İngiltere İstihbarat Başkanı iyi derecede Türkçe konuşuyor!

Okuduğunuz Yazı
İngiltere İstihbarat Başkanı iyi derecede Türkçe konuşuyor!

İçerik

Sadece İngiltere’nin değil Amerika ve Fransa devletlerinin mevcut “İstihbarat Başkanları” da iyi derecede Türkçe biliyorlar. Richard Moore, Bernard Emie ve Gina Haspel! SIS(MI6), DGSE ve CIA! Türkçe bilmelerinin yanı sıra bir ortak noktaları daha var: Ankara’da görev yaptılar!

“Richard Peter Moore” 2018’de İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi’ydi. Şimdi İngiltere İstihbarat Servisi MI6’nın başında!

“Bernard Emie” 2010’da Türkiye’nin Fransa Büyükelçisi iken 2011’de İngiltere’nin Fransa Büyükelçisi oldu. Üç yıldan beri Fransa İstihbarat Servisi DGSE’nin başında!

2000 yılında Türkiye’nin Fransa Büyükelçisi olan “Jean Claude Cousseran” da Ankara’daki görevinden hemen sonra Fransa istihbaratının başkanı olarak görev yapmıştı.

“Gina Haspel” 2 yıldır CIA Başkanı olan hanım! Büyükelçilik yapmamış ama 20 sene önce CIA adına Ankara’da şef yardımcılığı görevinde bulunmuş. En eski istihbaratçılardan!

Bundan 2 sene evvel Ankara Çankaya’da Şehit Ersan Caddesi’nin 46 numaralı mâlikanesinde Richard Peter Moore görev yapıyordu, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore!

Geçtiğimiz günlerde Britanya Birleşik Krallığı’nın İstihbarat Servisi SIS’in başına geçti. Propagandacı Bond filmlerindeki MI6 olarak bilinen yer! Servis başkanının görevi; İngiltere’nin çıkarlarını korumak, düşman devletlerin faaliyetlerine karşı operasyonları koordine etmek!

Peki; İngiltere, ABD, Fransa istihbarat başkanlarının bu durumu bizim için kötü mü? Hayır; bu durum “iyi ve kötü” denklemi içinde değerlendirilirse yanılırız. Bu gelişmeler Türkiye’nin dünya denkleminde artan öneminin göstergesidir. Biz yıllardır; “Bütün dünya Türkçe öğrenecek, çünkü Türkiye yüzyıla damgasını vuracak” derken bunu kastediyorduk! Ara sıra ülkemizde olumsuz gelişmeler/girişimler olsa bile “sürdürülebilir bir gelişme” yaşanıyor, yaşanmaya devam edecek.

Richard Efendi ile 2016’da bir toplantıda karşılaşmıştık. Sempatik görünmeye çalışıyor, saf ayaklarına yatıyor, herkese “Ay ne cici adam” dedirtme modunda, yapmacık tipik bir İngiliz! Kendisine; “15 Temmuz’da neden suskundunuz?” diye sorduğumda “İlk biz geçmiş olsun dedik” demişti. İyi bir şeymiş gibi! Bu arada evet işini iyi yapıyor, İngiltere’nin çıkarlarını koruma çabası içinde olduğu çok belli! Ben Richard efendiyi sevemedim ama profesyonelliğine ve ülkesine sadakatine bir şey diyemem!

Önemli olan Richard’ın değil “bizim” ne yaptığımız! İngiliz İstihbarat Başkanı Türkiye’de hangi “dostlarıyla” görüşmeye devam edecek? Kimler onu gezmelere davet etti? Artık buna da bizim vatanseverlerimiz bakacaktır.

Milli İstihbarat Teşkilatı MİT bugün için MI6, BND, DGSE ve MOSSAD’dan güçlüdür! Benim endişem MİT değil; diğer ülkelerin istihbaratlarına kendi ülkesini satmaya yeltenenler var.

İngiltere, ABD, Fransa Devleti’ni yönetenler kendi istihbaratlarının başına “iyi derecede Türkçe bilenleri” getirdiler; çünkü sadece bölgenin değil dünyanın denkleminin de Türkiye’den yükselmeye başladığını, planların Türkiye’de yapıldığını, Türkiye’nin oynayan değil “oyun kuran” ülke olduğunu iyi okuyorlar. Onlar okurken, biz “yazmaya” devam etmeliyiz.

Ankara çok değişti. Çeyrek asır evvel karanlık ve puslu şehirdi. Kocatepe dışında minareleri gözükebilen camiler yoktu. Şehir gülümseyen yüzlere hasretti! “Ankara’nın en iyi yanı İstanbul’a dönüşü” sözü neredeyse atasözü haline gelmişti. Ama bugün Ankara, Türkiye çok değişti. Sadece bölgenin değil dünyanın “kilit ülkesi” haline geldi.

İşte bu kilidi açmaya çalışanlar, kendi ülkelerindeki istihbarat başkanlarını da Ankara’da yetiştirir oldu. Çünkü “Külliye” Ankara’da, çünkü sadece Türkiye’nin değil ezilenlerin bahtını değiştirenler Ankara’da!

“YENİ DÖNEM: TÜRKLER NE İSTİYOR?”

Eski dönemin “Türkler ne veriyor?” sorusu yeni dönemle birlikte yerini “Türkler ne istiyor?” sorusuna bıraktı. Lozan, Sevr, Montrö’de eski dönemi yaşadık; toprağımız antlaşmalarla “yol geçen hanı” haline getirildi. Ege ve Akdeniz’deki Türk adaları tam 550 kilometre uzaklıktaki Atina yönetimine bırakıldı. Bu antlaşmalar Türkiye’ye yakışmadı, yakışmıyor. Yeni dönem Suriye ve Libya’da başladı. Şimdi herkes, “Türkler ne istiyor?” sorusunun cevabını arıyor.

“HİLÂFET TARTIŞMALARI”

Bize ait değerlerin tartışmasını “biz” yaparız. Müslümanla, ezanla, milletle alakası olmayan kopuk tiplerin art niyetli biçimde “hilafet kurumunu” konuşmaları işi sulandırıyor. Bizim de karşı olduğumuz birçok meseleyi sanki “hilafet kurumuna ait gibi” sunuyorlar. Kimsenin oyununa gelmeye lüzum yok! Tartışacağız; ama şimdi bırakın da 84 yıl aradan sonra ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Camii’nin huzurunu “hep birlikte” yaşayalım. Birlik daima hayırlıdır. Konuşmazsak olmaz; ama bizim istediğimiz vakit konuşmalıyız. Yeri, mekânı ve zamanı ancak imanlı milletimiz tayin edecektir. Gayrimüslimlerin bile garantörü Müslümanlardır ve doğal olan daima güzeldir!

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI