Halk düşmanı hakçılar!
Acınası, ama aynı zamanda komik bir durum aslında! İçinden çıkılması güç derin bir çelişki! Gülsen bir dert, ağlasan bir başka dert!..
Devlet öncülük yapıyor. Koronavirüs salgını ile ilgili olarak bağış kampanyası düzenliyor. Dikkat edin, “bağış” diyorum. Yani bir mecburiyet yok. Hali vakti yerinde olan ve isteyen verecek. Garip gureba, fakir fukara için kullanılacak.
Sen misin bunu yapan?..
Hakaretin bini bir para! Bir tek küfür etmedikleri kaldı. Hoş, sosyal medyada onu yapan bazı ahlak yoksunları da var tabi…
Peki kim bunlar?
Halkçılar! Hayır, ben demiyorum. Onlar kendilerini “halkçı” olarak ifade ediyorlar. Bildim bileli halk adına ahkâm kesiyorlar. “Halkçılık” nutukları atıp, milleti istismar ediyorlar.
Oysa yaptıkları ortada: Halk düşmanı bunlar.
Baksanıza, halk için kullanılacak bir kaynağı bile hazmedemiyorlar!
***
Şaka gibi, ama ilk tepki gösterenlerden biri Muharrem İnce. Hani Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında kendine halktan para toplayan biri var ya, o kişi! Sürekli olarak “ateşleyin, ateşleyin” diyordu. İyi de para topladı hani…
Ama iş hak için bağış yapmaya gelince karşı çıkıyor!
Bir başkası Tuncay Özkan. FETÖ’cü Akın İpek’e Tv Kanalı satan Tuncay Özkan! Neymiş, batılı ülkeler hazineden veriyormuş, biz vatandaştan para topluyormuşuz. Karşı çıkışının tek sebebi bu!
Sanki o batılı ülkelere para uzaydan geliyor. Onlar da halktan toplayıp, halka veriyorlar. Üstelik, onların kültüründe zekat gibi bir müessese yok! Ayrıca, devlet dediğin milletin teşkilatlanmış şekli! Millet olmadan devlet ne işe yarar? Batılı ülkelerin dolaylı yaptığı işi biz direkt olarak gerçekleştiriyoruz. Onlar gibi zorla değil, gönüllülük esası ile hareket ediyoruz.
Ya bilmiyorlar bunları; ya da alabildiğine kötü niyetliler.
Bir karalama kampanyasıdır sürüyor…
“İmanla başlandı, ibanla sona erdi” diyorlar. Evet öyle; iman işin esası. İmanı olmayan başkasına yardım için iban peşinde koşar mı hiç!
Yetmiyor, “Kasa tam takır kuru bakır” tekerlemesini tekrarlıyorlar. Hem de bunu İtalya ve İspanya gibi düşmüşlere gemiler dolusu yardım malzemesi gönderen kendi ülkeleri için söylüyorlar.
Üstelik bunlar birkaç gün önce televizyonlara çıkıp İmamoğlu için halktan para isteyen isimler. İmamoğlu için hak olanı, devlet için kabahat olarak görüyorlar.
Ne derlerse desinler…
“Biz bize yeteriz Türkiyem” sloganı ile son derece doğru bir adım atıldı. Millet koşuyor yardıma; rakam her geçen gün daha artıyor. Keşke onlar da bizden, Türkiye’den yana olsalardı. Hep birlikte el ele verseydik. Beraberce koyabilseydik elimizi taşın altına.
Olmadı, olamadı, kendileri istediler halkın karşısında yer almayı. Elbette yapacak bir şey yok, bu onların tercihi.
Farkındalar mı acaba nereden nereye savrulduklarının?
Erdoğan karşıtlığı, önce ülke menfaatine olan her işte takoz haline getirdi onları. Bugün de halkın karşısında konumlandırdı. Fakir fukaranın kısmetine saldırmaya başladılar.
Şapka düştü, kel görüldü, derler ya… Bunların hali de aynen o!
Yazık ettiler kendilerine. Keşke böyle değil de tersi olsaydı. Fena mı olurdu?