İran’ı bu kadar saldırgan yapan nedir?
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), merkezi Erbil’de bulunan, Türkiye ve İran sınırı boyunca uzanan, Konya genişliğinde dağlık bir arazide yer alır. IKBY, 1915-19 arasında ABD başkanı Woodrow Wilson’ın Osmanlı Devleti’nin yerini almasını önerdiği üç ülkeden birinin ilk adımı olarak, ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra 2005’te yapılan yeni anayasayla kuruldu. Irak Kürtlerinin bağımsızlık mücadelesinin tarihi Wilson’ın projesinden çok eskilere, yüzyıl öncesine dayanır. Ancak, Kürtlerin yaşadığı diğer ülkeler Türkiye, İran ve Suriye’den çok daha yoğun isyanlara ve Araplarla savaşlara sahne olan Irak, bu tarihten sonra bölünmenin eşiğine geldi. ABD ve İsrail’in teşvik ve tahrikleri, özellikle yeni anayasadan memnun olmayan Arap çoğunluğun baskıları ve çıkarttıkları ekonomik engellerden bıkan IKBY lideri Mesud Barzani, bağımsızlık ilanı için 2017’de referanduma gitti. Ancak Barzani, ekonomik güçlükleri aşması için Türkiye’nin yardım önerisi ve telkinleri sonunda, bağımsızlık fikrini rafa kaldırdı.
Şu anda Türkiye, IKBY’nin bir numaralı ticaret ortağıdır; Türkiye ile arasında giderek artan bir sosyal ve kültürel iş birliği vardır. Ayrıca, IKBY, Irak’ta İran sınırında yuvalanan PKK teröristlerine karşı sürdürülen mücadeleye imkân ve aktif destek sağlıyor.
Şimdi, böyle olumlu ilişkiler sürerken, Türkiye’nin, isteyerek, bilerek IKBY’nin Zaho ilçesinde Bereket bölgesinde, giderek tanınan ve yerli turistleri çekmeye başlayan Perek köyünü bombaladığı, 8 kişinin ölümüne, 30’a yakın kişinin de yaralanmasına sebep olduğu açıklanıyor. Kim açıklıyor? Irak hükumeti değil; IKBY yönetimi değil, İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü! İran’ın resmi haber ajansına göre, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, yazılı bir açıklamayla Zaho’daki saldırıyı Türkiye’nin sınır ötesi topçu ateşiyle yaptığını bildiriyor.
Kenani bununla yetinmiyor; Irak hükumetine ve halkına başsağlığı dileklerini de iletiyor. Koskoca İran hükümetinin koskoca Dışişleri’nin bu açıklaması üzerine, Irak’ta akla gelebilecek ne kadar yetkili yetkisiz makam ve kişi varsa, hepsi zıplamaya ve ulusal yas ilan edip, bayrakları yarıya indirerek, Türkiye’ye yönelik kınama mesajları vermeye başlıyorlar. İş bununla kalsa! Türkiye’nin içinden de “Artık bırakın Suriye’yi, Irak’ta Kandil’e karşı harekât yapılamaz!” çeşnili yazılar, demeçler veriliyor.
Türkiye, çok açık, kesin ve kısa bir açıklama yaptı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, konuyu Irak hükümeti ve IKBY yetkilileriyle birlikte soruşturmaya hazır olduğunu açıkladı. İran’ın Irak ve Suriye’de vızır vızır dolaşan İHA’ları olduğu bilindiğine göre elbette elinde topların nereden-kim tarafından ateşlediğine dair görüntü kayıtları vardır; bunları soruşturmayı yürütecek makama verebilir.
İran’ın elinde böyle bir kayıt olmuş olsaydı, çoktan açıklamış olurdu. Bu sebeple, sorulması gereken soru şudur:
İran, daha geçen hafta terörizme karşı ortak mücadele sözü verdiği Türkiye’yi böyle asılsız, böyle cüretkâr bir tarzda neden itham edebilmektedir? İran bu cesareti nereden almaktadır?