İskoçya’daki Türkiye sempatisi hangi fırsatların kapısını aralıyor?
Aslında başlığı “Türkiye’deki İskoçya sevgisi” diye de değiştirebiliriz.
Sebebi, İskoçların tarihsel köklerine ve günümüze dek sürdürdükleri bağımsızlık mücadelelerine dair sahip olduğumuz bilgi değil. Kökeni Mel Gibson ile Sophie Marceau’nun başrolünde oynadığı BRAVEHEART filmine dayalıdır aslında. Film, çocukken ailesini İskoçya uğruna kaybeden William Wallace’ın, karısı da İngiliz birlikleri tarafından öldürüldüğü zaman intikam arayışına girmesi ve bu mücadelesinin kısa zamanda ülkesinin özgürlüğü için amansız bir savaşa dönüşmesini anlatır. Türkiye insanı “Cesur Yürek” ile aralarında yakınlık kurar.
Ama dediğim gibi bu sevginin karşılıklı olduğunu artık daha iyi anlıyorum.
Bundan 12 yıl önce ilk kez, üç günlüğüne gittiğim İskoçya’nın başkenti Edinburgh’u 15 gün önce yine tatil amaçlı olarak ziyaret ettim. İlk seyahatimde orada tanıştığım ve yalnızca turistik eşyalar satan bir dükkânı olan Şahin Vahap Fırat ile tekrar bir araya geldik ve uzun sohbetler ettik. O dükkân sahibi Şahin Vahap Fırat artık büyük bir işadamı olmuş, bununla da kalmamış, büyük çabalar sarf ederek, Türkiye ve İskoçya hükümetleri nezdinde yürüttüğü çalışmalar sayesinde kurulan İskoç-Türk Ticaret Odası Başkanlığı’nı da üstlenmişti. Şu anda bazıları franchise olmak üzere 16 adet kafesi, kahve fabrikası, Smith Palace adlı bir oteli var. Terra adlı bir İtalyan kahve markasını da şirket olarak satın aldıktan sonra ürettiği çeşitli karışımlardaki kahveleri İngiltere’de 213 kafeye satıyor. Yakında Türkiye’de de bir Franchise vermek niyetinde. Edinburgh’da epey Türkiye kökenli işadamı, öğrenci, öğretim üyesi yaşıyor.
İskoçya Parlamentosu üyesi, Kültür, Avrupa ve Uluslararası Kalkınmadan Sorumlu Gölge Bakan Foysol Choudhury’nin aşağıdaki paylaşımı onun yaptıklarından yalnızca biri hakkında bir fikir veriyor.
Şahin Vahap Fırat’ın Başkanı olduğu Türk-İskoç Ticaret Odası’nın, 12 bin 500’den fazla üyesi bulunan İskoçya Ticaret Odası Scottish Chambers’a katılımının imza töreni bu. Törene, Türkiye’den milletvekilleri, İskoç Parlamentosu milletvekilleri ve oda yöneticileri katılmış. Kimler yok ki… Foysol Choudhury dışında Edinburgh Belediye Başkan Yardımcısı Lezley Cameron, Adıyaman Milletvekili Mehmet Fatih Toprak, Londra Bülyükelçiliğimiz Ticaret Baş Müşaviri Tarık Sönmez, İskoçya Ticaret Odası Başkanı Liz Cameron.
Şahin Vahap Fırat, genç yaşına rağmen sosyal aktiviteler ve Türkiye ile ilişkiler bağlamında da çok faal bir işadamı.
Geçmişte Türkiye için yaptığı çalışmaları baltalayan, onunla özel olarak uğraşan Büyükelçilik yetkilileri vardı. Türkiye gazetesinde onları yazmıştım.(*) Çoğu FETÖ’cü çıktı ve Dışişleri bünyesinden uzaklaştırıldılar.
Edinburgh’daki Türk komünitesi Büyük Maraş depremi sonrasında çok büyük bir sınav verdi. Acıyı ta içlerinde hissettiler. Adıyamanlı olan Şahin Vahap Fırat ise kendi ailesinden tam 103 kişiyi depremde kaybetti. Yaşadığı acı sonsuzdu. Yapması gerekense belliydi. Türk-İskoç Ticaret Odası Başkanı Başkanı sıfatıyla deprem bölgesine yardım gönderilmesini organize etmek. Hem nakdi hem de yardım malzemesi olarak.
Kolları sıvadı.
Bu kampanya İskoç yetkililer tarafından kuvvetle desteklendi. Sadece onlar mı? İskoç halkı da öylesine derinden bir acı hissetti ki Türklerin bu çabalarına her alanda destek verdiler. Size sadece bir örnek vereyim.
Şimdi aşağıda fotoğrafı bulunan ve cadde üzerinde bulunan işyerine bakın.
Orası şu anda bir Nijerya mutfağı lokantası. Ama o vakit henüz yeni kiralanmış ve açılmamıştı. Türk heyeti bu işyerinin arkasında bir depoyu tuttu deprem bölgesine yardımların götürülmesi için. Büyük hareketlilik yaşanacaktı ve lokanta sahipleriyle problemler yaşanabilirdi. Bunun üzerine işyerinin sahibi İskoç vatandaşı ne yaptı dersiniz? Hemen kiracısına “Lokantayı iki ay geç aç, senden kira almayacağım” dedi ve açılışı erteletti yardım çalışmalarının rahat yapılmasını sağlamak için.
İşte o çalışmaların fotoğrafları.
Şahin Vahap Fırat beni dönmeden bir gün önce Edinburgh Belediye Başkan Yardımcısı Lezley Cameron ile tanıştırdı. Son derece mütevazı ama işinde de son derece disiplinli biri olan Lezley Cameron o kadar sıcak karşıladı ki beni şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Tabii bundan Şahin Vahap Fırat’ın yarattığı etkinin büyük rolü var. Lezley Cameron bana tarihi bir anıt olan belediye binasını neredeyse oda oda, salon salon gezdirip tanıttı.
Kısacası İskoçya’da çok güzel şeyler oluyor. Yeter ki oradaki Dışişleri yetkililerimiz, bu değerli işadamlarına köstek değil, destek olsunlar. Onlarla istişare etmeyi bırakmasınlar ve geçmişteki hastalığımız olan monşerliği mezarından çıkarmasınlar.