İmamoğlu ve Omzundaki El’in Özgürlükten Anladığı
Ekrem İmamoğlu ve ‘omzundaki el’ benim hakkımda suç duyurusunda bulunmuş. Neden?
***
Sistematik bir biçimde sokağa çıkma yasağı istediği halde, halk sağlığını tehdit eder biçimde otobüs sefer sayılarını azaltmasını eleştirdiğimiz için. Kafasına göre yardım programı açıklayıp bu memleketin yasalarını/yönetmeliklerini yok saydığını söylediğimiz için. Çıkıp “İBB devletin ta kendisidir” derken, üniter yapıyı yok sayıp, federe devlet yönetiyor gibi davranmasına tepki gösterdiğimiz için.. Üst üste gelen bunca hadiseden , tam da İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu gibi ‘işkillendiğim’ için suç duyurusunda bulunmuş benim hakkımda.. Çok da güzel yapmış. Buradan sayın savcılara sesleniyorum. Lütfen bu suç duyurusunu dikkate alın ve dava açın. Açın ve gidelim mahkemede hesaplaşalım. O bana neden dava açtığını anlatsın. Ben de neye neden tepki gösterdiğimi. Ben Yüce mahkemelerin alacağı karara inanıyor ve adalete güveniyorum. O ve omzundaki el de dava açtığına göre onlar da güveniyor demektir. Bırakalım yargı kararını versin..
***
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere.. Sayın İmamoğlu ve eski mesai arkadaşım ‘omzundaki el’ benim hakkımda dava açarken demişler ki; “bu adam hapse girmeli. Tutuklanmalı. Cezaevinde olmalı.” Evet yanlış okumadınız. Şehit Mitçi subayımızı deşifre ettiği için yargılanan ‘Karanlık Oda’ ekibine açıktan hürriyet isteyen İmamoğlu ve omzundaki el benim hapse girmemi istiyor. Görün bu adamların fikir özgürlüğü, ifade hürriyeti numaralarını. Hepsi palavra. Onların istemediği bir şeyi söylersen baskıyla, dava tehdidiyle hapisle sustururlar. Bunların özgürlükten anladığı kendi istediklerinin özgürce söylenmesinden ibaret. O kadar. Tanı bunları, tanı da büyü..