HEDEFE 3 KALA
Son sürat seçim virajına girmiş bulunuyoruz.
Bitişe çok az kaldı.
Öyle böyle bir seçim değil bu sefer…
Her zaman zordu lakin bu kez bambaşka…
Dönüm noktası…
1 asırdır bağlandığımız bütün zincirlerden temeli kurtuluş…
1000 yıllık geçmişi zaferlerle dolu bir milletin yeniden yükselişi…
Alpaslan’ın, Ertuğrul’un, Fatih’in, Yavuz’un, Kanuni’nin, Cennet mekan Sultan Abdulhamid Han’ın ruhunda yeniden diriliş…
Zafere dahil hangi sıfatı kullansak, yakışır bu seçime…
Bütün kelimelerin, sıfatların kifayetsiz kaldığı bir seçim bu…
Görene…Duyana…Bilene ve anlayana tabiki…
Peki biz buna hazır mıyız…Ya da ne kadar hazırız…
Farkında mıyız vereceğimiz tarihi kararla neleri değiştirebileceğimizin ya da değiştiremeyeceğimizin…
Farkındayız ya da değilsek de mutlaka farkına varmalıyız…
Vesayet terörünün 100 yıldır kurduğu hegemonyadan, kirli ellerin topraklarımız üzerinde oynadıkları oyunlardan, bize yani yüce Türk milletine tepeden bakan dayatmacı politika ve politikacılardan, sudan sebeplerle sırf efendiler istedi diye bizi karanlıklara gömen darbecilerden, bu millete acı yaşatmaya kodlanmış terör örgütlerinden ve karanlık kapılar ardında hergün kaderimizi belirlemeye çalışan pisliklerden ve daha nice oynanan oyun ve tuzaklardan sadece 3 gün sonra karşılarına daha bağımsız ve güçlü bir şekilde çıkarak kurtulabileceğimizin farkında mıyız…
Bütün karanlıkları tarihe gömmek için önümüze gelen fırsatı değerlendirmeye sadece 4 gece 3 gün kaldı.
Bu sürece gelebilmek ve bu noktayı koyabilmek için çok büyük sıkıntılara göğüs gerdik liderimizle…Büyük bedeller ödedik milletçe…Hepsinden de alnımızın akıyla çıkmayı başardık; zira alışkınız geçmişte de güçlü bir liderle zaferlere ulaşmaya…
Milli irade; oynanan bütün dalavere ve şer ittifaklarına rağmen noktayı koydu ve ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ‘EVET’ dedi.
24 Haziran 2018 Pazar günü, son vuruşu yapmak, Osmanlı tokatını indirmek ve mlletçe tarihe altın harflerle zafer yazmak üzere gidiyoruz sandığa bu kez…
Milletimiz, önüne paha biçilmez değerde sunulan tam bağımsızlık sürecini geri çevirmeyecek ve gereğini yapacaktır. 16 yıldır gelişmenin, istikrarın, güçlenmenin, yükselmenin ve inanç özgürlüğünü doyasıya yaşamanın tadına varmanın hazzıyla ve gururuyla gidecektir sandığa…Başımıza 40 yıldır musallat edilen terörün ezilişini,korku imparatorluklarının yıkılışını ve bununla beraber sırtını güçlü bir devlete dayamanın verdiği huzurla kullanacaktır oyunu…
Evdeki hastasının, yaşlısının, öğrencisinin, çocuğunun geleceğini riske atmayacaktır. Dönmeyecektir başörtüsü yüzünden çocuğunu okula yollayamadığı, biricik oğlunun yemin törenine dahi katılamadığı karanlık günlere…Bu kadar güçlenmişken teslim etmeyecektir vatanını bu ülkeye bir çivi dahi çakmamış insanların eline…
Bakmayın muhalefetin gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan, yalan dolan dolu algı oyunlarına…
Bir yanda Türkiye’nin yıllarına damgasını vurmuş, gecesi gündüzüne karışmış, sadece vatanı ve milleti için bir gününü bile bir yıl gibi yaşayan, iç ve dış hainlerle ezilmeden, kırılmadan kıyasıya mücadele eden, hak ve adaletten ayrılmayan, bütün oyunlara milleti için göğüs geren, canını ortaya koymuş imanlı, alnı secdeli yerli ve milli ve çok güçlü bir devlet adamı…
Karşısında!!!! Diğerleri…
Hepsini toplasak ve bir de üzerine dışarıdan devlet adamları ithal etsek bile kesinlikle bir RECEP TAYYİP ERDOĞAN etmiyor.Sahnede yapılan gösteri oyunlarıyla, hayali vaatlerle, ümran olmuş memleketi yakıp, yıkmak söylemleri eşliğinde kompleksli konuşmalarla devletin yönetilemeyeceğini artık çok net biliyor bu can millet…Bu nedenle de ne terör yandaşlarıyla kolkola gezenlere, ne aniden türemiş desteği malum partilere ne terör temsilcisi partilere ne de İngiltere’nin kapı kulluğuna soyunanlara prim vermeyecek ve şanı yüce Gazi Meclis’e sokmayacaktır; lakin buna karşılık ülkenin bu günlere gelebilmesinde hakkı olanları da kesinlikle unutmayacaktır.
Çok heyecanlı ve çok umutluyuz…
Zamanı geri çeviremeyeceğimizi ve devletimize karşı yapacağımız bir hatanın bedelinin çok ağır olacağını unutmadan gideceğiz sandığa…Yarınımıza Pazar günü karar vereceğiz.Bunun geri dönüşü yok…
Zamanı geldi.
Vakit o vAKit…Vakit Türkiye vAKti…
Artık karanlıklara geri dönmeye tahammülümüz yok…
Ya zaferle milletçe hiç yıkılmamak üzere ayağa kalkacağız…Ya da bizim ve özgürlüklerimizin olmadığı, ötekileştirildiğimiz ve en acısı kesinlikle bizden olmayanların yöneteceği bir Türkiye’ye uyanacağız.
KESİNLİKLE UNUTMAYALIM…
Bu ülkeyi hegemonyaları altına almak isteyen karanlıklara hizmet eden ötekiler yani kendini halktan üstün gören elitistler!!! İstiyor Erdoğansız ve ak Partisiz bir Türkiye’yi…Milli ve yerli liderlerin birlikteliğini, Cumhur ittifakını kesinlikle istemiyorlar ve Erdoğan’ın karşısına aday kisvesiyle çıkardıklarının hepsi de bunun olması için çalışıyorlar.Bütün umutları ve ikballeri buna bağlı…
Bizden yani halktan değiller çünkü…
Ne vatan…Ne millet…Ne bayrak…Ne ezan umurlarında değil onların…Tek amaçları var o da ümmetin umudunu, İslam’ın son kalesini yıkmak ve Haçlılar’a yani efendilerine teslim etmek…İşte bütün iftiraları, yalanları, hırs ve öfkeleri bu yüzden…Milletini arkasına almış bir liderle baş edemeyeceklerini çok iyi biliyorlar. Bizler dik durdukça da bir şey yapamayacaklar.
O zaman;
Pazar günü hiçbir engel tanımadan yaşlımızla, gencimizle ülkemizin istikbali için koşmalıyız görevimizi yapmaya…Bize bunca hizmeti sunan ve mücadele edenlere yanlarında olduğumuzu,bir olduğumuzu…İri olduğumuzu…Diri olduğumuzu göstermeye ve oylarımızla yıkarken küffarın kalelerini ‘Zafer inananlarındır, Allah var gam yok’ diye haykırmaya Dünya’ya…
Bir daha…Yine…Yeniden…Yumruğumuzu vuralım ve patlatalım sandıkları…
Bir olursak…Biz oluruz. Ayrılırsak…Yok oluruz…
Selam ve Dua ile…
Meral SAVAŞ