Hobi bahçeleri EYT’ye dönmesin!
Benim emeklilikte yaşa takılmak yani EYT diye bir derdim olmadığı gibi hobi bahçesi diye de bir derdim yok; ama bu konuları alıp seçimlerden önce “tepe tepe kullananlar” çok! Anlatalım efendim:
Geçtiğimiz günlerde TBMM’den “tarım alanları” ile ilgili bir yasa geçti, toplumda “hobi bahçeleri yasası” diye biliniyor. Bu yasaya göre 31 Aralık 2017’den önce inşa edilip bir de “yapı kayıt belgesi” alan bahçeler yıkılmayacak, ama diğerleri yıkılacak!
“Ağrımayan başa dert açmak” diye buna denir! Sen tut 10 milyon kaçak yapıya “yapı kayıt belgesi” diye ruhsat ver, herkes bu durumu kabul etsin ve üstelik memnun olsun; sonra birileri çıksın “Ama şuralar olmaz, onları yıkacağız” desin! Huzursuzluk çıkarmak için yer arıyorlar galiba!
Geçen yerel seçimden önce “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” yani EYT’liler diye bir grup çıkmıştı. Bu kişilerin talepleri vardı ve kıyısından kenarından bile kabul görmedi. Bence de doğru olan yapıldı; evet kimse erken emekli olmamalıdır. 40 yaşında emekli olmak bu şartlar altında çok erken!
Fakat sonra devreye FETÖ girdi ve “haklı talepleri” bile öyle kışkırttı ki insanları birdenbire “hükümet düşmanı” haline getirdi. Oysa mevzu basit birkaç çalışmayla çözülebilirdi. İllaki herkes genç yaşta emekli olmazdı da mesela birkaç senelik hak verilebilirdi. Veya başka çözümler! Ama millete “çözümsüzlük” sinyali verilince FETÖ bunu dibine kadar terörize etti, etmeye devam ediyor. Evinde oturan adam birdenbire kendini EYT konusunun dışına çıkıp, “Hükümete düşman olmuş” buldu, bazıları bulmaya devam ediyor.
Şimdi aynısını “hobi bahçeleri” üzerinden yapacaklar. Yarın bir gün çıkıp da vatandaşın evini yıkmaya kalkarlarsa bunun bedelini milletçe ödemek zorunda kalırız. Bu tehlikeyi seziyorum, görüyorum. Birileri bu durumu çok kötü kullanacak!
Yasa çıkarılır ve “Bundan sonra tarım alanlarına çivi çaktırmayacağım” denir, kimse de buna itiraz etmez. Ama siz yasa çıkarır ve “2018, 2019, 2020” diye geriye dönük “yıkım kararı” verirseniz on binlerce mağduriyete sebep olursunuz.
Çoğu orta gelirli vatandaşların yaptığı, içine çeşitli meyve ağaçları ve çamlar diktiği, yaz gelince domates biber ektiği, ailece nefes aldığı alanları eğer “yıkmaya kalkarsanız” gönüller yıkılır. Yanlış idiyse baştan yaptırmamak gerekir! Şimdi yapılanı yıkmak büyük hata olur ve siyasi sonuçlara da sebebiyet verir.
Yasa çıktı ve birileri “YIKACAĞIZ” diye açıklama yaptı. Nereyi yıkacaksınız? Kaç yapıyı yıkacaksınız? Belli mi? Yok, belli değil; ama YIKACAĞIZ! Peki, sizin vatandaşı tedirgin etmeye hakkınız var mı?
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli aslında bu yasaya müdahil olsa çok daha hasarsız bir süreç yaşanırdı, ancak yasa TBMM’den geçti. Yani mevzunun müsebbibi Sayın Pakdemirli değil ama bu yasadan dolayı ileride onu da suçlayanlar çıkacak. Oysa kendisi tarımda ve orman alanında çok güzel işler yapıyor.
Peki, bir vatandaşın evini yıkmak reva mı?
“Tarım alanına yapılan evler” diyorlar ama buna kimler müsaade etti? Şimdi bunları eskiye döndürmenin maliyeti çok fazla olacaktır, üstelik harabe görüntüler içinde tarım yapılamayacaktır.
Bundan sonrası için tarım alanlarına çivi çaktırmayın, ama yapılıp bitmiş yerlerde de vatandaşın huzurunu artık kaçırmayın! İnsanlar tedirgin ve bu tedirginliğin giderek büyüdüğünü görüyorum. Yakında FETÖ’nün alçak algı yöneticileri de devreye girdiği vakit bu yasayı çıkaranlar ortada bile gözükmeden işlerine bakacak ve yük yine Cumhurbaşkanımızın omzuna kalacaktır!
Başta da dediğim gibi, şahsen derdim yok; ancak vatandaşın böyle bir derdi var ve bunu çok kötü kullanacaklar. Bu problemin acilen düzeltilmesi gerekiyor. Vatandaşın evi yıkılır mı yahu?
“BAŞKAN ERDOĞAN EKSEN MİMARI’DIR”
Türkiye’nin “yeni siyaset tarzı” bazılarını şaşırtmaya devam ediyor.
Yahu diyorlar; “Türkiye düne kadar Kaşıkçı Cinayeti’nden dolayı Arabistan’a kızıyordu, nasıl oldu da birdenbire Kral Selman’la telefonlar havada uçuştu” diye şaşırıyorlar.
Neden şaşırıyorlar ki?
Kontrolün dışarıda başkalarının elinde değil, içeride bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın elinde olmasına şaşırıyorlar. Rusya ile de benzer bir durumu yaşıyoruz. Libya’da sadece Darbeci Hafter güçlerine karşı değil aynı zamanda Rusya’nın paralı askerleri olan Wagner’e karşı da mücadele veriyoruz. Bizzat sahada olmayabiliriz ama BM’nin tanıdığı Serrac hükümetinin Türkiye olarak sonuna kadar yanındayız.
Hem mücadele etmek hem de ilişkileri üst düzey sürdürmek! İşte bu denklem Yeni Türkiye Denklemi’dir. Başkan Erdoğan sadece Cumhurbaşkanı değil aynı zamanda “mimar”dır. Onun yaptığı “siyaset çizimleri” sadece bölgeye değil dünyaya da yön vermeye devam edecektir. “Eksen kayması” sözü tarihe karıştı. Artık ekseni belirleyen Türkiye’dir.