“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”
Fetö terör örgütüyle mücadelede yeni bir sayfa açıldı. Yıllardır defalarca söylediğim düzlem buydu işte.
Pazar günü Resmi Gazete’de yayımlanan kararnamelerde, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 121’inci maddesi öne çıktı. 15 Temmuz’daki darbe girişimi ve sonrasındaki eylemlere müdahale eden “sivillerin” “cezai sorumluluğunu kaldıran” bu madde, malûm çevrelerde endişe ve korku yarattı.
Peki neydi o madde?
“Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın, 15 Temmuz darbe girişimi ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişilerin” hiçbir hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğunun olmayacağı” yönünde…
Bu madde çok kapsamlı bir madde aslında. 2019 öncesi saldırıların dozunu arttıracaklarını biliyoruz. Özellikle şimdiden sonrası için bu kahpelerin kalkışacakları her hangi bir hamlenin de önünü kesmeye yönelik bir çalışma olmuş. Devletin sahadaki “sivil aktörleri” koruma altına alması olarak da düşünülebilir.
Kuşkusuz bu hamleyi de akamete uğratmak ve bunu suistimal edecek girişimler de olacaktır. Ancak bu madde öyle her suç işleyenin ‘terörle mücadele ettiğim için vurdum’ demesiyle o kişiyi koruma altına almıyor, almaz.
Bu noktada hukukî çerçeve içinde daha etkili ve sonuca dönük hamleler olacaktır.
Resmi aktörlerin dışında sivil aktörlerin de saha da çok daha etkili olduğunu bilen başta CHP ve HDP’li milletvekilleri ile onlarla aynı düzlemde hareket eden bazı hukukçular ve STK’ları epey endişelendirmiş bu madde. Verdikleri tepkilere şaşırmadık…
Evet kimin nerede ve nasıl durduğunu görmemiz açısından oldukça önemli bir mesafe. Tehlikeye karşı ortak mücadele budur.
Fetö ile mücadele eden her yerli ve milli unsurların korunması, hukukî yönden destek verilmesi terör örgütüne vurulacak en güzel darbe olacaktır.
Özellikle sosyal medya üzerindeki algı operasyonlarında inisiyatif alan yerli ve milli unsurlarımız daha kararlı mücadele vereceklerdir.
Sistematik ve örgütlü mücadele böyle olur ve olmalı. Geçte olsa yerinde alınmış bir karar olarak görüyorum.
Aynı zamanda diğer terör örgütlerine karşı da bu mücadelede önemli mesafeler alınacağı kanaatindeyim.
Kararnamenin 15 Temmuz sonrası Fetöden mağdur edilmiş vatandaşlarımızı içine aldığı görülse de, bu hamlenin 15 Temmuz’dan bu güne ve devamına dair de işletilmesinin zarureti icap ediyor. Asıl olan fetö ile mücadeledeki kararlılığın devamını sağlamasına katkı vereceği gözden uzak tutulmamalı.
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”
Binnur Günay