HOŞGELDİN YENİ TÜRKİYE
Ülkemiz ve milletimiz adına çok önemli ve keskin bir virajı daha hiç yabancı olmadığımız, yıllardır talimli olduğumuz bir şekilde engelleme çabaları içinde olsa da…çok anlamlı ve büyük bir zaferle döndük…Biiznillah…
Süreç boyunca yaşananların hareket alanımızı daralttığını daha önce de anlatmıştık. ‘Yeni Anayasa’ teklifinin TBMM’de kabul edilmesiyle birlikte A planları tutmayanlar, B Planlarıyla harekete geçtiler ve son güne kadar uygulamaya devam ettiler. Normal işleyişe göre sistemi anlatmak için memur olmuş her kesimden birey, maddeleri anlatmak üzere hummalı bir çalışma içine girseler de malum çevreler tarafından manipüle edilmiş,gerçeği anlatmayan asılsız, aslı astarı olmayan mevzularla uğraştılar.
Sonuçta…Milletimiz Anayasa’nın 18 maddesinin değiştirilmesine ‘EVET’ dedi.Oylamanın tamamlanmasıyla birlikte daha doğrusu sonuçların netleşmesinin akabinde sürecin başından beri devrede olan iç ve dış aktörler yaygara koparmaya başladılar. Sonuçlarla beraber hazırda beklettikleri başka bir planı devreye soktular.
EVET oylarının hangi oranlarda önde olmasının önemi yoktu aslında onlar için…Defalarca farklı kılıf ve şekillerde milletin iradesini tanımayacaklarını dile getirmişlerdi. Bu nedenle de planlarını yenilgilerine göre kurgulamışlardı. Her seçimde alışılageldiği üzere iletişim toplumu olmanın gerekliliğini yerine getirdiler ve yandaşlarını desteğe çağırmak üzere sosyal medyanın bütün nimetlerini kullandılar ve hatta bir tık öteye giderek;yürüyüş, tencere tava gibi klasik senfoni yöntemlerine başvurdular; ancak 15 Temmuz’u yaşamış bir milletin karşısında bankamatik, benzin ve market kuyruklarında bekleyenlerin ne kadar etkisi olabilirdi ki…Kimse yanlış anlamasın.Bunları toplumu ayrıştırmak amacıyla söylemiyoruz.Bunların hepsini yaşadıklarımız ve gördüklerimizden yola çıkarak dillendiriyoruz. Ülkesine darbe girişimi yapılırken cebinin peşine düşenlerden, askeri darbe sonucu üretilmiş bir Anayasa’ya karşı yapılmak istenen demokratikleşme hamlesine de EVET demelerini beklemiyorduk zaten…
Kopan yaygaraların nedenini bilenler ise…Bu yaşananları bıyık altından gülerek izlediler.Kavgadan, gürültüden, yakıp yıkmaktan, hayasızca küfür etmekten başka marifetleri olmadığı konusuna tecrübelerle sahip olunduğundan, doğrusunu söylemek gerekirse…İkinci kuşak medya müdavimleri dahi neler yaptıklarıyla ilgilenmediler, yani yönetmenlerinin kurgusuyla figüranlarımız oyunculuklarının gereğini yerine getirdiler ancak fazla reyting alamadılar. En üzücü olan ise…Geç saatlerde! tekzip edilse de gün boyu medyada dolaşan ana muhalefet partisinin Gençlik Kolları eliyle halkı kışkırtma gayretiydi. Tabiki…pek fazla ilgi görmediler ve kendileri çalıp, kendileri oynadılar.
Artık akıllı, uslu bir şekilde öğrenmeleri gereken birşey varsa…O da gerçeğin TEK olduğu ve o gerçeğin de MİLLET olduğudur.
Pazar Günü’ne gelecek olursak;
Kimlerin EVET ya da hayır dediği, hangi görüşten nereye ne kadar oy gittiği gibi tahminler herkes tarafından tartışıldı.Burada tekrar dillendirmenin bir faydası olmayacaktır. Nasıl ki… Teşkilatlar çalıştı mı yoksa çalışmadı mı! sorusunun bu aşamada faydalı olamayacağı gibi…Kişisel kanaatimiz Vatanını, milletini her türlü beklentinin ve çıkarın üzerinde görenlerin bu çok önemli demokratikleşme sürecine içten, gönülden sonuna kadar EVET dediğini biliyoruz. Bu sürece gerek dışarıdan gerekse teşkilat içerisinden destek olunup, olunmadığı ise; vicdanlara bırakılması gereken bir konudur. Bu bağlamda şunu söyleyerek bu konuyu kapatmamız gerekmektedir. Her yerde,her ortamda ve her fırsatta zikredilen ihanet edenler ki…Şayet varsa… bir kenara büyüklerimizin gereğini yapmaları için bırakırsak…Diğer kalanların ne kadar çalışıp ya da çalışmadıkları, ne kadar uğraşıp ya da uğraşmadıkları konusunu kendi vicdanlarında sorgulamaları gerekiyor. Onları vicdanlarıyla başbaşa bırakarak, çok büyük zafer değilmiş gibi gösterilmek istenen hatta hile ve hurda gibi söylemlerle itibarsızlaştırılmaya çalışılan büyük dönüşümün ilk adımı olan Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Milletimize Hayırlı…Uğurlu ve Kademli olsun…
Bundan sonraki gelişmeler hangi yönde olacak…Bekleyip, göreceğiz. Siyasetin piri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kurucu olduğu partisinin başına geçeceği gün herkes tarafından heyecanla beklenmektedir. Milletimizin sağ duyu ve basiretine sonuna kadar güvendiği reisimiz; milletimizin beklentilerine en hızlı ve en iyi şekilde cevap verecektir.
Gerek küresel konjönktür de gerekse kendi içimizde ülkemizi zor günler beklemektedir.
Hainlerin her daim dış işbirlikçilerle elele pusuda beklediğini biliyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi içinden ülküsüne ihanet ederek, ikbal peşinde koşan şövalyelerin hangi planların ve oluşumların içinde olduklarını izliyoruz.
Kısaca… Program, hesap ve kitaplarını Türkiye’nin dirilişine engel olmak üzere hazırlayan satılık kuklaların boş durmayacaklarını çok iyi biliyoruz.
Bu yolun çok meşakkatli ve dikenli olduğunu da çok iyi biliyoruz.
Reisimiz demedi mi ‘Ayağını Seven Gelmesin’ diye…
Herkes bilsin ki…Talimliyiz…
15 Temmuz’da REİSLERİNİN tek bir cümlesiyle sokağa dökülen milyonlar, kulakları Başkomutan’ın sesinde KIYAM’da bekliyor…
Vatan yolunda cefa da…Ölüm de hayattır bize…
Bu büyük zaferi yaşatan kutlu ANADOLU’ya…Cumhurbaşkanımız’a…Başbakanımız’a…Katkılarından dolayı Sayın Devlet Bahçeli ve ülküdaşlarına…Tarihe damga vuran milyonlara SELAM OLSUN…
HOŞGELDİN…YENİ TÜRKİYE…
Meral Savaş