Filistin mi? Nerede Filistin?

Okuduğunuz Yazı
Filistin mi? Nerede Filistin?

İçerik

Bazen sizin siyasi kararlarınız, onların asıl konusu olan halka şaka gibi gelir; dertlerine derman olmaz, günlük yaşamlarında hiçbir anlam taşımaz.

Birleşmiş Milletler’in 193 üyesinden 143’nün “tanıdığı” Filistin Devleti’ni 3 ülke daha, İspanya, İrlanda ve Norveç de tanımış oldu. Oldu da ne oldu? İsrail, bu ülkeleri tehdit etmiş, “Filistin’i tanımak şu anda Hamas’ı ödüllendirmektir” demişti. Peki bu üç ülke Hamas’ı ödüllendirdiyse, bunun “Hamas bizi temsil ediyor” diyen Gazzelilere ne yararı oldu?

İsrail bu 3 ülkenin kararı açıklandıkça, kendisi tarafından Güvenli Bölge ilan edilmiş olan Refah’a art arda bombaladı ve haftalardır Biden’dan bilmem hangi AB ülkesinin liderine kadar bütün Batı’nın “Girme!” dediği Gazze’ye tanklarını soktu.

Gazze Kasabı Netanyahu, dünyayla alay edercesine, 43 kişinin can verdiği çadırların yakılmasının “trajik bir hata” olduğunu söyledi. Bu konuşmayı yaparken, suratında iyice yer eden şeytani ifade gibi sırıtma hali devam ediyordu. İblis, artık hiçbir şeyden korkmuyor; hiçbir şeye aldırmıyor.

İspanya, İrlanda ve Norveç’in Filistin’i tanıma kararı, şu anda ortada Filistin isimli fiziki bir varlık bulunmadığı, yani sınırları, başkenti, yolları, belediyeleri, okulları olan bir devlet yapısı olmadığı için, bir anlamda bu yapının oluşmasını isteyen kararlar oldu. Nitekim, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, tanıdıkları devletin sınırlarının 1967’deki Filistin sınırları ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin olduğunu, bundan başka bir sınırı kabul etmeyeceklerini söyledi. İrlanda ve İspanya, AB üyesi oldukları için 6 Haziran’da başlayacak olan AB seçimlerini de şüphesiz etkileyecektir. Avrupa’nın başbakanı konumundaki İsrail dostu Ursula von der Leyen’in bu seçimlerden sonra bu görevinden uzaklaştırılması da umulur ve beklenir.

Ama biz işin daha ciddi kısmına dönelim. Katil Netanyahu, katil kabinesi, ona destek olan ABD Başkanı, Dışişleri Bakanı ve tüm Amerikan medyası, bu üç ülkenin ve onları izleyecek diğer bazı ülkelerin Filistin’i tanımasından ne sonuç çıkarttılar? Netanyahu, bu kararlara tepki olarak, dünya ile alay edercesine “Siz Filistin’i tanıyadurun, kısa zaman sonra bu topraklarda bu devletin vatandaşı olacak bir tek Filistinli kalmayacak” demiyor mu? 1947’de Musevilerle Müslümanlar arasında bölüştürülen topraklardan, İsrail işgalinin devam etmediği tek yer olan Gazze’ye önceki gün yeniden işgal ordusunu sokan Netanyahu, bu alanı da Yahudi yerleşimine açacak. Yönetim, yerel Müslüman heyetinin elinden alınıp, Yahudi yerleşimcilere verilecek.

ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya, Müslümanlara kesin sınırları belirli bir alan ayırmayan 1947 Paylaşım Planı ile zaten bir Filistin istemediklerini belli etmişler ve bu tutumları, ünlü Albert Einstein’ın da aralarında bulunduğu bir çok siyasetçi ve bilim insanı tarafından reddedilmişti.

Bugün bu reddin anlamını daha iyi anlıyor insanlık: Batı dünyası, Filistin’in adım adım yok edilmesine yardımcı olurken biz seyirci oluyoruz.

Resmi açıklamadaki ifadesiyle söyleyelim, “Filistin soykırımı sorumlularının hesap vermesine yönelik çabaların artmasını sağlayan bu üç ülkenin kararı”, 2 milyar Müslümanın yaşadığı 57 ülkenin bu katliama seyirci olmasını önleyecek mi?

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hakkı ÖCAL