Hadi oradan…

Okuduğunuz Yazı
Hadi oradan…

İçerik

Bir feryat figandır ki sormayın… Ortalığı ayağa kaldırdılar… Neymiş, salgınla mücadele ve halka faydalı olmak için yardım kampanyası organize edemiyorlarmış…

Yaparsınız, yapın; elinizi tutan mı var?

İlgili mevzuata uyarsınız. Gerekli başvuruları gerçekleştirir, izinleri alırsınız. Kampanyanızı düzenler, amacınızı gerçekleştirirsiniz. Doğru işlerin altına imza atarsanız, bu millet alkışlar bile sizi…

Ama yok; “Biz kimseye sormaz, kimseyi sallamaz, kimseden izin almayız” havasındalar.

Türkiye’yi muz cumhuriyeti, kendilerini de derebeyi sanıyorlar herhalde!

Uç beyi ya da eyalet başkanı gibi davranmak istiyorlar. Kendilerini Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı görmüyorlar. “Kampanya” adı altında, adeta bir “kalkışma” gerçekleştirmek istiyorlar. Kim bilir, belki de topladıkları paraları denetimden kaçırmaya çalışıyorlar!

Hatta televizyonlarda “Yerel İktidarız” türünden garip ifadeler bile kullanıyorlar.

Hadi oradan…

T.C Anayasası değişti ya da ilga edildi de bizim mi haberimiz yok?

Kalkışma yapıp da başarı mı sağladınız? Yoksa darbe mi gerçekleştirdiniz? Ne kadar sakıncalı sözler bunlar!

***
Üstelik bir de milletin kafasını bulandırmaya ve yapmak istedikleri garipliği hukuki zemine oturtmaya çalışıyorlar.

Neymiş, yasada “Belediyeler bağış kabul edebilir” hükmü varmış..

Biz de biliyoruz, var. Ama “bağış” başka, “yardım kampanyası” başka. Ayrıca kendileri de söylüyorlar. Kanunda “Belediyeler bağış kabul edebilir” deniyor. Yani, isteyen belediyelere ayni ya da nakdi bir değeri bağışlayabilir. İfade net, “belediyeler bağış kabul edebilir”; ama bunu götürüp başkasına aktaramaz.

İşin o tarafı yardım kampanyasına girer…

Yardım kampanyasının nasıl düzenleneceği de kanunlarda bellidir. Canı isteyen ortaya fırlayıp, “Ben yardım kampanyası düzenledim” diyemez.

Derse, hukuk devreye girer ve gereğini yapar!

***
Ayrıca ortada bir başka gariplik daha var…

Devletin düzenlediği yardım kampanyasını yerden yere vurup “size zırnık yok” diyenler bunlar!

Bir yandan o kampanyayı değersizleştirmek ve etkisizleştirmek isterken, diğer taraftan kendileri devreye giriyorlar. “Hayır” diyorlar:

-Siz değil, bir kampanya gerekiyorsa biz yaparız bunu…

Bu, devlete bir meydan okuma aslında! Toplumu kutuplaştırıp ayrıştırma çabası! Virüs salgını üzerinden yürütülmeye çalışılan bir savaş!

Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülkesinde izin verilmez buna.

***
Ayrıca belli zaten ne yapılmak istendiği…

CHP’li Engin Altay, kameraların karşısına geçiyor. Başlattıkları savaşın psikolojik alt yapısı oluşturmaya, devlet organlarını yıpratmaya çalışıyor.

Sözde koronavirüsle mücadele için kaynak gösteriyor:

-Sarayı satın, uçakları satın…

Ne bu şimdi?

O saray ve uçaklar, kimsenin şahsi malı değil, zaten milletin! Bugün Erdoğan var, yarın O gidecek, bir başkası gelecek. Milletin malı satılıp millete verilir mi hiç?

Engin Altay, madem satmaya ve millete yardım etmeye bu kadar meraklı. Ben de kendisine bir kaynak göstereyim o zaman:

Gelin, adım atın ve örnek olun. Satmaya kendi malınızdan, CHP Genel Merkezi’nden başlayın. Güzel bir başlangıç yapın!

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
100%
Yazar Hakkında
Emin PAZARCI