Haynape Hadise
Başlıktaki kelimenin anlamını bilmen gerekir.
Verdiğin röportajlarda Çerkes kızı olduğunu, geleneklerine bağlı bir ailede yetiştiğini, saygıyı, sevgiyi bu aile ortamında öğrendiğini ifade ediyorsun çünkü. Hatta jüri üyesi olduğun bir yarışmada Sivaslı Çerkes bir yarışmacı gençle Qafe(*) yaptığını da gördük, ne güzel, aferin dedik sana her şeye rağmen.
Her şeye rağmen diyorum çünkü asıl meseleye gelmeden önce Çerkes camiasında sana yönelik bir eleştiriyi de hatırlatayım. Bu camianın sosyal medya sayfalarında, Çerkes büyükleri Thamadeler tarafından, giydiğin, daha doğrusu giymediğin ve bir Çerkes kızına yakışmayacak “kıyafet” ler nedeniyle de sana “Haynape Hadise” denmişti.
Nedir Haynape?
Çerkeslerin konuştuğu Adige dili Adighabze’de HAYNAPE’nin anlamı AYIP.
Ayıp deyip geçmeyin. Türkçe söylendiği zaman çok basit gibi geliyor ama bu kavram, yalnızca ayıp anlamına gelmemekte, ayrıca Çerkes geleneklerinin ifade ettiği her türden tavsiyeleri de örtülü biçimde içermektedir. Çerkesler Haynape’nin önemini anlatmak için GÜNAHTAN ÖNCE AYIP GELİR derler. Thamadeler “Haynape” dediği an bu kelimenin ne manaya geldiğini muhatap kişiler çok iyi anlarlar.
Ama sen tınmadın bile.
Neyse senin seçimin, ASIL MESELEYE gelelim.
Sana bir kez daha, en derinden, en yaralı halimizle HAYNAPE diyoruz Hadise…
Bak anlatayım sana…
Çerkesler için değil yalnızca, tüm insanlık için ÇOCUK çok önemlidir. Birleşmiş Milletler’in 20 Kasım 1989’da imzaladığı “ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ” bile vardır bu konuda.
O sözleşmenin 6. Maddesinde ne yazıyor bak:
1. Taraf Devletler, HER ÇOCUĞUN TEMEL YAŞAMA HAKKINA SAHİP OLDUĞUNU kabul ederler.
2. Taraf Devletler, ÇOCUĞUN HAYATTA KALMASI ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler.
Gazze’de İsrail ordusunun katlettiği çocuklar için geç de olsa tepki göstermiştin. Artık işlerin açısından tehlikesiz hale gelmişti tepki göstermek anladığım kadarıyla ama yine de bir şeydir dedik, umutlandık senin adına.
Ama ülkemizdeki çocuk katliamları için gıkını bile çıkarmadın.
Neden?
Sandın ki başıboş sokak köpekleri tarafından parçalanan ve öldürülen yüzlerce çocuk için tepki ortaya koyarsam konserlerime gelen “hayvansever” diye kendini etiketlemiş olanları gücendirmiş olurum. İşlerim sekteye uğrar…
Bak aşağıda o yüzlerce çocuğun sadece bir kısmının yer aldığı görsel var.
BM sözleşmeleriyle korunan çocukların temel yaşam hakkı ve hayatta kalması şartı nerede senin kafanda?
Başıboş sokak köpekleri yalnızca çocukları değil, yetişkinleri, yaşlıları, çiftliklerdeki buzağıları, danaları, kuzuları, tavukları, sokaklardaki kediciklerimizi, yaban hayatındaki karacaları, tavşan, sincap, kaplumbağa ve kedileri de öldürüyor.
YAYINLADIĞIN YALAN
Şimdi Instagram sayfanın en başına bir açıklama yerleştirmiş, yeni çıkan yasayla köpeklerin uyutulacağı YALANINI hiç sıkılmadan yayıyorsun.
Oysa bu bir BARINDIRMA yasası, UYUTMA YASASI değil. Yasayı okuyup anlamak yerine sağdan soldan duyduklarınla duyarlılık kasman, senin adına çok vahim bir duruma işaret ediyor.
Yasada, zaten eski yasada da var olan Veterinerlik Hizmetleri Kanunu’nun 9. Maddesine atıfta bulunarak “Kuduz ve bulaşıcı bir hastalıktan mustarip, geri döndürülemeyecek kadar ağır hasta” köpeklere VETERİNER HEKİM kararıyla ötenazi denilen uygulamanın, uyutmanın yapılacağı yazılı.
NEDEN?
Diğer köpekler zarar görmesin diye. İnsanlar kendi köpekleri bile bu durumdayken veterinerlerden uyutulmasını isteyebiliyor.
Kısaca ülkedeki Mama lobicisi hırsızlar ile onların yardakçısı ucubeler bu yasaya katliam yasası diyorlar.
Sen ise okumadan onların kuyruğuna takılıyorsun. Hayatınız kolaycılık üzerine kurulu.
Üstelik sorunun sadece bu kadarla kalmıyor. İki yüzlülük iyi bir şey değil Hadise…
İŞTE SEBEP…
Belçika’nın Mol yerleşkesinde Flaman bölgesinde doğup büyüdün. Eğitimlisin, üç dili rahatlıkla konuşabiliyorsun.
Doğumundan itibaren on yıllarca yaşadığın Belçika’da sokak köpeklerine ne yapıldığına dair bir fikrin oldu mu? Daha doğru deyişle neden olmadı?
Misal Belçika’da SOKAK HAYVANI diye bir kavramın olmadığını öğrenmiş olman gerekirdi.
Belçika’da sokak köpekleri 1950’li yıllardan itibaren, yakın zamana kadar barınaklara toplandı, sahiplendirildi, sahiplenilmeyenler de uyutuldu.
Bak Hadise şu haberde(**)okuyabileceğin üzere Valon bölgesindeki Hayvanları Koruma Birliği’nin yetkilisi Sarah Bodart, eskisi gibi sokaktan alınan köpeklerin uyutulmadığını söylüyor ve ekliyor “Barınaklarda uyutma sayısı son yıllarda büyük ölçüde azaldı” diyor.
Belçikalı aktör Jean-Claude Van Damme‘ın fahri elçiliğini üstlendiği, ülkenin en etkili hayvan hakları örgütü kabul edilen GAIA’nın Direktörü Ann De Geef’in verdiği bilgiye göre Brüksel bölgesinde tıbbî nedenlerle barınaklardaki köpekler uyutulabiliyor. Valon ve Flaman bölgelerinde sahiplenilmediği takdirde UYUTMA YASAL ancak Belçika’daki sokak köpeği sayısının çok azalması nedeniyle sadece hastalık halinde uyutma yapılıyor. Brüksel Başkent Hükümeti Çevre Bakanlığı kaynakları yaptıkları açıklamada şöyle deniyor:
“Belediye başkanları, kamu düzenini korumak için gerekli tüm önlemleri almakla sorumlu olduğu için idari polislere talimat verebilir ve bu emirler aracılığıyla saldırgan bir köpeğin uyutulması talep edilebilir.”
HADİSE sen Belçika’da kaldığın süre içinde bu uygulamaya karşı çıktın mı?
9 YAŞINDAKİ TUNAHAN’IN DERİSİ TAMAMEN KOPARILMIŞ BAŞINI OKŞAMAK İSTER MİYDİN HADİSE?
Şimdi kalkmış “Hiç mi sokak hayvanının başını okşamadınız?” diye vicdan kuaförlüğü yapıyor, merhamet kasıyorsun.
Soruyorum sana, SEN HİÇBİR ÇOCUĞUN BAŞINI OKŞADIN MI HADİSE?
Ankara Keçiören’de sokak köpekleri tarafından paramparça edilen 9 yaşındaki Tunahan Yılmaz’ın başını okşamak ister misin Hadise?
Ama söyleyeyim sana, istesen de okşayamazsın çünkü baş derisi yok, sokak köpekleri tarafından parçalandı.
Bir utanın artık.
Köpekçi, mama lobici kamuoyunun ahlaksızca kampanyalarının peşine takılmayı bırakın. Videolar çekerek sokak köpekleri adına para toplayıp cukkalayan “hayvansever” kılıklı paçoz ucubelerin dolduruşuna gelmeyin.
Nedir bu yahu?
Evet Hadise…
Sana iki kere HAYNAPE!
(*) Qafe(Khafe olarak okunur): Çerkeslerin danslarından biri. Çerkes kızıyla erkeği arasındaki seviyeli ilişkiyi ve asaleti anlatır. Mitolojiye dayalı çıkışı vardır. Bir inanışı ve varoluşu simgeler aynı zamanda ve çok zarif bir danstır.