İstifa rüzgarı mı yalan rüzgarı mı?

Okuduğunuz Yazı
İstifa rüzgarı mı yalan rüzgarı mı?

İçerik

AK Parti’den istifalarla bir yalan rüzgarı estirmeye çalışıyorlar. Sanıyorlar ki, 17 yıldır iktidar olan bir parti, kağıttan kuleler gibi birkaç günde yıkılacak ve bir dönem sona erecek. Tarihin böyle ilerlediğine inanıyorlar. Ancak unuttukları şey, Erdoğan’ın tarihsel ve toplumsal bir ihtiyaca karşılık geldiği, milletin beklenti ve duası üzerinde yükselen bir lider olduğu gerçeğidir.

Tabii, tümden farkında olmadıkları bir gerçek değil bu; bu alandaki eksikliklerini başka biçimde doldurmaya çalışıyorlar. Bugün milletin maruz kaldığı iletişim bombardımanın boyutları inanılmaz düzeye ulaşmıştır. Dünyanın bütün kötülüğünü her gün, sabah akşam milletin üzerine boca edip duruyorlar; ta ki milleti pes ettirene, Erdoğan’dan koparana kadar. Dünyanın bütün kötülüklerini Erdoğan’a bağlayan bir iletişim ağı oluşturulmuş durumda. Terör örgütü PKK ve DEAŞ’ın toplu kitle katliamlarını Erdoğan’la ilişkili konuşuyorlar; yanan-kesilen ormanlarımızın suçunu AK Parti’ye yıkıyorlar; kadın cinayetlerini, hayvanlara yönelik şiddeti Erdoğan üzerinden değerlendiriyorlar. Erdoğan şahsında muhafazakar dindar kesime karşı büyük bir nefret yayıyorlar.

Şimdi bu yalan rüzgarına eski-yeni bazı AK Partili isimleri de dahil ettiler. Gül-Babacan-Davutoğlu ve diğer bazı isimleri kullanarak akılları sıra Erdoğan’ı yıpratmaya, devirmeye çalışacaklar. İçlerinden en heveslisi ve kullanılmaya en müsait olanı Ahmet Davutoğlu çıktı. Son günlerde konuşulanlara bir bakın. Ahmet Davutoğlu’nun açıklamaları üzerine en çok HDP/PKK çevreleri sevindi. Davutoğlu’nun 7 Haziran ve 1 Kasım arası dönemle ilgili sarf ettiği sözlerin üzerine hep birlikte atladılar.

Davutoğlu’nun bizzat başbakanlık yaptığı dönemdeki toplu kitle katliamlarını devlete bağlayıp terör örgütlerini temize çektiler. Bu durum Davutoğlu’nun da pek bir işine gelmiş olmalı ki, sözlerine açıklık getireceğine günlerce susmayı tercih etti. “Sözlerimi sağa sola çekmeyin, o terör eylemlerinin faili PKK ve DEAŞ’tır” diye bir tweet bile atamadı.

Bunlar olup biterken Abdullah Gül ve Ali Babacan, eminim Davutoğlu’nu uzaktan keyifle izliyorlardır. Ahmet Davutoğlu, panik halinde, oyunda kalma adına ve tabii gündem olmak için kendini batırdıkça Gül ve Babacan ekibi daha çok seviniyordur. Ne de olsa onlar, internetin sanal ve steril sularında, etliye sütlüye dokunmadan, kirlenmeden prim yapmaya, puan toplamaya çalışıyorlar.

Neticede Babacan-Gül, Davutoğlu ve istifa eden diğerlerinin hedefi, milletin Erdoğan’a olan güvenini sarsmak ve AK Parti’nin toplumsal desteğini zayıflatmak. Bütün hesapları, AK Parti’den koparacakları yüzde birkaç puan üzerine kurulu.

Yazık, gerçekten çok yazık. Sırf Erdoğan gitsin kendilerini de rezil edecekler. Maalesef geldikleri bu noktada artık ellerinden gelen her şeyi yapacak, hiçbir şeyden geri durmayacaklar. Fakat şunu bilelim ki; sonuçta bu topraklara, gönüllere gerçekten kök salanlar hatırlanacak, diğerleri çıkardıkları rezilliklerle anılmaktan öteye geçemeyecekler.  

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Kurtuluş TAYİZ