İşgal girişiminin ikinci dalgasını yaşıyoruz !

Okuduğunuz Yazı
İşgal girişiminin ikinci dalgasını yaşıyoruz !

İçerik

Çok sinsi bir planın adım adım İslam coğrafyaları üzerinde uygulandığını biliyoruz.

Nedir bu plan?

Kurumsal kimliği kalmayan yönetim​ biçimleri, “çadır devletleri” olarak ifade edilen uydu devletçik yapıları..
Bunun başlangıcı Irak’ın işgali ile başladı, Arap baharı denilen dağıtma operasyonuyla devam etti.
En son gelinen nokta ise Suriye oldu. Suriye’yi de içine alan bu operasyondan önemli​ neticeler alındı.

1. İslam coğrafyasının egemen ve belirleyici gücü olan Türkiye’nin irtibatı koparılacaktı.
2. Yeniden şekillenecek coğrafya da Türkiye’yi de içine alan parçalanmış, kurumsal kimliği olmayan özerk bölgeler oluşturulacaktı.
3. Küresel sermayenin bağımlılığını artıracak ve kuşatmayı daha da derinleştirecek kavgaları kontrol edilebilir durumda muhafaza edeceklerdi.
15 Temmuz her manada bu kurumsal kimliği olmayan ülkeler statüsüne ayırılmamızın kanlı projesiydi.
Küresel emperyalizme direnen en son kaleyi fethetmek için her türlü aparatı kullanıyorlar ve kullanacaklar.
Bugün 15 Temmuz sonrası hesaplanıp projelendirilen ikinci dalgayı yaşıyoruz.

Nedir bu ikinci dalga?
Toplumsal güvenlik algısı ve iktidar ile halk arasındaki direniş ve mukavemeti kırmaya dönük son derece yıkıcı bir hamledir!

Dikkat edin 15 Temmuz’da halkın kendisinde gördüğü güç neydi?
Başarabilme erkini farkettik Doğru mu?
Şimdi çıta yükseldi. Halkın kendisinde topladığı gücü iktidarın icraatları üzerine yoğunlaştırarak bütüncül ve yıkıcı gücü oluşturmak istiyorlar.
Bunun ilk sınavını referandumda verdik.
Dikkat edin devletin bütün icraatlarını sorgulayan bir yapıya dönüştük.
Elbette hakkımız. Neticede bu devlet bizim ve canımıza kasd edildi.
Aynı duyarlılığı daha önceki darbe dönemleri ve girişimlerinde bu toplum neden böylesine politize olup hakkını aramamıştı?
Baskı vardı deyip işin içinden çıkamayız..
Çünkü o bilinç yoktu.
İşte 15 Temmuz’un asıl görevi oluşturdukları bu bilinci iktidarı yıkmaya doğru evirebilmekti!
Şu an onu yaşıyoruz.
Herkes herkesi yargılıyor.
Müslümanlar durum kontrolü yerine menfaat noktasına mevzilendiriliyor.
Olay sadece Kavurmacı denen müptezelin​ serbest bırakılması değil, onun üzerinde​n elde edilecek hedefleri hizaya getirme çabasıdır.

Bütün bunları devlet aklı ile Reis okuyor mu? EVET!
Okuduklarını yeri geldikçe​ sesli olarak paylaşacaktır.
Çadır devleti ve kurumsal kimliği kalmayan yeni bir Suriye​ olmamak için birlikte hareket etmek durumundayız.

DEVLETİN İŞİNİ DEVLETE BIRAKIN.
Neticede Reis​ oynanan oyunlara göre mevzi alıyor.
İcraatlar devam edecek!

Binnur Günay

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Binnur Günay