşkanı adaylığını ilan ederek yeni bir süreç başlatacak.
İşte yukarıdaki her iki seçenekte de Fatih Erbakan, 2028 yılında erken seçim dışında yeniden aday olamayacağı belirtilen Tayyip Erdoğan’ın yerine tüm AK Parti seçmen tabanının ve muhafazakâr kesimin CUMHURBAŞKANI ADAYI olarak konumlanarak, kendini “Ekrem İmamoğlu’nun rakibi benim” diye ortaya çıkacak.
Fatih Erbakan’ın kısa ve orta vadeli hedefi bu.
Kafasında dolaşan düşünceleri az çok tahmin edebiliyorum.
Erdoğan 2028’de 74 yaşında ve “yorgun” olacak. Veliaht olarak adı geçenlerin isimleri de başarı şansları da henüz bilinmiyor. Ama genç Erbakan “Erken kalkan yol alır” misali o hedefe doğru güçlenmiş olarak varmış olacak. Yani, Ekrem İmamoğlu’na İBB Başkanlığını kazandırmayı başarırsa Erdoğan’ın “düşüşünü” hızlandırmış olacak, eleştiri dozunu artırarak yavaş yavaş AK Parti tabanını kemirmeye başlayacak.
ERBAKAN’IN BU PLANI TUTAR MI?
En kestirmeden söyleyeyim.
Tutmaz.
Çünkü bu HAM BİR HAYAL.
Sebepleri var.
1-Fatih Erbakan öyle anlaşılıyor ki AK Parti seçmen sosyolojisinden kesinlikle bihaber. AK Parti seçmeni bir koalisyon ve içinde milli, vatansever ama aynı zamanda hiç de parti sadakati olmayan pragmatist bir merkez sağ seçmen kitlesi var. Bu kitle AK Parti’nin nüvesini oluşturan İslamcı-muhafazakâr kurucu unsurlarından çok fazla. Öte yandan AK Parti muhafazakâr kitlesinin de çağdaş demokratik normlarla iç içe olmaktan kaynaklı bir hayli dönüştüğünü, onların YRP çizgisinden fersah fersah uzakta olduğunu da bir kayıt olarak düşelim. Buna soldan ve milliyetçi kesimlerden gelen yüzde 5 civarındaki seçmeni de eklediğinizde böyle bir kitleden Erbakan’ın YRP’sine hiç ekmek çıkmayacağını şimdiden söyleyebilirim. Çünkü Erdoğan ve ekibi, AK Parti’yi çeşitli demokratik ve yapısal reformlarla, evrensel temsiliyeti güçlendirerek bu geniş ve heterojen kitleyle buluşturmayı başardı.
2-Tamam 2028’e kendisini hazırladı, Cumhurbaşkanı adayı da oldu diyelim. Peki, yukarıda tarif ettiğimiz seçmen tabanı Fatih Erbakan’ı kimle mukayese edecek? Tabii ki Tayyip Erdoğan ile… Sadece Erbakan için söylemiyorum, mukayese edildiğiniz kişi eğer Erdoğan ise işiniz çok ama çok zor demektir. Ama bu kişi hele Fatih Erbakan ise hiç şansı yoktur. Neden biliyor musunuz? Türkiye’de Tayyip Erdoğan’ı dışarıdan güdümlü bir takım sözde muhafazakâr ve yarı liberal-muhafazakâr partilerle sabote etseler de minimum yüzde 52 oyla her seçimde Cumhurbaşkanı yapan Türkiye halkı, dudaklarını bile kımıldatmadan ağzının içinden konuşan, hayali bugüne dek Erdoğan’ın yaptıklarına bile erişemeyen sıfır karizma bir isme dönüp bakmaz bile.
Kısaca YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan, İstanbul’u Ekrem İmamoğlu’na teslim etmeyi başarırsa, eminim diğer hedefi 2028’i de aynı kişiye hediye etmeye odaklı olacaktır.
Bunun için seçilmiş bir kişi midir bilemem ama insanın kendi kifayetini bilmek gibi erdeminin olması gerektiğine de hep inanmışımdır. Bu zarureti biri ona keşke anlatsa.