İmamoğlu’nun paniği; yolun sonu! Özel’in entelektüel sefaleti ve aşırı kullanımın kaçınılmaz sonucu

Okuduğunuz Yazı
İmamoğlu’nun paniği; yolun sonu! Özel’in entelektüel sefaleti ve aşırı kullanımın kaçınılmaz sonucu

İçerik

Kurdukları iletişim tekniği ilk başta doğru gibi görünüyordu.

AK Parti, MHP, İyi Parti, DEM gibi siyasal oluşumların tabanlarını es geçtiler ve CHP tabanının konsolidasyonuna yönelip propagandayı esas aldılar. Çünkü onlar hiç sorgulamadan kendilerine sunulan “Biz iyiyiz, onlar kötü” masalının karton karakterlerini olduğu gibi kabul ettiler. Diğer partilerin tabanlarını hedefleselerdi “İyi ama itirafçıların dediklerine ne diyorsun, 560 milyar nerede, bu villalar neyin nesi, Aziz İhsan Aktaş neden içinizden geçti, usulsüz ihalelerle götürülen milyarlar nerede, eşinin kardeşinin üzerindeki villalar nereden geldi, oğlu yurtdışında nasıl yatırım yaptı, ihale verilen müteahhitlerin SİSTEM’e aktardıkları paralar ne oldu?” vb. onlarca soru yönelteceklerdi.

Dolayısıyla bu yöntemle yüzde 60-70 oranında “İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı olmak istediği için hapse attılar” söylemine inanan mankurt bir kitle oluşturmak daha konforlu bir alan yaratıyordu CHP Genel Merkezi’yle Ekrem İmamoğlu’na. Ama dediğim gibi 80’e yakın itirafçı akla hayale gelmedik ifadeler verince, yolsuzluk çarkını, hırsızlığı, rezillikleri, rüşvet ve irtikapı teker teker anlattıkça bu oran erimeye başladı. Esasında erimenin emareleri Saraçhane meydanında düzenlenen ilk mitingde ortaya çıktı. Polisle çatışma başlayınca olay yerinden sıvışan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile diğer yöneticiler fark ettiler ki polise saldırıp gerilim çıkaranlar CHP’li gençler değil, meydana gelen marjinal solcularla, hareketten bereket devşirmeye kalkan Zafer Partili faşistlerdi.

Bundan sonra düzenledikleri her mitingleri fiyasko ile sonuçlandı ama mercek oyunlarıyla üç dört bin kişilik mitingleri yüzbinler diye göstermekten utanmadılar gözlerimizin içine bakarak ve yalan söyleyerek.

Değişim sürecinin ZOOM toplantısından itibaren Kemal Kılıçdaroğlu’nu sırtından hançerleyen Özgür Özel, kendisine verilen sözler yerine getirilip Genel Başkanlık koltuğuna oturtulunca bireysel kefaretini ödemek için büyük çaba harcadı. Özel’in, İmamoğlu iletişim ekibince uygulamaya sokulan “İyilerle kötülerin mücadelesi” temasını kalıcı hale getirmesi, bunun için de anlatıya uygun bir dil kullanması gerekiyordu. Böylece çatışmacı, kutuplaştırıcı bir dille yaratılan gergin ortamda CHP’li kitle karşı tarafın hiçbir sözünü dinlemeyecek, hiçbir itirafı, delile dikkate almayacaktı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile diyalog zemini arayarak genel başkanlık adımını atan Özgür Özel böylece başladı küfür etmeye. Zaten entelektüel sefaleti ile dip yapan kişiliğinin üzerine “Ulan, lan, oğlum, Allah’ın korkağı, haddini bil…” gibi lümpence söylemiyle tüy dikti.

Ancak yolun sonuna gelindi. Saraçhane’den itibaren CHP tabanı ikna edilemediğinden artık “aşırı kullanım” dönemine girildi. Aşırı kullanımın öznesi de Özgür Özel’den başkası değil. Zira kısa vadede bir işe yarayan bu propaganda yönteminin orta uzun vadede CHP tabanını konsolide etmesi mümkün görünmüyor. İlk gerçek delil ortaya çıktığında zaten surda ilk gedik açılmıştı. İtiraflarla koskoca bir kara deliğe dönüştü. İddianamenin eli kulağında artık. Somut deliller kamuoyuyla paylaşılmaya başlandığında propaganda makinesinin çöküşü daha da hız kazanacak. Burada parti içi muhalefeti saymıyorum bile.

Tek amacı “İmamoğlu’nu kurtarmak” olan CHP Genel Merkezi’nin sığ planları tabanda tepki topluyor. Bu sessiz tepkiyi trollerin tam tamlarıyla yokmuş gibi göstermeye çalışsalar da sessiz ve dipten gelen dalga İmamoğlu-Özel ikilisini silip süpürürken beraberinde Ali Mahir Başarır, Veli Ağbaba, Gökhan Günaydın, Gökan Zeybek, Umut Akdoğan gibi yancıları da götürecek. İşte bu gelmekte olanı Ekrem İmamoğlu görüyor ve görselleştirilen mahkeme şovları ile kaçınılmaz sonu geciktirmeye çalışıyor.

İmamoğlu’nun paniği; yolun sonu! Özel’in entelektüel sefaleti ve aşırı kullanımın kaçınılmaz sonucu

03 Ekim 2025 00:03 

Kurdukları iletişim tekniği ilk başta doğru gibi görünüyordu.

AK Parti, MHP, İyi Parti, DEM gibi siyasal oluşumların tabanlarını es geçtiler ve CHP tabanının konsolidasyonuna yönelip propagandayı esas aldılar. Çünkü onlar hiç sorgulamadan kendilerine sunulan “Biz iyiyiz, onlar kötü” masalının karton karakterlerini olduğu gibi kabul ettiler. Diğer partilerin tabanlarını hedefleselerdi “İyi ama itirafçıların dediklerine ne diyorsun, 560 milyar nerede, bu villalar neyin nesi, Aziz İhsan Aktaş neden içinizden geçti, usulsüz ihalelerle götürülen milyarlar nerede, eşinin kardeşinin üzerindeki villalar nereden geldi, oğlu yurtdışında nasıl yatırım yaptı, ihale verilen müteahhitlerin SİSTEM’e aktardıkları paralar ne oldu?” vb. onlarca soru yönelteceklerdi.

Dolayısıyla bu yöntemle yüzde 60-70 oranında “İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı olmak istediği için hapse attılar” söylemine inanan mankurt bir kitle oluşturmak daha konforlu bir alan yaratıyordu CHP Genel Merkezi’yle Ekrem İmamoğlu’na. Ama dediğim gibi 80’e yakın itirafçı akla hayale gelmedik ifadeler verince, yolsuzluk çarkını, hırsızlığı, rezillikleri, rüşvet ve irtikapı teker teker anlattıkça bu oran erimeye başladı. Esasında erimenin emareleri Saraçhane meydanında düzenlenen ilk mitingde ortaya çıktı. Polisle çatışma başlayınca olay yerinden sıvışan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile diğer yöneticiler fark ettiler ki polise saldırıp gerilim çıkaranlar CHP’li gençler değil, meydana gelen marjinal solcularla, hareketten bereket devşirmeye kalkan Zafer Partili faşistlerdi.

Bundan sonra düzenledikleri her mitingleri fiyasko ile sonuçlandı ama mercek oyunlarıyla üç dört bin kişilik mitingleri yüzbinler diye göstermekten utanmadılar gözlerimizin içine bakarak ve yalan söyleyerek.

Değişim sürecinin ZOOM toplantısından itibaren Kemal Kılıçdaroğlu’nu sırtından hançerleyen Özgür Özel, kendisine verilen sözler yerine getirilip Genel Başkanlık koltuğuna oturtulunca bireysel kefaretini ödemek için büyük çaba harcadı. Özel’in, İmamoğlu iletişim ekibince uygulamaya sokulan “İyilerle kötülerin mücadelesi” temasını kalıcı hale getirmesi, bunun için de anlatıya uygun bir dil kullanması gerekiyordu. Böylece çatışmacı, kutuplaştırıcı bir dille yaratılan gergin ortamda CHP’li kitle karşı tarafın hiçbir sözünü dinlemeyecek, hiçbir itirafı, delile dikkate almayacaktı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile diyalog zemini arayarak genel başkanlık adımını atan Özgür Özel böylece başladı küfür etmeye. Zaten entelektüel sefaleti ile dip yapan kişiliğinin üzerine “Ulan, lan, oğlum, Allah’ın korkağı, haddini bil…” gibi lümpence söylemiyle tüy dikti.

Ancak yolun sonuna gelindi. Saraçhane’den itibaren CHP tabanı ikna edilemediğinden artık “aşırı kullanım” dönemine girildi. Aşırı kullanımın öznesi de Özgür Özel’den başkası değil. Zira kısa vadede bir işe yarayan bu propaganda yönteminin orta uzun vadede CHP tabanını konsolide etmesi mümkün görünmüyor. İlk gerçek delil ortaya çıktığında zaten surda ilk gedik açılmıştı. İtiraflarla koskoca bir kara deliğe dönüştü. İddianamenin eli kulağında artık. Somut deliller kamuoyuyla paylaşılmaya başlandığında propaganda makinesinin çöküşü daha da hız kazanacak. Burada parti içi muhalefeti saymıyorum bile.

Tek amacı “İmamoğlu’nu kurtarmak” olan CHP Genel Merkezi’nin sığ planları tabanda tepki topluyor. Bu sessiz tepkiyi trollerin tam tamlarıyla yokmuş gibi göstermeye çalışsalar da sessiz ve dipten gelen dalga İmamoğlu-Özel ikilisini silip süpürürken beraberinde Ali Mahir Başarır, Veli Ağbaba, Gökhan Günaydın, Gökan Zeybek, Umut Akdoğan gibi yancıları da götürecek. İşte bu gelmekte olanı Ekrem İmamoğlu görüyor ve görselleştirilen mahkeme şovları ile kaçınılmaz sonu geciktirmeye çalışıyor.

Yanlış üstüne yanlış yapıyorlar bu yüzden. Meclis’in açılışında CHP dışında büyük bir meşruiyet koalisyonu oluştu. Gayri meşru olan bizatihi CHP’ydi. Partiden umudunu kesenler ise yeni arayışlara girdi.

Şöyle bitireyim.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aşağıdaki sözleri boşuna söylemedi:

“Belediyeleri hısım akraba çiftliğine çeviren haramilerin baskılarına teslim olmak istemeyenlere kapımız açıktır.”

Not: Yazıda Tayfun Şahin’in “Ekrem İmamoğlu CHP tabanını tutsaklaştırdı” adlı makalesinden istifade edilmiştir.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Fuat UĞUR
Bunlarıda İnceleyin